Normalde 3 Ekim sonrasında piyasalarda kâr realizasyonu bekliyorduk. Tıpkı müzakarelere başlamış diğer ülke piyasalarının çoğunda yaşandığı gibi. Ancak satışların bu kadar erken geleceğini de sanmıyorduk.
Satışınnedenleri Kâr realizasyonunun nedenlerinden biri, AB gibi bir beklentinin gerçekleşmiş olması ve fiyatların olgunluk düzeylerine yaklaşmasıydı.
* Kârı alma amaçlı satışları geçmiştekiler gibi yıkıcı beklemiyorduk. Başlangıç itibariyle gerçekleşmeler de bu yönde gibi görünüyor.
* Satışların öne çekilmesine 3 Ekim'in yanına bir de Erdemir'in eklenmesi yol açtı. Daha önceden alanlar elbette satış için ihale sonrası fiyatı bekliyordu. İhaleyi kazanamayan iki yabancı grubun elinde şirket sermayesinin yüzde 13'ünün bulunması ve bu senetlerin satılacağının beklenmesi, yerlileri önceden hareket etmeye yöneltti. Sonuçta yerlilerin öncülüğünde Erdemir hisseleri güçlü satış yedi. Erdemir'in bu düşüşü borsayı da erken tetikledi.
* Tam bu sırada yurtdışı borsalar da seri sayılabilecek düşüşler gösterdi. ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın açıklamaları dünya borsalarında satışı tetikledi, İstanbul Borsası da dünya borsalarından etkilendi. Ancak kurun yukarı yollanması borsada kâr realizasyonu yapanların en azından bir bölümünün yabancı olduğunu düşündürüyor. Çünkü yerlilerin dövize geçmesi beklenmiyordu. Öyle bir ortam da, şu anda mali piyasalarda yok. Dolayısıyla dünya borsalarında genel bir düşüş var. Ama ençokdüşeninİstanbulBorsasıolması,3Ekimsatışlarınınvekendineözgükoşullardankaynaklanankârrealizasiyonununbirsonucu diye yorumlanabilir.
* Piyasalarda satışlarda, önümüzdeki haftalarda haber akışının genelde daha olumsuz beklenmesi de rol oynamış olabilir.
En büyük beklenti, IMF ile işlerin yeniden rayına sokulması. Bunun için hükümetin sosyal güvenlik reformunu Meclis'ten geçirmesi geliyor. Bankalar Kanunu'nun çıkarılacağı açıklandı da sosyal güvenlik reformunun adı edilmiyor. Halbuki belirleyici olan sosyal güvenlik reformu. Büyük özelleştirmeler yapıldı. Ama bunlar arasından açılan davalarda iptal tehlikesi artık gündeme geldi.Kısa vadede büyük özelleştirme de yok.
Dozuyumuşakolur 3 Ekim sonrası başlayan kâr realizasyonunun dünya likiditesinde yön değişikliği olmazsa yumuşak dozda yaşanabileceğini tahmin ediyoruz. Çünkü Hazine kağıtları tarafında hâlâ Türkiye'de iyi bir reel kazanç söz konusu. Hisse senetleri tarafında ise fiyatlarda büyük balon oluşmuş değil. Geçen hafta sonu itibariyle fiyat/kazanç oranı 16.5 seviyesindeydi. Bu oranlar orta ve uzun vadede taşınabilecek oranlar. Borsanın dolar bazlı endeksi de 2.65 sevilyesinden döndü. Burada da gidilebilecek bir yol hâlâ var.
Hükümetneyapar? AB ile müzakerelerin başlaması, yani beklentinin gerçekleşmesiyle finansal piyasaları bugünlere taşıyan dört ayaktan sadece biri devreden çıkıyor. Diğer üç ayağı oluşturan siyasiistikrar,IMFprogramıvedünyalikiditebolluğu sürerse ve örneğin bunlardan IMF ayağı güçlendirilse sorun yok. Piyasalar yola üç ayakla da devam edebilir. Bu durumda kâr realizasyonları kısa vadeli olarak kalır. 3 Ekim sonrasında hükümetin icraatları ve yeni bir açılım getirip getirmeyeceği belirleyici olabilir. Bu gelişmelerle birlikte 2001'in sonbaharından beri devam eden olumlu ana trendin kırılmayacağını sanıyoruz. Bir kaç haftadan bir kaç aya kadar çıkabilecek bir dönemi kapsayabilecek şekilde piyasalar, mola aldıktan sonra, IMF ile programın sürdürülmesi, dünya likiditesinin devam etmesi ve erken seçimin gündeme gelmemesi kaydıyla yeniden uzun vadeli eğilimlerine geri dönebilir.