|
|
Tarikatlar imparatorlukta hep etkin rol oynadı
Osmanlı İmparatorlu'nda devlet-tarikat ilişkisi her zaman önemli olmuştur. 1882 yılında sadece İstanbul'da 260 tekke vardı.
Abdülhamid'in İstibdat döneminde, 19. yüzyıl boyunca zayıflayan devlet-tarikat ilişkileri yeniden canlandırılmıştı. Nakşibendilik başta olmak üzere bu dönemde Halvetilik, Kadirilik, Rıfailik, Sünbülilik, Sadilik, Celvetilik ve Şabanilik güçlendirilen tarikatlardı. 1882'de İstanbul'da 260 tarikat tekkesi vardı. Bunların 52'si Nakşi, 45'i Kadiri, 40'ı Rıfai, 32'si Halveti, 21'i Sünbüli, 15'i Sadi ve 14'ü Şabaniye adlı tarikatlara aitti. Diğer tarikatlara ait tekke sayıları ise daha azdı. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunda tarikatların büyük yararı görüldü. Bu bakımdan padişahların tarikatlara karşı tutumları daima olumlu oldu. Özellikle Hacı Bektaş Veli'nin Yeniçeri Ocağı'na manevi kurucu olarak kabul edilmesi, Bektaşiliğin bu ocaktaki nüfusunu, yeniçeriliğin Mahmud II tarafından kaldırılmasına kadar sürdürdü. Mevlevilik daha çok yüksek tabaka, Nakşibendilik ulema sınıfı, Kadiriye, Halvetilik ve kolları da halk arasında yayıldı.
|