Gurur dolu günler

Son derece modern bir stat ... Bu stadı doldurmuş ve takımlarını destekleyen ama en ufak bir taşkınlık yapmayan taraftar ...
Sahada makine düzeninde işleyen bir takım... Ve de bu camianın kültüründe pek olmayan istikrarın göstergesi 3. sezonunu yaşayan
kariyerli bir teknik direktör .
Bu tablo ile birlikte PSV maçı sonrası tabii ki tüm F.Bahçe camiası mutlu ama onun da ötesinde gururlu . Bu yalnız geçen yılın Şampiyonlar Ligi yarı finalistine karşı farklı skorla kazanılan bir maçın gururu değil. Stadıyla, seyircisiyle, ortaya konan futbolla ve bu büyük camianın el ele, yürek yüreğe verip çok da engebeli, dikenli yolları geçip geldiği noktanın gururu bu. Hiç şüphe yok ki bu gururu yaşamayı en çok hak eden de geçmişte çokça eleştirilen başkan Aziz Yıldırım ve arkadaşları . Zor günlerden geçip, önemli yanlışlardan ders alıp, tüm eleştirilere karşın hiç yılmadan F.Bahçe'yi her bakımdan Avrupa'nın büyük kulüplerinin seviyesine getirdikleri için tüm camia kendilerine şükran borçlu.

YILDIRIM'IN DOĞRU HAMLELERİ
Yıldırım'ın sezon başında doğru yaptığı iki iş basına ve hatta yakın arkadaşlarının talebine bile kulak asmayıp Daum'la devam kararı vermesi ve Anelka'yı satmaması . İşler ters giderse faturanın büyük olacağını bilmesine karşın sorumluluğu aldı.
Milan maçından başlayarak sahadaki takım Daum'un eseri. Anelka ise büyük bir yıldız. Appiah ise yalnız takımın orta saha direncini artırmakla kalmadı yanındaki oyuncuların değerini de katladı. Selçuk ve Aurelio Avrupa'nın en büyük takımlarında bile oynayacak gibi gözüküyorsa bunda Appiah'nın payı var. Alex ise PSV maçında ilk devre sahada yine gezindi. Ama artık hepimiz bu oyuncuyu böyle kabul etmeliyiz. 2. golde verdiği pasla hücumu başlatıp, sonra ceza sahasına koşarak golü atmadaki gayretine ve 3. goldeki akıl ve estetik dolu pasına şapka çıkartmak lazım. İşlerin yolunda gittiği bu günlerde F.Bahçe'nin mali yapısı ile ilgili ortaya atılan borç ve temlik iddiaları ise gerçek değil. Bu bütçe yapısı içerisinde tabii ki borç olacak. Ama eldeki oyuncuların değeri ve potansiyel gelirler bu borcun çok üzerinde. Kaldı ki F.Bahçe diğer başka camiaların kabusu olan borç rakamlarının altında çok rahat kalkabilecek seviyede . Küçük bir örnek olarak; başka statlarda VIP tribün ücretiyle Saracoğlu'nda kale arkalarının tıklım tıklım dolduğunu hatırlatabiliriz veya Fenerium ürünlerin satışının rakiplerin kat ve kat üzerinde olduğunu. Kimse heveslenmesin. F.Bahçe karmaşa arayanlar için artık doğru adres değil.