kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Bizim rüyalarımız bile neden böyle oluyor?
Yazlıkçı olmanın da sorumluluğu yok mu?
ŞAKA - Hurda fiyatı..

Bizim rüyalarımız bile neden böyle oluyor?

Rahmetli Turan Güneş "Biz politikacılar diğer canlılara benzemeyiz. Bizim vücut salgılarımız farklıdır" derdi hep.
Aslında biz gazeteciler de öyleyiz. Takıntılarımız ve hatta rüyalarımız bile diğer canlıların rüyalarına benzemez. Geçirdiği ameliyatlardan ve yoğun bakım günlerinden sonra sağlığına kavuşan Şakir Süter Akşam'daki köşesinde, 15 gün geçirdiği yoğun bakımda gördüğü bir rüyayı yazmıştı.
Bir bölümünü aktarayım:
"Yoğun bakımda insanlar zaman zaman halüsinasyon görür, yer yer gerçeklerle hiç bağdaşmayacak olaylara tanıklık ederlermiş.. İki haftalık yoğun bakım maceramız sırasında biz de belleğimizde, iz bırakmış bazı olayların etkisiyle olmalı ilgi çekici olaylar yaşadık..
Ya da 'yaşadığımızı' zannettik. İşte bazı örnekler..
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dinleyicilere ayrılan bölümünde yapayalnız oturuyor, genel kurul çalışmalarını izliyorum. Başkanlık kürsüsünde Hüsamettin Cindoruk var. Milletvekillerine ayrılan koltuklardan birinde de Abdullah Öcalan var! Cindoruk, Öcalan'la tartışıyor.
- Kardeşim, senin burada ne işin var?
- Beni buraya millet gönderdi. O millet, kendi içinden 35 bin insanını öldüren birini Meclis'e 'temsilci' diye göndermez.
- Sayın Başkan, siz milli iradeye inanmıyor musunuz?
- Ben milli iradenin kavgasını vere vere gelmişim buralara; bana bunun dersini mi vereceksin sen?
- Bana 'sen' diye hitap edemezsiniz.
- Doğru, 'BEBEK KATİLİ' demem gerekirdi!
Meclis'teki konuşmanın devamı yok; bu kadarını hatırlıyorum sadece. Siz buna 'kabus'da diyebilirsiniz tamam ama.. Ben böyle bir 'kabusu' durduk yerde mi gördüm?!."
Şakir Süter'in bu rüyasını "Hayırdır inşallah" diyerek yorumlayacak yetkiye sahip değilim. Bunu bir "Rüya tabircisi "ne yaptırmakta herhalde fayda var.
Başta da söylediğim gibi bizim rüyalarımız veya kabuslarımız da böyle oluyor işte. Hatta bu tür takıntılarımız gerçek yaşamımıza da garip biçimde yansıyor.
Milliyet'in unutulmaz spor servisi yöneticisi Namık Sevik (1926-86) vefat ettiği zaman, ben Milliyet'in başyazarıydım.. Onun gazete binası önüne getirilen tabutu başında konuşma yapmak görevi bana düşmüştü. Yüreğim yana yana rahmetli Sevik'i anlatmaya çalıştım.
Konuşma bitti ve cenaze alayı camiye doğru yola çıkarken, cemaatin arasından Erol Simavi çıkıp, yanıma geldi.
- Senin hayatında politikayı düşünmeden geçen bir an yok mu, dedi bana..
Şaşırmıştım..
- Erol Bey, bu soruyu neden şu anda sorduğunuzu açıklamalısınız, dedim
Gülerek cevapladı sorumu:
- Namık Sevik'i anlatırken, en az iki kez Namık Gedik dedin..
O günlerde yine alevlenen "Namık Gedik gerçekten intihar etti" tartışması, demek beni böyle etkilemişti. Şakir Süter'in yoğun bakımda Öcalan'ı TBMM'de görmesi gibi bir şey değil miydi bu.
Oysa Şakir Süter veya ben, siyaseti izlemek zorundaki gazeteciler olmak yerine şair de olabilir ve Orhan Veli'nin "Deniz Kızı"nı görebilirdik rüyamızda:
"Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;/ Saçları, dudakları/ Deniz koktu sabaha kadar;/ Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi./ O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;/ Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!/ Onun saçları öğretti bana dalgayı/ Çalkalandım durdum rüyalar içinde."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Reha Muhtar mantığı yine bana çarptı   / 16-09-2005
 "Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında"   / 15-09-2005
 Hakan Şükür'ün işlevi gol atmak mı?   / 14-09-2005
 Bu kadar çok yıldönümü kafa karıştırır   / 13-09-2005
 Boğaz yalılarına sade tebliğciler mi takık ki?   / 12-09-2005
 Her provokatör terörist değildir   / 11-09-2005
 Anayasa Mahkemesi, Bülent Ersoy, Hülya Avşar   / 10-09-2005
 Ya birileri kalabalıkları konu mankeni olarak kullanırsa?   / 09-09-2005
 Vatanı sevip milleti sevmemek olur mu?   / 08-09-2005
 Bu akıl dışı gelişmeler ille de yaşanmalı mıydı?   / 07-09-2005
REHA MUHTAR
Bir öğle yemeği
Üsküdar'da bizim Merkez Holding...
MEHMET BARLAS
Bizim rüyalarımız bile neden böyle oluyor?
Rahmetli...
SAVAŞ AY
Deniz Baykal hangi yazarı, niçin okuyor?..
Hızlı okuma...
MAHMUT ÖVÜR
Mehmet Kutman'ın önlenemez yükselişi
Tüpraş'ın yüzde...
HINCAL ULUÇ
Adaletin bu mu, Türkiye?..
Adalet Bakanı Cemil Çiçek...
Beşiktaş'a Kaka lazım
Beşiktaş'a Kaka lazım
F.Bahçe'nin en zayıf noktası, defansı ile kaleci Volkan'ın arası.
Fener'in en kolay maçı
Fener'in en kolay maçı
Beşiktaş'ın defansif düzenindeki aksaklıklar F.Bahçe'ye maçı...
Hedef kimliğe dayalı siyaseti bitirmek olmalı
CHP lideri Baykal, Güneydoğu'daki demokratik temsilcilerin ülke...
Deklarasyonu Rum tarafı kilitledi
AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER), Brüksel'de dün yaptığı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu