Çok geç kaldılar.. Bundan sonrası Zehra'ya...
8 yıl önce, temmuzun başlarıydı. Fransa'ya Cannes'a tatile gidiyordum.. Murat Saygı aradı... "Sana çok gizli bir şey söyleyeceğim.. Ne olur duy ve unut.. Temmuzun ortasında, Hülya ile Kaya evleniyorlar. Evlilik öncesi elli bin yerden elli bin ses çıkmaması için Paris'te elçilikte kimseye haber vermeden gizli evlenecekler. Ailelerin de haberi olmayacak. Ben ve Beril (Murat'ın eşi) olacağız. Sen de Cannes'dan gelirsin. Sonra kısa bir tatil yaparız Temmuz sonunda. İstersen programını ona göre ayarla." Paris'teki elçilik binasında topu topu 4-5 kişinin önünde kıyılan nikâhı hatırlıyorum... Sonra Hülya ile Kaya'nın Cannes'a gelişlerini, St. Tropez'de Erol ve İnci Aksoy'la buluşmamızı, kısa tatilimizi... St. Tropez'nin yağmurlu bir gününde yediğimiz kırmızı şaraplı öğle yemeğini... Evlenmez denilen çiftin balayı günleri gözümün önüne geliyor...
BAŞKA ALKIŞLAR... BAŞKA TAKDİRLER... Gençliklerinin 8 yılını evli geçirdiler... Zehra doğdu.. Onu büyüttüler.. Sonra bir sürü olay oldu.. Her çiftin başına gelirdi. Gelebilirdi. Ama onlar, her çiftin başına gelenleri 70 milyonla yaşamak zorundaydılar.. Her olayda her kafadan bir ses çıktı.. Onları dinlemekten kendilerini dinleyemediler!.. Düşe kalka, 8 yıl bu herkesin konuştuğu evliliği sürdürdüler.. İkisini de biliyorum.. Kaya da mutlu değildi. Hülya da.. Ne Kaya istediği hayatı yaşayabiliyordu.. Ne Hülya.. Çocuktan çok, etraftan ne derler korkusuydu onları bir arada tutan.. Aşktan çok, alışkanlığın konformizmiydi, birlikteliği kör topal sürdüren.. Çoktan, başka alkışları, başka takdirleri arar olmuştu egoları..
BİR EVLİLİK HİKÂYESİ Dün, başından çok fırtınalı bir evlilik geçmiş, ünlü bir arkadaşımla beraberdim.. Evliliğindeki fırtınaları anlatırken, belli belirsiz tüm evliliklerin üzerinden geçtim.. Özellikle Türkiye'dekilerin.. Tatmin olamayan egolar gözümün önüne geldi.. Önce yapılan fedakarlıklar.. Sanki fedakarlık kelimesi zaten feda sözcüğünden gelmiyormuş gibi, beklenen karşılıklar.. Hayal kırıklıklarıyla yaralanmış egolar.. Daha fazla güzel!.. Daha fazla kadın!.. Daha fazla seksle bombardımana tabi tutulan erkek egoları!.. "O beni incitiyorsa, ben onu çok daha fazla incitirim, bu zafer benim" diyen kadın intikamları.. Hiçbir zaman, senin olamayan kadınlar.. Hiçbir zaman senin olamayacak erkekler.. New York stock exchange türü bir piyasa. İnen kağıtlar, çıkan kağıtlar. Değer kazananlar, değer kaybedenler... Her şeyin günlük ve anlık zaplandığı bir dünyanın, ekranlardan sunulan sonsuz nimetlerinde, allak bullak olmuş beyinler.. Ulaşılamayan ciğerlere mundar demenin yarattığı, önü alınmaz kompleksler, bitmek bilmeyen hırslar, tatminsizlikler.
ÇOCUĞU DÜŞÜNÜYORSANIZ!.. Bu anlattığım dünyanın en popüler evliliğinin iki başrol oyuncusuydu Hülya ile Kaya. Gelin kaynana programında Semra Hanım bile sadece 1 yıllığına projektörlerle yaşamış ve şöhret olmuştu. Onlar 13 yıldır, aynı projektörlerle, programı sürdürdüler... Artık bitirmenin zamanı çoktan gelmiş, çoktan geçmişti. Artık ne çapkınlıkların tadı, ne kadınsı hoşgörülerin albenisi kalmıştı. Her şey, büyük ölçüde yitip gitti işte. Bu evlilikten, tek kalan minik Zehra... Hülya ve Kaya bilmeliler ki, esas bu evlilik böyle giderse Zehra en büyük yarayı alacak. Gazetelerin manşetlerinden inmeyen bir baba ve annenin çocuğu olarak büyümek esas o çocuğun üzerinde onulmaz yaralar açacak. Esas o zaman, genç kızlığı geçip, genç kadın olduğunda benimseyeceği ve karşısından bekleyeceği ideal rolleri karıştıracak... Erkek imajı, gazetelerde yer aldığı gibi, annesini aldatan baba imajıyla bütünleşecek ve hayatı, genetik kodlamaların ağır yükünü taşımakla geçecek. Ve nihayet küçük Zehra, anne ve kadın imajını da beyninde kolay kolay doğru bir yere oturtamayacak. Karşısındaki erkeği ne zaman affedip ne zaman affetmeyeceğini kolay kolay öğrenemeyecek. Eğer konu Zehra'ysa. Ki öyle.. Hemen ama hemen boşanmalılar!.. Küçük bir kız çocuğuna hayatta beraberliklerin de ayrılıkların da doğal olduğunu gösterebilmek için.. Her ayrılığın, büyük bir felaket olmayacağını anlatmak için.. Ayrılanların bile dost kalabileceklerini, Zehra'ya hem annelik hem babalık yapabileceklerini kanıtlamak için.. Küçük Zehra'ya, hayatta bazı şeyler olmuyorsa, ortalığı daha fazla pislemeden, karar alma cesareti göstermenin bir erdem olduğunu anlatabilmek için. Konu küçük Zehra mı?.. Küçük Zehra için zaten ayrılınmalı!..
|