kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

DİSK'in duyarlılığı iyi okunmalı...

Ankara'da, Devlet Mahallesi'nin ortasındaki restoranda oturacak masa kalmamış. Eski bakanlar, milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, sanatçılar masalara dağılmış.
Bir yandan kebaplar yeniyor, diğer yandan dev ekrandan Ukrayna-Türkiye milli maçı izleniyor.
Gözler ekranda, yemeğe aldıran yok.
Gol bir türlü gelmiyor.
Yan masada oturan bir bey dayanamayıp, Güneydoğu şivesiyle televizyon ekranına doğru elini sallayıp bağırıyor:
"Oynasanıza lo... Ben mi gelip vurayım topa ha..."
Maç heyecanının büründüğü sessizlik; salonu çınlatan bu sesle tetikleniyor, masalardan kahkaha yükseliyor.
Çatal bıçaklar baget gibi sallanıp, tribünde maç seyrediyor havasında slogan atılmaya başlanıyor:
"Türkiye... Türkiye... Türkiye..."
Ardından gol geliyor... Restoran yine inliyor:
"Türkiye... Türkiye... Türkiye..."
Karşılaşma bittiğinde de aynı görüntü hakimiyetini koruyor. Sanki karşısındaki milli takımdan bir futbolcuymuş gibi, herkes yanındaki masada oturanı ayakta alkışlıyor...

Kursakta kalan...
Maç yayını bitiyor, ekrana haberler geliyor. İlk haber, AB'nin Türkiye konusunda uzlaşamadığına ilişkin.
İkinci haber, Hakkari ve Siirt'ten... Görüntüler benzer; panzerler, polisler, havada uçuşan taş ve göz yaşartıcı bombalar...
Ardından, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in Strasbourg'dan gelen sözleri:
"PKK ve Türk Silahlı Kuvvetleri aynı anda silah bıraksın..."
Ve sinirleri geren bir cümlesi daha:
"Bir Türk-Kürt kavgası çıkmasından endişe ediyoruz..."
Başlar masadaki tabaklara dönüyor.
Galibiyetin sevinci kursakta kalıyor...
Şimdi, Baydemir'in şu sorunun yanıtını vermesi gerekiyor:
"Türk-Kürt kavgasını kim provoke ediyor?.."
Hemen yanıtını verelim; 1984'ten bu yana PKK...
Peki başarılı olabildi mi; hayır...
Güvenlik güçleri bir tarafa, elinde silah dağda PKK ile çatışan korucu Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarıydı. Oyun Türkiye'nin batısında hiç tutmazken, birçok yerde de geri tepti...
Bakıldı olmuyor; şimdi oyunun yeni bir versiyonu sahneye konuldu; "Madem etnik azınlıkçılar başarılı olamadı, o zaman çoğunluk ırkçılarını harekete geçirip, çatışmayı ve ayrışmayı bu yolla hızlandıralım..."
Nitekim, önceki gün gelen talihsiz bir açıklama, bazı siyasilerin oyuna düşmeye ne kadar teşne olduğunu göstermeye yetti.
Şimdi, "bundan bana da pay düşer" diye umanlar şunu çok net görmeli:
Etnik sel geldi mi; ilk başta kovasını doldurmayı umanları önüne katıp götürür. Ne bahçesinde koklayacak gül, ne kelebek, ne de yanan bir tek meşale bırakır...
Örnek mi? Tarihin uzağına gitmeye gerek yok. Yugoslavya...

DİSK'in duyarlılığı
Bu nedenle herkes, dün DİSK Yönetim Kurulu'nun, 12 Eylül'ün 25'inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek etkinliklere katılmama kararının gerekçesini iyi okumalı.
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin şu duyarlılığını gösterebilmeli:
"Türk milliyetçiliğini de Kürt milliyetçiliğini de kışkırtarak zorla, tehditle, baskı, şiddet ve terörle sorunu çözmeye çalışan hiçbir anlayışla beraber olmayacağız..."
Eğer bir etkinlik yapılacaksa, herkesin el birliği ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda bunu gerçekleştirmesi gerekir.
Bakanlar, milletvekilleri, valiler, kaymakamlar, muhtarlar, her yerleşim biriminin akil isimleri, kim varsa, ortak referans noktası Cumhuriyet'te buluşmalı.
29 Ekim'de herkes kendi bölgesinde katılımı en üst düzeye çıkarmak için uğraş vermeli.
"Türk-Kürt çatışması" çıkarmak için uğraşanlara, karşı duruşunu koyabilmeli. Ankara da 3 Ekim'e odaklı görünen sessizliğini bozup, krizi yönetip içinden çıkabildiğini gösterebilmeli.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İstihbarattan "gençleri kurtarma" projesi...   / 07-09-2005
 "AB'de boşa efor odakladık..."   / 06-09-2005
 Kuş gribi gelirken...   / 04-09-2005
 Çiçek: Olmaz olsun böyle töre!   / 02-09-2005
 Arınç: Sorunun adı konuldu...   / 31-08-2005
 Nahoş...   / 30-08-2005
 AB müzakeresine IMF modeli...   / 28-08-2005
 Beklentilerin umutsuzluğu   / 26-08-2005
 Anayasa 66...   / 24-08-2005
 MGK'nın 23'üncü raporu...   / 23-08-2005
MAHMUT ÖVÜR
Celal Doğan: Bu, Türkiye'nin kader projesi
Celal...
MUHARREM SARIKAYA
DİSK'in duyarlılığı iyi okunmalı...
Ankara'da, Devlet...
YAVUZ DONAT
Almanya'da seçim heyecanı
FRANKFURT - Camilere Alman...
Tünel aşka geçit verdi
İtalyan Astaldi firmasında çalışan "enişte"ler önümüzdeki yıl proje...
4 aylıkken hayat kurtardı
Yaşamını yitiren 4 aylık Melike bebek kronik böbrek yetmezliği çeken...
Dumanlar ardında bir cinayet vakası
Dumanlar ardında bir cinayet vakası
Bir yangında can veren 8 yaşındaki Vedat'ın, cinayet kurbanı olduğu...
Yüce Divan'da VIP tanıklar geçidi
Yüce Divan'da VIP tanıklar geçidi
Çakıcı için "Bizim elemanımız" dediği iddia edilen Cindoruk, "MİT'le...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu