|
|
|
|
|
|
Türkiye'ye 'hayır' dersek kriz olur
AB Dönem Başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Straw, AB'yi uyardı: Seçme lüksümüz yok... Avrupa Türkiye'ye hayır derse, içine kapanacak... Evet derse, dünyaya açılacak...
'Türkiye konusunda yanlış yaparsak kriz yaşarız'
AB dönem başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, Herald Tribune gazetesine "Türkiye ile müzakereleri ertelemenin hata olacağını" yazdı. İşte o yazı:.
22 ay önce İstanbul'daki İngiliz Konsolosluğu'nun bahçesinde duruyordum. Birkaç saat önce havaya uçurulmuştu. 3 İngiliz, 13 Türk vatandaşı ölmüştü. Yanımda İstanbul valisi ile dostum, Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül vardı. Farklı duygular içindeydim. Biri güven vericiydi; Türk hükümeti ve halkının gösterdiği dayanışma. Diğeri ise teröristlerin bizi bölme çalışmalarına rağmen ne kadar yakın olduğumuzdu. Gün boyu Türkiye'nin Avrupa Birliği başvurusuyla ilgili tartışmaları düşündüm. Biz Avrupa'da çok uzun süre önce Türkiye'nin nereye demirlemesini istediğimize karar verdik. 1952'de Türkiye'yi NATO'ya davet ettik. 1963'te Türkiye Gümrük Birliği'ni imzaladı. Bu anlaşma, AB üyeliği olasılığını gündeme getirdi. 1987'de Türkiye başvurdu, 1999'da aday ülke statüsünü garantiledi ve 2002'de Avrupa Konseyi üyelik için tüm siyasi kriterleri yerine getirdiği takdirde müzakerelerin başlamasına karar verdi. Şimdi iki seçeneğimiz var: Ya Avrupa kendi içine kapanacak ya da dışarıya bakacak. Biri sınırlarımızı başarılı demokrasiler, istikrarlı bir topluluk kurmak için genişletecek, diğeri kapıları komşumuza kapatacak.
TÜRKİYE % 10 BÜYÜYECEK Tercih lüksümüz yok. Küresel yarışın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Büyümenin durması, Avrupa'nın Asya ekonomileriyle yarışma gücünü zayıflatır. Genişleme hem yeni ülkeler, hem de AB için iyi. 1970'ler ve 1980'lerdeki İspanya, Portekiz ve Yunanistan, 1990'lardaki Doğu Avrupa ülkeleri için üyelik güçlü bir motor gibi hareket etti. Bazıları müzakerelere başladığında üyelik standartlarından uzaktı. Bu sürede biçim değiştirdiler, nitekim Türkiye de AB'ye girene kadar aynı şeyi yapacak. Hesaplar Türkiye ekonomisinin gelecek yıl yüzde 10 büyüyeceğini gösteriyor -herhangi bir AB ekonomisinden çok daha fazla. Türkiye ticaretinin yarısı Avrupa Birliği'yle ve şimdiden İngiltere ile Avrupa ihracatçıları için büyük bir pazar. İstikrarlı, refah, Müslüman ve laik yapısıyla AB'ye demirleyebilir ve güçlü bir sembol olabilir. Neden şimdi? Çünkü zamanı. Üyelik beklentisi son üç yılda Türkiye'de etkileyici bir değişim başlattı. Başbakan Erdoğan'ın hükümeti cesur reform paketini hayata geçirdi. Geçtiğimiz aralıkta Avrupa Konseyi, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğine ve 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasına karar verdi. Peki şimdi sorun ne? Yapılması gereken birçok iş var fakat iyi niyetle tüm bunlar yapılabilir. AB, müzakerelere başlama kararında durmalı. Aksi takdirde sadece birliğin güvenirliğini değil, Türkiye'deki önemli süreci de tehlikeye atar. Bunun doğuracağı tehlikelerin farkında olmalıyız. Şimdi yanlış yaparsak kendi kapımızın eşiğinde krizle karşı karşıya kalacağız.
|
|
|
|
|
|
|
|
|