| |
|
|
Sanatçı memur olursa...
Asayiş, savunma, yol yapımı filan tamam... Elbette devletin faaliyette bulunması gereken birçok alan var. Ama başka sektörlere gelince iş değişiyor. Hayal edin: Devlet bir futbol takımı kuruyor... 17 yaşındaki gençler sınavla seçiliyor... Bunlar oynamaya başlıyorlar... Derken yıllar akıp gidiyor... Bir de bakıyorsunuz futbolcular 50 yaşına gelmiş... Ama hâlâ oynuyorlar... Daha doğrusu kağıt üstünde oynuyor gözüküyorlar... Aslında tek yaptıkları aydan aya maaşlarını almak... Görevine son veremiyorsunuz çünkü memur yasasına tabiler... Derken eleştiriler başlıyor: "50 yaşında futbolcu mu olurmuş?" Bunun üzerine birileri hemen savunmaya geçiyor: Kimi, "Futbol yaş değil, yürek işidir" diyor, kimi "20-30 yıl için bu futbolcuları bir kenara atamazsınız..." Soralım: Bu durumu vergi veren bir vatandaş olarak kabul edebilir misiniz? Edemezsiniz. Çünkü 50 yaşına gelmiş bir kişinin ancak halı sahada, amatörce futbol oynayacağını bilirsiniz. Bir soru daha: Yukarıda verdiğim 'hayali' örnekle, 'Devlet Opera ve Balesi'nde 105 kiloluk baletin çalışması arasında ne farkı var? Her mesleğin 'standartları' bulunur. Mesela askeri okula öğrenci seçilirken belli bir boyun altındakiler kabul edilmez... Gözleri görmeyen bir kişi gazetede fotoğrafçı olarak çalışamaz... Tombullar için giysi üreten bir firmanın, sıska bir mankeni podyuma sürdüğünü hiç gördünüz mü? Bu tip standartlar bir mesleğin iyi, doğru, güzel, etkin yapılması için gereklidir. Ama siz sanatçıyı 'memur' yaparsanız... Bu tip abuk durumlar ortaya çıkar işte. Bu konudaki bir başka itiraz da şöyle: "Konuşacak başka konu mu yok?" Evet, konu tam da bu! Derdimiz 105 kiloluk baletle değil elbette. Mesele 'sistemin' işleyiş biçimi. Biz 105 kiloluk baleti konuşurken aslında kötü, eksik, yamuk çalışan, topladığı vergileri çarçur eden bir devlet çarkından söz ediyoruz. Öyle bir mekanizma kurulmuş ki normal şartlarda başka bir görevde görmemiz gereken kişi balet olabiliyor. Yakınmamız bundandır.
|