Gümrük Birliği'nde ulaşım sıkıntısı
Türkiye, Rum tarafını tanımadığı için Rum tescilli ulaşım araçlarına ve yabancı tescilli gemilerin de son uğrak noktası Rum limanları olması halinde ülkemiz limanlarına gelmesine izin vermiyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Avrupa Birliği'ne (AB) üye olunca, bu durumun ortadan kalkması için Fransa'yı da yanına alarak çaba sarf etmeye başladı. Geçen hafta, 'Rumlara limanlarımız neden kapalı?' başlığıyla konuya değinmiş, işin ticari tarafının sanıldığı gibi büyük bir ehemmiyet taşımadığına dikkat çekmiştim. Ayrıca, yıllardır Rumlara ait olan ve üçüncü ülkelerin bayrağı altında hizmet veren gemilerin zaten Türk limanlarına giriş-çıkış yapabildiğini vurgulamıştım. Ulaşım çevrelerinde bu işe kafa yoran, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a Gümrük Birliği içinde Türk tescilli ulaşım araçlarının çektiği sıkıntıları bir raporlar anlatanlar, başka bir hususun unutulduğunun altını çiziyorlar. Gümrük Birliği'ne taraf olan 26 ülke içinde sadece Türkiye, AB üyesi değil. Serbest dolaşım içinde yük taşıyan Türk plakalı uluslararası kara taşıtları büyük bir haksız rekabet içinde hizmet veriyor. Nedeni ise Gümrük Birliği anlaşmasında taşımacılıkla ilgili maddelerin yer almaması. Gümrük konusunda fikir beyan eden, bu anlaşmalarda taraf olarak masada bulunan bizim gümrük konusundaki yetkililerimizin ciddi zafiyeti söz konusu. Bu aşamada, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, konuya nasıl bir yaklaşım gösterir, bilemiyorum, ama sorun şu; Taşımacılık sektörü maliyet-hız-verimlilik olarak yabancı araçlara göre haksız rekabete uğruyor. AB üyesi ülkelerle yapılan ikili ulaşım komisyonu toplantılarında, dış ticaret kapsamında ulaşım sorunu gündeme getirildiğinde, bizim Rumlara karşı savunma yaptığımız ' Hizmet sektörü Gümrük Birliği kapsamında değil' maddesi masaya konuyor. Konuyla ilgili kayıtlar da var. Türkiye de 'Hizmet sektörü Gümrük Birliği kapsamında değil' argümanıyla Rum gemi ve uçaklarının neden Türkiye'ye gelemediğini anlatmaya çalışıyor. Fakat, olan yine uluslararası Türk taşımacılık sektörüne oluyor. O halde biz bu birliğe niçin girdik? Rumların gemileri, uçakları gündeme geldiğinde, konuyla ilgili yada ilgisiz olsun Gümrük Birliği Ortaklık Konsey Kararları'nda taşımacılık ile ilgili düzenlemelerde Türkiye'nin sorunları mutlaka masaya getirilmeli. Çünkü, bugün Rumlara gerekçe gösterdiğimiz husus yıllarca Türkiye zarar veren bir konuydu. Adeta 'onlar ortak, biz pazar' mantığının da tezahürü oldu.
Petrolde tuhaf manzara Geçen yıl petrol için devletin ödediği rakamın karşılığında 6 milyar dolar yazıyordu. 2005'te ise 10 milyar dolara çıkması tahmin ediliyor. 2004 rakamlarıyla yılda 3 milyar dolar civarında petrol kaçağı olduğunu dikkate alırsak, 2005'te bu rakamın ne olacağını alınamayan önlemlere bakıp, bir rakam söyleyebiliriz. Alınmayan önlemler paketinde bu işi soruşturan savcıların çektiği sıkıntılar ve devletin her cenahından kurumların kaçakçılık işine bulaşmış olmasının meydana getirdiği sorunlar var. Doğalgaza gelince, son tüketicinin ödediği rakamın sadece yüzde 62'si maliyet rakamını oluşturuyor. Anlaşılacağı üzere doğalgaz faturasına yüzde 40 civarında bindirme söz konusu. Doğalgaz dağıtımlarına TL/M3 bazında incelediğimizde, İstanbul ve Ankara'da 450 bin, İzmit 445 bin, Bursa 420 bin, Erzurum 380 bin, Kayseri 370 bin, Çorlu 350 bin. Bu kadar değişkenliğin manası ne olabilir?
|