kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Urundul @ SABAH
 

Hakan olmasa yenilirdik

Danimarka maçında Hakan Şükür oynamasaydı pozisyon bile bulamazdık. Aksini iddia edenlerle maçı 90 dakika seyretmeye hazırım.

Çok kritik Danimarka sınavı öncesi herkes gibi işimizin oldukça zor olduğunu ben de biliyordum. Danimarka birbirlerinin özelliklerini tamamlayan oyunculardan kurulu. Sistemi oturmuş, topa istediği gibi sahip olmasını bilen, ofansif orta sahası ve etkili forvetleriyle organize ataklar yapabilen, hücum gücü yüksek takımdı. Biz ise kadro istikrarı olmayan, kolektif yapısı yetersiz ayrıca bir çok saha içi rahatsızlıkları gösteren bir takımdık. Bu ciddi farklılık yanında Emre, Nihat gibi çok önemli isimlerimizden de yoksunduk. Doğrusunu söylemek gerekirse, kafamda maçı önceden oynattığımda bütün iyimser düşüncelerimizi zorlasam da olumlu bir biçimde işin içinden çıkamadım. Bu şartlarda ümidimiz devam edeceğinden beraberliğe de razıydım. İlk devre sonunda golü yiyince ikinci devre için bence beraberlik dahi artık mucizeydi. Maç 1-1 bitse üzülmeyip sevinecektim ancak Tümer'in müthiş frikiğiyle skor avantajı yakalayıp son dakikada da bunu kaybetmek beni kahretti.

RİSKLİ İLK 11'E RAĞMEN İYİ FUTBOL OYNADIK
Fatih Terim'in sahaya sürdüğü ilk 11 risk taşıyordu. Orta sahada Tümer, Yıldıray ve Hasan Şaş'ın devamlılıkları yoktu, savunma yönleri zayıftı. Bütün defansif yük Selçuk'un omuzlarında olacaktı. Bu da organize ve hücumda etkili rakip karşısında bizi zora sokacaktı. Ancak düşündüklerimin tersi oldu. Büyük özveriyle mücadele edip oyuna rakipten daha çok biz hükmettik. Danimarka'nın en büyük zaafı olarak öne çıkan uyumsuz çizgi defansının arkasına zamanlamalı uzun toplarla sarkma planı tuttu. Pozisyonlar bulduk, yediğimiz hatalı gol dışında pozisyon vermedik. Hem de beklenen katkıyı sağlayamayan Yıldıray ve formda olduğu için çok şey beklediğimiz Hasan Şaş'ın inanılmayacak kötü performansına rağmen. Bu tabloda eleştireceğim tek nokta Terim'in Hasan Şaş-Okan değişikliğini 30. dakikada yapmayışıydı.

TOLGA ELEŞTİRİLİYOR AMA MADALYONUN TERS YÜZÜ VAR
Fatih Terim ikinci yarıyla iki çok yerinde değişikle başladı. Hüseyin'i Selçuk'un yanına monte ederek iki ön liberoya döndü. Okan'ı da Hasan'ın yerinde görevlendirdi. Okan'ın ofansif katkıları yanında alışılmış defansif yardımı da gündeme gelince Hamit rahatladı ve ikinci yarının en başarılı isimlerinden biri oldu. Beraberlik golümüzden sonra oyunu forse eden Danimarka'nın 20 dakikalık üstünlüğü vardı. Bu baskıyı hatasız atlattık. 70. dakikadan sonra da oyuna hakim olduk. Çok kritik anda da galibiyet gölünü bulduk. Tümer yorgunluktan çıkmak isteyince Fatih Terim, Tolga'yı oyuna aldı. Maç berabere bitince de eleştirilerin odak noktası Tümer'in yerine Tolga'nın tercihi oldu. Bu eleştirilerde haklılık payı olsa da bir de madalyonun öbür yüzü var. Son 10 dakikada baskı yememiz Tolga'nın girmesinden değildi. Zaten Tümer gibi topa sahip olup takımı rahatlatacak başka bir isim kulübede yoktu. Yediğimiz basit gol dışında pozisyon vermedik. 2 kontra atakta da 2 net fırsat kaçırdık. Bunlardan biri gol olsa veya son dakikada o basit gol yemesek Tolga eleştirisi gündeme dahi gelmeyecekti.

HAKAN'SIZ DEFANSIMIZ NEFES BİLE ALAMAZDI
Şimdi Hakan Şükür paragrafını açıyorum. Bütün yorumları okudum. Hayretler içinde kaldım. Hakan Şükür ilk yarıda saç yolduracak bir gol kaçırdı. Ayrıca skor avantajına sahipken bir gol daha kaçırdı. Bunlar tabi ki eleştirilecek, ama 90 dakika yaptığı müthiş katkılar kimse tarafından görülmüyor. Görülmek mi istenmiyor yoksa bu işten anlamıyorlar mı? Her ikisi de geçerli. Bence Hakan Şükür son senelerin en verimli performansına sahipti. Sürekli yaptığı çapraz koşularla rakip savunmanın yerleşme düzenini bozdu. Taktik gereği kendini kaybettirip defansın arkasına atılan ani toplarla 4 pozisyona girdi. En önemlisi de kurduğu hava köprüsüydü. Geriden hazırlık paslarıyla dengeli biçimde hücuma çıkmaya çalışıyoruz. Rakip uyguladığı pres ile bize ileriye mesafe kat etme şansı bırakmıyor. Bu şartlarda sıkışınca mecburen uzun topa başvuruyoruz. İşte bu uzun topların bazılarını Hakan ya kafayla aşırdı ya da arkadaşlarına indirdi. Vuramadıklarında da onun yükselmesi ve zorlamasıyla rahatsız olan defans adamları topu ancak kısa mesafelere karşılayabildiler. Biz bu topları rakip alanda kazanarak atak olgunlaştırma şansı bulduk. Eğer cumartesi gecesi Hakan oynamasıydı oyunun büyük bir bölümüne rakip hükmederdi. Defansımız ve orta sahamız nefes alma fırsatı bulamazdı. Böylece hem takım savunmamız ciddi arızalar gösterir hem de pozisyon sıkıntısı yaşardık. Benim bu anlattıklarımın tersini düşünenlerle yan yana 90 dakikayı istedikleri zaman seyrederim.

FORVETTE BU KEZ HALİL OYNAMALI
İki deplasman maçımızı kazanabilirsek büyük ihtimalle ikinci oluruz. Danimarka'nın evinde Yunanistan'a yenilmesi bugünkü şartlarda çok büyük bir sürpriz olur. Bence berabere bile kalamayacaklar. Eğer bir sürpriz gerçekleşirse zaten yapacak bir şey yok. Yarın gece olmak ya da olmamak deplasmanına çıkıyoruz. Son derece zor maç. Ukrayna'nın puan endişesi yok ancak 70 bin kişi Dünya Kupası'nı garantileyen takımına şölen hazırlıyor. Bu coşku içinde büyük morale sahip rakibimiz stres altında olmadan iyi bir futbolla galibiyet isteyecek. Zoru başarabilmek için akılcı bir taktik plana ve tüm futbolcuların üstün bir performansına ihtiyacımız var. tabi ki büyük handikaplarımız var.
Emre, Nihat'tan sonra Yıldıray da yok. Ayrıca Danimarka maçının moral bozukluğu ve fiziki yıpranması var. Bakalım zoru başarabilecek miyiz? Gruptaki maçlar başlamadan önce 3 ciddi rakibimiz vardı. Ukrayna, Danimarka ve Yunanistan. Bugüne kadar bu rakiplerle yaptığımız 5 maçta 4 beraberlik, 1 mağlubiyet aldık. Yarın gece yenemezsek kimse 'yazık oldu' diyemez. Eğer rakiplerinden 6 maçta hiç galibiyet alamamışsan Dünya Kupası'nı hak etmiyorsun demektir. Fatih Terim'e yarın için bir önerim var. Hakan Şükür'ün yanına Halil Altıntop'u monte etmeli. Başarılar Milli Takım...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ümidimiz bitmedi   / 04-09-2005
 Galatasaray turu geçer   / 30-08-2005
 Orta saha başarısı   / 28-08-2005
 Makine gibi takım   / 23-08-2005
 Takım savunması   / 18-08-2005
 F.Bahçe Daum'la çağdaş olamaz   / 16-08-2005
 Çağdışı tempo   / 14-08-2005
 G.Saray makine gibi   / 09-08-2005
 Alex sorunu   / 06-08-2005
 Bu Fener daha iyi   / 02-08-2005
ÖMER ÜRÜNDÜL
Hakan olmasa yenilirdik
Danimarka maçında Hakan Şükür...
Patriğin kardeşi hangisi
Patriğin kardeşi hangisi
Almanya Ermeni Cemaati lideri Başpiskopos Karekin Bekçiyan, 40 yıllık...
Dikkat tahrik var!
Dikkat tahrik var!
Bilecik Bozüyük'te başlayan gerginlik dün Mersin, Van ve Diyarbakır'a...
İlk günün birincisi
İlk günün birincisi
Dünyanın en önemli mayo ve iç giyim fuarlarından biri olan 'Lyon Mode...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu