kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Ne kadar utanmalı?

Sanmam ki, siz de sanmayın ki, kendimize, bize, milletimize, geçmişimize dair en aykırı, en sert eleştiriyi getiren herkes hain ve satılmış...
O eleştiriye tahammülsüz her bir birey de azmış, faşizanlaşmıştır.
Elbette her ikisi de pek mümkündür ; lakin, her sefer herkes öyle değildir.


İnsanın kafasının zifiri karanlık kalması kadar tehlikeli ikinci şey, insanın kafasını tamamen aydınlık zannetmesi olmalı.
Yüzde 100 bilgisizlikten muhtemelen de daha tehlikelisi, "yüzde 100 bilgi"yi elde bulundurma, temerküz etme zannı olmalı.
Kafasını 100 mumluk bir ampul gibi ışıl ışıl zannedenin, her bi şeyin en doğrusunu, en mükemmelini bildiğini, yaptığını ve yaptırmak gerektiğini inatla dayatanın her cüretinden bir maraz çıkabilir.
O yüzden, insanoğlunun macerası her ikisi arasındaki gri alanda daha insani seyretmeye meyillidir hep.
Çok bilenler çok yanılmakla kalmamış, maalesef yanıltmakla da kalmamış, çeşitli coğrafyalarda çeşitli zamanlarda basbayağı toplu toplu katletmişlerdir.


Tekrar başa dönersek...
Çekiştirile çekiştirile yamulup duran bu ülke dimağı, hani bilgi açısından belki pek mümbit olmayan ama hisli, duygulu ve asabi zihni, muhtemelen bir sentez arıyor.
Şöyle bir şey:
Özü özeleştiriden geçirilirken, kanına da çok dokunulmasın!
Yani, sımsıcak bir tarih öğretimi, anlayışı, terennümü ve tekerrüründen sonra, birden soğuk soğuk duşlara girilmesin.
Kahramanların katil, zaferlerin katliam, destanların balon olduğu filan söylenmesin.
Bir gurur, övünme ve bazen şişinme tarihi, birden bire yerin dibine sokulup sado-mazo eleştirilerden, kahredici utançlardan, iğne ne kelime, koca koca çuvaldızlardan geçirilmesin; kazıklara oturtulmasın.
İnsanın bebe iken bellediği; birer çürük diş gibi, yetişkinliğinde sökülmesin, yaşlılığında dökülmesin.
Yavaş yavaş, sindire sindire, altüst etmeden.
Lütfen, birdenbire bardaktan boşalmadan, tek taraflı azaplara, çileciliklere zorlamadan, sabırla "bir de şu vardı" diye anlatarak, şefkatle elinden tutup da acı gerçekleri söyleyerek.
Göğün kaç katına yükseltilmiş şişme gururu, birden çamura batırıp da yerin kaç kat diplerine sokmadan.
Başkalarının tarihi sanki baştan sona, tepeden tırnağa, çağdan çağa namus, iyilik, adalet öyküsüymüş de, tarihin tüm kusmuğu, tüm lağımı bu topraklardan akmışmış gibi yapmadan.


İyinin ve kötünün, meleğin ve şeytanın, destanın ve fitne fesadın, mağrurun ve mağdurun, hayatın ve ölümün, onurun ve utancın, mertliğin ve kalleşliğin, kahramanlığın ve korkaklığın birlikte...
Hayır yetmez, o gün nerede, yani başka yerlerde kimler de ne yapıyorsa onunla birlikte anlatıldığı, bütün o etkileşimler içinde izah edilebildiği bir tarih sentezi olabilmeli bu.
Bugüne kadar hiç anlatılmayanların, gizlenenlerin, ayıp bile sayılmayanların konuşulması, gün yüzüne çıkması, belgelenmesi, geçmişin günahlarının sayılıp dökülmesi...
Elbette!
Lakin, tarihin gizlenmiş yüzünün, "rövanşçı bir hortlak" gibi birdenbire gırtlaklara sarılan bir "karşı-canavar" haline getirilmesiyle değil.
Manipüle edilmiş, resmi "yüzde 100 bilgi" despotizmine, resmi milli gururuna karşı...
"Yüzde 100 karşı-bilgi" mutlakıyetçiliği ve harakiriye iten derin bir utanç çağrısıyla değil.
O vakit, başka bir sürü iyi şey ile başımıza gelen felaketler, bize reva görülenler dışında...
Bizim de yağlamadığımızı, katlettiğimizi, kötü, adi, vahşi olabildiğimizi, bunu bazen devlet politikası, bazen halk öfkesiyle pekala yapabildiğimizi daha rahat konuşabiliriz belki!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dünyanın ruhu   / 05-09-2005
 Bir musibet, belki...   / 04-09-2005
 Belki yanlış idi...   / 02-09-2005
 Kim ki kendine bakmaz...   / 01-09-2005
 Haybeye maganda değil!   / 31-08-2005
 Linç ve intikam   / 30-08-2005
 Dere, tepe düz...   / 29-08-2005
 Bir yere gidiyorum, yine geleceğim...   / 09-08-2005
 Buraya kadar...   / 08-08-2005
 Prematüre   / 05-08-2005
YILMAZ ÖZDİL
Tam sırası...
Türkiye'de "izlenme oranı en...
ALİ KIRCA
Süpermen'in ölümü!..
Aslında her şey "Süpermen"in...
ÖMER LÜTFİ METE
Telekom ve itiraf gibi düzeltme
Ağustos'un 15'inde...
UMUR TALU
Ne kadar utanmalı?
Sanmam ki, siz de sanmayın ki,...
FATİH ALTAYLI
Kavga istiyorlar
Başbakan aylar önce "Birileri...
ERDAL ŞAFAK
Türk halkının sınav günleri
Edirne'den Kars'a kadar bu...
Galip 'Herr Schröder'
Eğer Avrupa Birliği'nin sınırlarının belli olmasını istiyorsanız beni...
Bu uçuş bir dakika sürdü
Endonezya uçağının son seferi 1 dakika sürdü. Havalandıktan 500 metre...
2-2'yi kimse unutmadı
2-2'yi kimse unutmadı
Terim, Danimarka'nın hocası Olsen'in, Ukrayna maçı ile ilgili sözleri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu