kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bir musibet, belki...

Felaket Sri Lanka'da, Endonezya'da, Bangladeş'te, Hindistan'da, Etiyopya'da filan oldu mu...
Dünya, yoksulluğuyla şöyle bir selamlaşıp gözünü yumuyor.
Dünyanın yoksulluğuyla hakikaten yüzleşebilmesi için zenginliğiyle de yüzleşmesi gerekli belki.
İkisi arasındaki ilişkiyi, neyi yaparsa neyi yapamayacağını, parasını nereye boca ederse hangi eli tutamayacağını kavraması gerekli.
Yoksulun yoksulluğu anlaması hiç değil...
Hatta zenginliğin yoksulluğu anlaması da değil...
Zenginliğin zenginliği anlaması gerekli.


Her felakete, her saadete, her krize, her merkeze yetişen Büyük ABD'nin, kendi "Katrina felaketi"nde nasıl bu kadar aciz kalabildiği tartışılıyor şimdi.
On binlerce askeri Irak'ta, Afganistan'da ve dört bucakta bulunan Süper ABD'nin, kurtarma çalışmalarına yeterince helikopter, yeterince asker bulamaması garipseniyor şimdi.
Dünyanın en gelişmiş, en milimetrik, en ateşli silahlarına para ayıran Heyula ABD'nin, New Orleans'ta suyun kenti işgalini önlemek üzere tasarlanmış duvarları, setleri neden bitirmediğine hayret ediliyor şimdi.
İnsanların önemli bölümünün neden kaçamadığına, kaçmanın kolay olup olmadığına, evsiz kalanların kimliğine, evsiz kalanların kaçının sigortadan filan para alamayacağına...
Yüzlerce cesedin sınıfsal, sosyal, etnik kökenine bakılıyor yandan yandan.
"ABD'nin en güzel kentlerinden biri"nde, halkın yüzde 80'inin nasıl "yoksulluk sınırı" altında olabildiğine, yoksulluk sınırı altındakilerin çoğunun elbette siyah oluşunun normal anormalliğine, siyah ve yoksul bir kentin ancak siyah ama zengin bir belediye başkanı seçebilmesinin tuhaf demokrasisine takılıyor takılan.
Esas tuhafı...
"Dünyanın en büyük terörist saldırısı"nda 3 bine yakın kayıpla dünyayı allak bullak etme kararı veren...
Binlerce askeri, yüz milyarlarca doları, başka ülkelerin enerjisini, aklını, ihtiyacını, kendi halkının eksiğini, gediğini, işgal edilen ülkelerin tarihini, on binlerce sivilini, çoluğunu çocuğunu, dünyanın açlığını... Her şeyi her şeyi buna seferber ve feda eden, bunu doğal kabul eden ve ettiren bir gücün kendi "doğal" felaketini nasıl yorumlayabileceği.
İnek suyu içince ve dağa kaçınca bakın neler oluyor.


Yılda 900 milyar doları askeri işlere seferber eden ABD'nin, bütçe açığı ve zorunlu tasarruflar yüzünden aslında orta gelirli ve yoksul insanının hayatından kestiği hep söyleniyordu.
Bu felaket, su baskınlarını önleyecek setlerin bitirilmesinin böyle bir tercihe kurban gittiğini ortaya koydu.
Doğa yine patlayacak, ama insan daha tedbirli olabilecekti.
İşgal için anormal silahı, mermiyi, füzeyi, uçağı üreten ve silah ile petrol şirketlerinin karlarını azdıran ABD'nin yeterli askeri olmadığı biliniyordu.
Bu felaket onu da kanıtladı.
Kafi kara askeri olmadığı için yerel milisler olan milli muhafızlar da Irak'a yollanınca, bir felaket anında seferber edilecek güçler yüzde 40 kadar azaldı.
Irak'a demokrasi götüren askerler ve helikopterlerinin, Missisipi, Louisiana ahalisini suyun içinden çıkaramayacak kadar azaldığı anlaşıldı.
Belki şu da anlaşılacak:
Savaş, kasırga derken kârları yüzde 40 artan dev petrol şirketlerinin ülkesinde, bir kentin halkının yüzde 80'inin neden bu kadar yoksul olabildiği...
Her yoksul ülkede bile, ama az ama çok, varlıklı, güçlü, eğlenceli bir "Amerikan dünyası ve rüyası" varken...
Zengin ABD'nin içinde de yoksul, güçsüz, "kabus" gibi birer Endonezya, Somali, Etiyopya, Guatemala filan bulunduğu.
Dünyanın halinin ve asıl değiştirilmesi gerekenin de bu olduğu belki düşünülecek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Belki yanlış idi...   / 02-09-2005
 Kim ki kendine bakmaz...   / 01-09-2005
 Haybeye maganda değil!   / 31-08-2005
 Linç ve intikam   / 30-08-2005
 Dere, tepe düz...   / 29-08-2005
 Bir yere gidiyorum, yine geleceğim...   / 09-08-2005
 Buraya kadar...   / 08-08-2005
 Prematüre   / 05-08-2005
 Bebek, doktor, yaşlı   / 04-08-2005
 Hadi bakalım!   / 03-08-2005
YILMAZ ÖZDİL
Nerde bu devlet?
Çocuğunu kayıt ettiren veliye mikrofonu...
UMUR TALU
Bir musibet, belki...
Felaket Sri Lanka'da,...
FATİH ALTAYLI
AB'nin istediği bir göz
Başbakan Erdoğan ve...
ERDAL ŞAFAK
Ruhsat vermemek yeterli çözüm mü?
K.Maraş Valisi İlhan...
Nikâh-damat tartışması
Türkiye'nin AB adaylığı konusunda "Nikâh dışında seçenek de olmalı"...
"Açlıktan cesetleri yemeye başladılar"
ABD'yi vuran Katrina kasırgası sadece kaos ve anarşiye değil, geciken...
Terim-ize yazık
Terim-ize yazık
Hayati maçımızda +93'e 2-1 önde girdik ama bir anlık hatayla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu