Gecenin notları

Saracoğlu geçen 97 gündeki sessizliğine son vermişti ama bu kez sahada "kekeme" bir takım vardı. Pozitif düşünce içinde, Samsunspor'un üzerine yürümek istediler. Oyun kurguları geçen haftanın aynısı ancak rakip ceza alanına ziyaret oranları felâketti. Bekler ve orta sahalar (Aurelio-Serkan, Appiah-Ümit Özat) birbirlerine yakın olunca, alan savunmasını oluşturan rakip oyuncular birbirlerinden uzaklaşmak zorunda kalıyorlardı. Bu teke tekte F.Bahçe'nin "teknik" forvetlerine şans tanıyordu. Ama düşünmek başka, yapmak bambaşka tabii.
Anelka, Alex ve Nobre'nin olduğu bir takımda hücum girişimlerinin beklerin bindirmesine kalması da ilginç. Anelka 15'den sonra forvetin bir parçası olduğunu unutup, orta sahaya yaklaşmaya başlayınca, sistemin tüm dengesi bozuldu. Fransız, defansın arkasına koşu yapıyor ama top alamıyor. Alex de bunu yapmıyor, Aurelio da.
Maçın genel stratejisinde bol pas vardı. Hele ilk yarının son 15 dakikası, iriyarı bir adamın, ufacık rakibini yakalarından kaldırıp sürekli sallaması biçiminde açıklanabilir. İyice öne çıkan, oyunu bir yarı sahaya yıkan F.Bahçe, bütün ikinci topları kapıp, yere indirip, kanatlara taşımaya veya Alex'in önüne kulvar açmaya çalışıyordu. Samsun'un hem hızlı, hem de çoğalarak rakip kaleye gelme düşüncesi vardı. Serkan, Önder'e futbol geleceği hakkında düşünmesine neden olacak kadar "kötü" davranıyordu. Sarsıntılar bir ara öylesine arttı ki, özellikle 2. yarıda Fener orta sahasını hızla geçen bir Samsun seyretmeye başladık.
Alex yine geceye damgasını vurdu . Anelka 7-8 kez defansın arkasına top istedi. Ama bir keresinde Appiah bu pası kullandı. Bunun nedeni uyumsuzluk mu, yoksa başka bir şey mi, ortaya çıkarmak lazım. Eğer "orta saha" pasını "tercihle" kullanıyorsa, o takımda "kaos" başlar.
Saha içindeki, özellikle defansif sorunlara rağmen, F.Bahçe'nin "yeni" düzeni, "fast food" dan, keyifli bir "akşam yemeğine" geçiş gibi.
F.Bahçe'nin attığı ilk iki gol de kaptan Ümit'in ortalarından geldi. Appiah 60'dan sonra tükenen rakip karşısında şov yapmaya başladı.
Artık futbolcuyla birlikte topun da koşmaya başlaması rakip ne kadar dirençli olursa olsun, hataları beraberinde getiriyor.