kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hollywood'un ölüm saçan filmi
Bu filmde oynayan herkes sırayla öldü

"Hakanlar Çarpışıyor" filmi hiç ciddiye alınmayan ve alay konusu olan bir filmdi. Yıllar sonra ise hiç gülünmeyecek trajik bir hikâyenin konusu oldu


Hollywood'un ölüm saçan filmi

"Hakanlar Çarpışıyor" filmi hiç ciddiye alınmayan ve alay konusu olan bir filmdi. Yıllar sonra ise hiç gülünmeyecek trajik bir hikâyenin konusu oldu.

Son dönemde gazetelerde Karadeniz yöremizdeki artan ölümleri ve de bunlarla, yıllar önce Çernobil'teki atom santrali kazası arasında bağlantı kuran yorumları okurken, kafamda beliren bir şeyler vardı. Sanki geçmişten gelen silik ve bulanık hatıralar... Sonra birden hatırladım: Yıllar önce aynı şeyler bir filmin tüm kadrosu için söylenmiş değil miydi? Aralarında çok ünlü ve efsaneleşmiş oyuncular da olan? Ve birden bu ilginç olayı yazmayı düşündüm. Film, 1955 yılında çekilen ve bizde "Hakanlar Çarpışıyor" adıyla gösterilmiş olan "The Conqueror- Fetheden" adlı tarihsel kurdelaydı. Filmi dönemin RKO adlı büyük şirketi dağıtmıştı ama yapımın arkasında; geçen yıl hayatını anlatan "The Aviator- Göklerin Hakimi" filmi dolayısıyla size uzun bir portresini verdiğimiz ünlü, çılgın ve megaloman uçak ve film yapımcısı Howard Hughes vardı. Öyle ki Hughes daha sonra parasını bastırarak filmin tüm haklarını RKO'dan almış ve onu kendi malı yapmıştı. Bu nedenle zor bulunup görülen filmlerden biri olagelmiştir bu... "Hakanlar Çarpışıyor" bizlere tarihin en ilginç kişilerinden ve kumandanlarından Cengiz Han'ın yaşamından bir kesit veriyordu. Ama ne kesit! Tam anlamıyla Hollywood gözlükleriyle görülmüş Doğu ve tarih idi bu. Cengiz Han'ın henüz Timuçin adını taşıdığı gençlik yıllarında geçiyordu film (Evrensel Fatih anlamına gelen Cengiz Han ünvanını daha sonra alacaktı). 12. yüzyıl sonu- 13. yüzyıl başının bu büyük önderi, Tatar kralının güzel ama dikbaşlı kızı Bortay'ı esir alıyor, Bortay onu öldürmeye ve babasına başını götürmeye yemin ediyordu. Sonra Timuçin'e aşık oluyor ve onunla evlenerek, doğmakta olan büyük imparatorluğun kraliçesi olmayı kabul ediyordu. Arada Bortay ve diğer kadınların yaptığı sözüm ona oryantal danslar, bol kılıç-kalkanlı döğüşler, Moğolistan olarak sunulan çöl manzaraları ve ateşli aşk sahneleri vardı. Film hiç beğenilmedi. New York Times'a göre "Tam anlamıyla oryantal bir Western"di bu, Nation dergisine göre ise "Ne tarihe, ne de patlamış mısır seyircisine hizmet ediyordu". L. A. Times şöyle alay ediyordu: "John Wayne, Cengiz Han rolünde... Herhalde 'İsa'nın Hayatı'nda başrolü Mickey Rooney'e vermek kadar komik bir şey bu". (Not: Mickey Rooney, komik suratlı bir müzikal ve komedi yıldızıydı). Bir başka eleştirmen ise filmin olası bir "Sinema tarihinin en kötü 50 filmi" arasına rahatlıkla girebileceğini yazdı.

NÜKLEER TEHLİKE
Film gişelerde belli ölçüde başarılı oldu. Ama asla ciddiye alınmadı ve iyice eleştirildi. Batı dillerinde "kitsch" denen ve gösterişli ama değersiz ve uyduruk sözüm ona sanatı anlatan sözcük, bu filme çok iyi uymuştu. Özellikle John Wayne'in kimi sözleri yıllar boyu alay konusu oldu: "Bu tatar kadını çok güzel. Ve kanım bana onu al diyor" ya da "O bir kadın. Çok kadın" demesi. Ve de "Seni alacağım Bortay. Tutkuma karşılık vereceksin ve nefretin sevgiye dönüşecek" sözleri. John Wayne ise basına şöyle demişti: "Senaryoda gördüğüm kadarıyla, bu bir kovboy filmi. Ben de Cengiz Han'ı bir silahşör gibi oynayacağım". Ama aslında ciddiye alınmayan ve alay konusu olan film, yıllar sonra bambaşka bir hikayenin konusu oldu. Ne yazık ki bu kez gülünecek hiçbir yanı olmayan dramatik, hatta trajik bir hikayeydi bu... Film, ABD'nin dev çöllerin uzandığı Utah yöresinde Escalante Desert denen çölde çekilmişti. Çölde yıllardır atom bombası deneyleri yapılıyordu. Film ekibi çevre halkı tarafından sevinçle karşılanmış, becerikli Howard Hughes sayesinde her şey büyük reklam konusu edilmiş, hatta çevredeki üç dağa Wayne, Hughes ve yönetmen Dick Powell hatırına, Powell dağı adları konmuştu.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Sesi şehri adım adım geziyor
 Guatemalalı geline konsolosluk engeli
 Fransızlar'ın gözbebeği
 Biraz şişmanlık güzellik getirir
 Kansere yakalandılar
 Tecavüz mağduru kadını bir de toplum suçluyor
 Ada sahillerinin sakinleri
 KARABURUN lezzet beldesi gibi
 Kürt sorununa 'politik' cevaplar
 Komşumuz bomba yapıyormuş
 Büyük yarışın hikayesi
 Son padişahın son sadrazamı
 Murdoch hayattayken varisleri birbirine girdi
 İştahı imparatorluk ölçeğinde
 Bir Patricia Cornwell klasiği
 Tom dünyanın en harika erkeği
 Entelektüel Elit'in Elit kahvesi
 Bütün yollar İzmir'e çıktı
 Her yaşta öğrenmesi en kolay dil Türkçe
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Süs havuzuna girmek yasak
Adı üstünde süs havuzu...
MEHMET ALTAN
Kediler insanı delirtir mi?
Asabi birisiyle karşılaşınca...
REFİK DURBAŞ
Tokat'ın hali, "Kardelen"
Tokat'ta Çekenli iş merkezi...
KAZIM KANAT
Bir kaşıkta 20 mantı olmalı yoksa o kız evde...
Pistteki hız onlara yetmiyor
Pistteki hız onlara yetmiyor
Dünyada en çok kazanan sporcuların başında gelen Formula 1'in...
Denizi olmayan şehri kim sever ki!
Denizi olmayan şehri kim sever ki!
İstanbul kendini sürekli Ankara ile kıyaslar ve üstünlük kurar. Oysa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.