|
|
Hasan Şaş'ın doğuşu
Uzakdoğu'daki son Dünya Kupası'nda ilk durağımız Seul'du. Erman Toroğlu ile İncheon Havalimanı'ndan çıkarken dazlak kafalı iki kişi gözüme çarptı. Sırtlarında 11 numaralı gri G.Saray forması vardı ve üstlerinde Hasan Şaş yazıyordu. Yanlarına gittiğimde bu kişilerin Japon olduğunu gördüm ve yaşadığım birkaç saniyelik şaşkınlıktan sonra bir Türk futbolcusuna gösterilen sevgi karşısında bir Türk olarak gururlandım. Hasan Şaş sevgisine Dünya Kupası boyunca gerek Seul'de gerekse Osaka'da, Saitama'da, Tokyo'da defalarca tanık oldum. Hasan o zaman da bugünkü gibi dazlak kafalıydı ve oynadığı futbolla Dünya Kupası'nın yıldızları arasına ismini yazdırırken karizmatik görüntüsüyle etrafında büyük bir sevgi çemberi oluşturdu. O dönemde G.Saray dev bir markaydı. Hasan da bu markanın en önemli ürünüydü. Çarşıda, pazarda, G.Saray'ın adının geçtiği her yerde herkes, "Hasan Şaş" diye çığlık atıyor, insanlar imza alabilmek, resim çektirebilmek için birbirini itekliyordu. Dünya Kupası'nda futboluyla yakaladığı şöhret sayesinde Hasan Şaş, Fransızlar'ın dünyaca ünlü spor dergisi France Football'ın "Altın Top" sıralamasında 11'inci olmuştu. Dünya Kupası sonrası Hasan bir anda kayıplara karıştı. Adeta futbol oynamayı unuttu. Menajerinin Avrupa'ya götürme ısrarları kafasını karıştırdı. Kendini futbola veremedi. Gün geldi kulübeye çakıldı. 3 yıl boyunca G.Saray taraftarı hep Hasan'ın yolunu gözledi. Hasan kötü oynadı, ıslıklandı. Ama o müthiş yeteneklerini sanki kasaya kilitlemişti. Başta kendisi, sonra G.Saray, ardından Milli Takım acı çekti. Gönderilmesi bile söz konusuydu. Gerets'in gelişi Hasan'ın yeniden doğuşu oldu. 3 yıl önceki görünüme bürünüp Uzakdoğu'daki gibi saçlarını sıfıra vurdurdu. Sanki saçlı hali bütün gücünü almıştı. Sezona fırtına gibi girdi. Konya ve Ankaragücü maçlarının 10 numaralı yıldızıydı. Hırsı, isteği ve Gerets sayesinde değiştirdiğ i futbol felsefesi sayesinde Dünya Kupası'nın yıldızı Hasan Şaş gibi olmaya başladı. Ligde geçen sezonun yıldızı ve en sempatik görüntülü futbolcusu dazlak haliyle Alex'ti. Tesadüf müdür bilinmez ama saçlarını uzatan Alex'in futbolu gerilerken, saçlarını kazıtan Hasan Şaş futbolunu büyütmeye başladı. İddia ediyorum Hasan Şaş yeteneklerini bugünkü futbol felsefesiyle yoğurursa ve istikrarı yakalarsa hem G.Saray'ın hem de Dünya Kupası'na katılma konusunda zorlu maçlar oynayacak Milli Takım'ın önemli silahı olur. Seni özlemiştik Hasan, hoşgeldin. Hasan Şaş'ı bekle Almanya...
|