Irak Savaşı öncesi TBMM gündemine gelen "Meşhur" tezkere öncesinde ben ve bir grup "İleri görüşlü" adam "Bu tezkere geçmeli" dedik. Daha kalabalık bir grup ise "Geçmemeli" dedi. Onların dediği oldu. Sonra ABD Irak'ta batağa saplanınca "Bakın biz haklı çıktık" dediler. Oysa o günlerde benim tezim Irak'ta Amerika'ya yardımcı olmak üzerine değil, Kuzey Irak'ta kendi durumumuzu korumakla ilgiliydi. 25 Şubat 2003 günü, "Tezkerenin geçmemesi halinde Türkiye'deki 'Bölücü' unsurların giderek tırmanan bir tavır geliştireceğini" yazmışım. Bir gün sonra ise Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirmiş ve "Bizim bir 'casus belli'miz vardı" diyerek "Tezkere geçmezse Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulması kaçınılmaz hale gelir" demiş ve Türkiye'nin buna karşı ne yapacağını sormuşum. O günlerde ortalarda "Bey" gibi dolaşan "Tezkere geçmesinciler", bugün PKK terörü tırmanırken ve Irak bölünmeye doğru giderken pek ortalıkta yoklar.