kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Sorunlarla birlikte yaşamak devletlerin kaderi
Hiçbir şeyin ölçüsü kaçmamalı
ŞAKA - Acaba

Sorunlarla birlikte yaşamak devletlerin kaderi

Bir başbakanın kendi ülkesindeki bir kente gitmesi, deprem benzeri bir doğal felaket nedeniyle olmadığı halde gündemin olağanüstü maddesini oluşturuyorsa, o ülkede o kentin bulunduğu bölgeye ilişkin ciddi bir sorun var demektir.
Biz buna "Kürt Sorunu" diyoruz.
Ancak bir başka önemli durum daha var. "Kürt Sorunu" bugün çıkmadı. Dün vardı, bugün var, yarın da var olacak.
Kim bilir Tayyip Erdoğan'dan sonra kaç tane başbakan daha Diyarbakır'a gidip, demokrasi ve insan hakları mesajları verecek. Kamuoyu oluşturan aydın ve cahil odaklar, nice tartışmalar yapacaklar.
Ve "Kürt Sorunu" yine bir sorun olarak ve hatta içinde "Bölücü Terörizm" öğesini de barındırarak sürecek.
Burada izlenmesi gereken politikanın, akılcılığa ve gerçekçiliğe dayalı olması şarttır.
Örneğin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a girmesi, şu anda bu sorundaki terör öğesini yok etmez. Yakın geçmişte Kuzey Irak'ta ne Amerika, ne de Talabani-Barzani dayanışmasına dayalı fiili Kürt devleti vardı. Türk Silahlı Kuvvetleri sürekli Kuzey Irak'taydı ve sorun hâlâ devam ettiğine göre, bu mevcudiyet sorunu çözemedi.
Şimdi ise durum daha da karmaşık.
Yani TSK'nın Irak'ta bir askeri harekata itilmesi, TSK'yı yıpratmaktan ve Türkiye'nin dış politikasını sayısız probleme sürüklemekten başka bir işe yaramaz.
Demek "Bölücü Terör" sorununu içeride çözmeye çalışmaktan başka çare yok.
Ama bu, sorunun sınırlar ötesi olmadığı anlamına da gelmiyor.
Örneğin Irak'taki Şii'lerin ABD ile ittifakı daha da güçlenir ve Kum kenti kaynaklı Iraklı Şii imamlar, İran Şiileri'nden iyice koparsa, tüm Ortadoğu'yu etkileyen İran ideolojisinde Şii ağırlığının yerini Fars milliyetçiliği alabilir. Bu da, İran Kürtleri'nin ve Azeriler'in kendi milliyetçiliklerini körükleyebilir. Geçmişinde "Mehabat Cumhuriyeti" bulunan bir ülke için, bütün bunlar hayali senaryolardan öteye anlam taşımaz mı yani? Bizim izlememiz gereken politikaya gelince.
Türkiye Cumhuriyeti "Kürt Sorunu" ile birlikte yaşayacağını bilmeli ve bu sorunun olumsuz yansımalarını (Terör dahil) minimize etmenin yollarını bulmalıdır.
Aslında aynı durum, "Kıbrıs Sorunu" veya "Ermeni Sorunu" için de geçerli olmalıdır.
Tüm Avrupa Birliği üyeliği hedefini "Kıbrıs Sorunu"nun çözümsüzlüğüne endeksleyip, geleceğe dönük vizyonunuzu dinamitlerseniz, bu siyasi akla uygun mudur?
Veya "Ermeni Tasarıları" yüzünden hem ABD hem de tüm dünya ile ilişkilerinizi mi keseceksiniz?
Bu, "Jet ski tehlikeli" diye, jet skileri tümden yasaklamak gibi değil midir?
Bir devletin hayatında gündem, sayısız sorunlarla dolu geçer. Bu sorunların bazısı kısa vadede çözülebilir, bazıları yüzlerce yıl sürebilir de. Siyasetin ve idarenin varlık sebebi, bu sorunların devlet ve toplum hayatını durdurmaması, gelişmeyi ve istikrarı engellememesidir.
Türkiye bu bilgi ve deneyim birikimine sahip bir devlet ve siyaset geleneğine sahiptir. Yani Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinde verdiği mesajları olumlu bulurken, bu mesajlarla "Kürt Sorunu"nun sorun olmaktan çıkacağı beklentisine kapılmaktan da kaçınmalıyız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Devlet ve siyaset asla birbirini çelmelememeli   / 12-08-2005
 Kendi gündemini belirlemek büyük bir lükstür   / 11-08-2005
 Yaşamak bir şarkıdır, hiç değilse melodiyi mırıldan..   / 10-08-2005
 Türkiye'nin yükselişini gözden kaçırmamalıyız   / 09-08-2005
 Türkiye Fransız olmaktan şiddetle kaçınmalı   / 08-08-2005
 Terörle mücadelede polemik olmamalı   / 07-08-2005
 Ah bu arşivlerin gözü kör olsun   / 06-08-2005
 Reha Muhtar gündemi yakalar mı?   / 05-08-2005
 Bodrum gecelerinde yurdu dolaşıp durursunuz   / 04-08-2005
 Fatih, Roma'yı alsaydı Vatikan ne olurdu?   / 03-08-2005
REHA MUHTAR
Arabayı kullanırken kolunuz nerede?..
Dün, Çin'de...
MEHMET BARLAS
Sorunlarla birlikte yaşamak devletlerin kaderi
Bir...
SAVAŞ AY
Bu Müjdat Gezen deli mi akıllı mı, ya da ne?..
Güney...
HINCAL ULUÇ
Türk Riviera dünyaya meydan okur yakında..
Eğer bu...
Karanlıktan çıkış
Karanlıktan çıkış
Ankaragücü deplasmanında bir net penaltısı verilmeyen, Necati ve...
3 maçlık pozisyon
3 maçlık pozisyon
Gerets, bir deplasman maçında bu kadar net fırsat yakalamalarına...
Mösyö taktiği
Fransa, 3 Ekim için tanıma koşulu getirmeyecek. Ancak Türkiye'den Rum...
Mayın temizliği
KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) ile BM'nin işbirliğiyle,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu