kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Bölücülüğe vaziyet etmek (II)

Kurum veya birey olarak kimsenin iyi niyetinden şüphe etmemekle beraber yaşadığımız 'başsız devlet' gerçekliğini sorgulamaktan usanmam. Esasen bölücülüğe vaziyet etme ile teröre vaziyet etmeyi birbirinden ayırdığımız sürece teşhisin ve tabii tedavinin semtine bile yaklaşamayız.
Nitekim PKK'nın geriletildiği süre içinde bölücülük açısından zaman bütünlükten yana olanların değil, -içeride ve dışarıda- karşı olanların lehine işlemiştir. Şimdiki şartlarda sadece teröre vaziyet etme çabasının geriletici bir etki yapması bile zor. Ortamın bu açıdan daha da olumsuzlaştığına dair bin kanıt saymak yerine aydınların başbakana yaptıkları tavsiyelerin özüne bakmak yeterlidir:
- Daha fazla demokrasi!
Hadi Batı'nın 'daha az demokrasi' sürecine girmesine 'kötü misal, misal olmaz' diyerek kayıtsız şartsız taklitçilik dininden şimdilik vazgeçelim.
- Daha fazla demokrasi!? Amenna ve her zaman! Lakin şiddeti önlemeye yönelik bir ilaç ve araç olarak mı? Tekrar bozdurulan iç barış için 'daha fazla demokrasi' önermek aslında 'terör kutsaldır' demekle eş anlamlıdır. Niye mi? Demek ki şimdiye kadar PKK demokrasi için savaşmıştır, lütfedip bunu biraz daha geliştirirsek eşkıyanın başka arzusu kalmayacaktır. Yani TC, İsrail'in Filistinlilere yaptığını Kürtlere yapmış öyle mi?! İlahi, buna karşı 'hadi canım sen de' lafı ne kadar sönük kalıyor! Sorunun bölücülük olarak sahibi yok. Örgüt kan akıttığı zaman 'Ha, sahi bir bölücü terör meselesi vardı yahu' diyerek kımıldayan iki ayrı irade var. Meselenin ruhuna herkes seyirci, kabuğuna iki müdahil! Bu, 'başsız devlet' olgusunun çıplak tasviridir. Esasen bölücü tehditle savaş TSK'nın görevi olduğu sürece iki başlılık bakidir!
Zira bu, hükümeti sözde yetkili ama etkisiz, askeri tek sorumlu ama engelli kılmakta; her iki tarafı yıpratmaktadır. Böylece asker siyasi figüre, sivil de militarist figüre doğru dönüşüm yaşamaktadır.
Hükümet bir yandan 'Aman askerin üstünde kalsın da ne isterlerse verelim, yetki mi hemen' tavrında; bir yandan da 'daha fazla demokrasi ve sivil açılım' başlıkları altında yer alabilecek söylemlerde.
Yani aynı anda hem şahinlik, hem güvercinlik? Bunu nasıl becerebileceklerini içtenlikle merak ediyorum; olmayacak dua gibi görünse de niyazdan geri durmuyorum.


Bir devlet ki en önemli sorunu karşısında bütün kurumlarınca benimsenen bir tanıma kavuşabilmiş değil. Asker ısrarla 'Güneydoğu Meselesi', aydın güvercinler -ve şimdi de Erdoğan- 'Kürt Meselesi' diyor.
Oysa kim bu konuya 'Kürt meselesi' başlığı ile yaklaşıyorsa, o bilinçli veya bilinçsiz biçimde Türkiye'yi ikinci bir ulusla bölüşme tasarısına hizmet etmektedir.
Mücadeleyi üstlenen Ordu, zorunlu gördüğü 'Güneydoğu Sorunu' ve 'Bölücü Tehdit' gibi deyimleri devletin resmi tarifi haline getirememiştir. Bu da; meselenin bürokratik sorumlusu olan TSK ile siyasi sorumlusu olan hükümetin ayrı telden çalıp oynaması demektir.
Siyasi sorumlu istediği kadar şiddete karşı 'askeri mücadele'nin önemini benimseyip tavizsiz olduğunu vurgulasın. Söylem veya tavır itibariyle sorunu 'Kürtlere yapılmış ve henüz düzeltilememiş yanlışlardan kaynaklanan' bir açmaz olarak görüp gösteren iç ve dış ahkamcılarla beraber yüründüğü sürece, ortaya ciddi bir devlet politikası konulamaz.
Meselelerin anası bu zaten! Devlet olmaktan çıkmaya başlayalı yarım yüzyılı geçti.
Bugün son sözü söyleyeni belirsiz bir siyasal yapımız var ve ona eski alışkanlıkla hala devlet demeye devam ediyoruz. Küresel ve bölgesel oyuncular bunu bildikleri için kedi fare ile oynar gibi bizimle oynuyor; sözgelimi 'vezir'i kelepçeleyip veriyor ama kuraldışı yeni vezirleri satranç tahtasını sürebiliyor.
Niye? Çünkü karşısında kuralların ihlaline direnecek bir muhatap yok. Bunlar karamsarlık ilanı değil, çözüm ürütebilmek için zorunlu temel kabuller. Yoksa karşımızda imkânsızlık yok.
İç kuvvetlerin küs durmadığı, ülkenin birlik ve dirliği adına her türlü görüş ayrılıklarının önemsizleştiği bir devlet yönetimi kısa sürede oluşturulabilir! O zaman da çark içinde Ali'nin Veli'yi sevmemesi, gidenin gelenden nefret etmesi bir şeyi değiştirmez, toplumu ayakta tutan kemik yapı sağlam kalacağı için dost veya hasım muhataplarınızın önünde dimdik durabilirsiniz.
Beriki AB'yi kendine ötekinden daha yakın hissediyor, ötekinin de berikine 'derin hasımlarla müttefik' gözüyle bakıyor, ayrıca iki taraf laiklik ateşi etrafında 'kim kimi itecek' diye kuşku içinde yaşıyor; Türkiye'yi aşiretleştiriyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bölücülüğe vaziyet etmek (I)   / 11-08-2005
 Telgrafın tellerine kim konacak?   / 09-08-2005
 Düğün dernek ve örnek   / 08-08-2005
 Kapitalizmin 1984'ü (2)   / 05-08-2005
 Kapitalizmin 1984'ü (1)   / 04-08-2005
 Terörün tanımına dair (II)   / 02-08-2005
 Terörün tanımına dair (1)   / 01-08-2005
 Karanlıkta 'Kandil' yerine ıslık   / 29-07-2005
 Ağlarda üç gol Kıbrıs'ı sayma   / 28-07-2005
 Kurmay zekâya paşa yarası   / 26-07-2005
YILMAZ ÖZDİL
Ev alma komşu al
"Komşuluk öldü" derdik.
ÖMER LÜTFİ METE
Bölücülüğe vaziyet etmek (II)
Kurum veya birey olarak...
FATİH ALTAYLI
Bu iş Kıbrıs'a dönmesin
Başbakan "Kronikleşmiş"...
ERDAL ŞAFAK
PKK'yı IRA gibi bitirmek
Başbakan Erdoğan'ın bugün...
Fransa, veto kıskacına aldı
Fransa, Türkiye konusunda Rumlar'a müzakereleri "veto edin" baskısı...
"İmajı çizilmesin" diye Blair'i reddetti
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in ünlü İngiliz şarkıcıları konutunda...
Vaduz'un bittiği an
Vaduz'un bittiği an
Beşiktaş, UEFA Kupası 2. ön eleme turu ilk maçında Vaduz'u Okan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu