Aydın...
Başbakan'la görüşen "aydın" lar diyor ki: "Bize aydın demeyin." Aydın olmak ayıp bir şey demek ki...
Aslında önemli bir şeydi. Ama yolunu şaşırıp okyanusa gideceğine Sinop'a gelen şaşkın balinaya "Aydın" adı verilince, kafalar biraz karıştı. Üstüne "Kuşum Aydın" çıktı ortaya. Aydın olmak zor bir durum haline geldi.
Sen necisin abi? "Aydınım... Ama sen herkesin içinde bana aydın deme."
Başbakan da öyle yaptı zaten. Kendilerine aydın denilmesini istemeyen aydınlara, "düşünürler" dedi...
Peki bu düşünürler ne düşünmüş? "Aydın" olmadığım için cehaletimi affedin, benim anladığım şu: Bir, PKK'lıları vurmayın. İki, seçim barajını düşürüp, HADEP'i Meclis'e sokun. Üç, henüz adam öldürmemiş "light terörist" e af çıkarın. Başka? Kürdoloji Enstitüsü kurun...
Ben en çok Kürdoloji Enstitüsü önerisini beğendim. Demek ki, Hamlet'i Kürtçe okumak isteyen var, bizim haberimiz yok. Ya da, Şırnak'ta Shakespeare var, dünyanın haberi yok.
Tek takıldığım nokta şu... "Aydın" a "aydın" demeyelim, tamam... Önceki gün saat 14.00'te, yani dünkü "Aydınlar Zirvesi" nden sadece 24 saat önce, Bingöl'de iki askerimiz daha öldürüldü. Roketle vuruldular. Birinin adı, Himmet Aydın. Ona "Şehit Aydın" dememizde bir sakınca var mı?
|