|
|
Özelleştirmede strateji eksik
Değer ve önem arz eden kamu kurumlarının özelleştirmesine yönelik tartışmalara hükümet cenahı farklı bir pencereden baktığını Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın bağlı olduğu Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın ağzından bir kez daha deklare etti. Anlaşılan hükümet bu konuya gereken hassasiyette bakmıyor. Elden çıkarmakla işin biteceğini zannediyor. Unakıtan, özelleştirme sürecinde 'Yerliye mi, yabancıya mı verelim? Ona mı verelim, buna mı verelim?' tartışmalarının olabileceğinin altını çizerek, 'Türkiye olarak şunu iyi bilmemiz lazım. Türkiye sermaye birikimi az olan bir ülke.' Tespitinde bulunmuş. O halde bu ülkenin sermaye birikimi az ise, yabancıya taksit taksit satacağına, kendi müteşebbisimizde olmasında fayda mülahaza edilen kurumların elde tutulması için formül geliştirilmesi gerekmez mi? Acaba Unakıtan ve ekibinin bir formülü var mı? İlla özelleştirme ihalelerine 'yabancı şirketler giremez' mealinde kriterler koymak gerekmiyor. Bunun bir çok yolu var. Erdemir'in şu an yüzde 50'ye yakın hisse nasıl halk arz edilmişse, geriye kalanı içinde yol kolaylıkla bulunur Çünkü, özelleştirmelerle Türkiye'ye kaliteli yabancı sermaye ve yabancı şirket gelmiyor. Bir defa ihale kriterleri bazen öylesine bozuk yapılıyor ki, (Türk Telekom örneğinde olduğu gibi) ciddi büyük firmalar, şartnamedeki iş planıyla yola çıkmaktan imtina ediyor. Diğer taraftan yabancı sermaye bir ülkeye girerken birkaç para metre arıyor. İkide bir değişen vergi oranları istemiyor. Mevzuatların her an değişme temayülü göstermesini hazzetmiyor. Hükümet düzenleyebiliyorsa, yabancı sermayeyi çekebilmek için işin bu tarafına bakmalı. Evet özelleştirme karlı/zararlı veya yerli/yabancı ayrımı yapılarak gerçekleştirilmez. Ama özelleştirilen kurumların geleceği iyi hesap edilerek ve ülkeye sağlayacağı faydalar da dikkate alınarak yapılması gerekiyor.
|