|
|
|
|
"Chirac'ın tavrını kınıyoruz"
KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'a gönderdiği iddia edilen notta yer alan, ''Türkiye'nin 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması durumunda AB'ye katılım müzakerelerine başlayamayacağı'' şeklindeki görüşlerine sert tepki gösterdi ve ''Chirac'ın tavrı anlaşılacak gibi değil'' dedi.
Filelefheros gazetesinin dünkü sayısında ''Fransa'dan Papadopulos'a güvence'' başlığıyla yer alan haberde belirtilen ve Fransız-Rum işbirliğini gözler önüne seren Fransız anlayışını
şiddetle kınadıklarını ifade eden Başbakan Soyer, Fransa'nın ortaya koyduğu bu tavrın anti-demokratik olduğunu vurguladı.
Gazetecilere açıklama yapan Başbakan Soyer, ''Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Tasos Papadopulos'a kendi el yazısıyla bir 'not' göndererek, 'Türkiye'nin 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması durumunda AB'ye katılım müzakerelerine başlayamayacağını' ifade etmekle Kıbrıs sorununun çözüm sürecini doğrudan etkileyecek çok yanlış bir mesaj verdiğini'' kaydetti.
Chirac'ın tutumunun anlaşılacak bir tavır olmadığını ifade eden Başbakan Soyer, Chirac'ın Papadopulos'a gönderdiği notla, Kıbrıs sorununun çözüm sürecini doğrudan etkileyecek çok yanlış bir mesaj verdiğini ve siyasi tavır takındığını söyledi. Paris'e bu tutumundan vazgeçmesi çağrısı yapan Başbakan Soyer, şöyle konuştu:
''Bu mesajın ve politik tavrın dayandığı nokta, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin, bugün tamamen 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni gasp etmiş olan Papadopulos yönetiminin doğrudan doğruya 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek hükümeti olarak Ankara tarafından tanınmasıyla özdeşleştirilmesi ve eşleştirilmesidir. Bu çok yanlış bir mesajdır ve doğrusu Batı demokrasisinin beşiği sayılan Fransa'dan beklentimiz, küçük hesaplar uğruna sergilediği böylesi anti-demokratik bir yaklaşımı terk etmesi ve bütün demokratik prensipleri çiğneyerek, Kıbrıs Türk halkına empoze edici şekilde ortaya koyduğu dayatmacı tavırdan vazgeçmesidir.''
Kıbrıs'ta orta yerde çözüm bekleyen önemli bir sorun bulunduğunu ve bu sorunun çözüm süreci sırasında Fransa'nın taraf olduğunu ifade eden Soyer, şöyle konuştu:
''Fransa taraf olmuştur. Çünkü bu sorunun çözümünün Annan planı çerçevesinde olacağını Fransa, hem Avrupa Birliği üyesi olarak hem de BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak kabul etmiştir. Fransa ayrıca BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorununun çözümüne dair sunduğu planın Güvenlik Konseyi'nde ele alınmasına da taraf olmuştur. Fransa üstelik geçmişte Annan planına dayalı bir çözümün yaşama geçirilmesinde büyük inisiyatifler ve girişimler üstlenmiş bir ülke olmuştur. Hal böyle iken bu plana 'evet' diyen Kıbrıs Türk halkını tamamen dışta bırakmayı amaçlayan ve Kıbrıs Türk halkının 'evet'ine rağmen plana 'hayır' deyip Kıbrıs sorununa elindeki AB'ye üyelik avantajını kullanarak hakimiyetçi bir anlayışla son vermek isteyen Papadopulos yönetimine yöneltilen bu destek vicdani değildir, demokratik değildir ve her şeyden evvel demokrasinin beşiği sayılan Fransa'nın demokrasi geleneğine de uygun değildir. Bu sadece Kıbrıs Türk halkının değil, bütün dünyanın demokratik değerlerini sarsan bir anlayıştır.
Dolayısıyla Fransa Cumhurbaşkanı'nın, kendi kamuoyunda uyanan aşırı milliyetçiliğin Türkiye karşıtlığı olarak şekillenen pozisyonundan nemalanmak için, demokrasinin en temel değerlerini ayaklar altına alarak, Kıbrıs Türk halkını tamamen dışlayacak ve doğrudan doğruya Kıbrıs Türk halkını ilgilendiren bir konuda böylesi bir tavır takınması kabullenemez. Dolayısıyla bu anlayışı şiddetle kınıyoruz. Fransız halkının demokratik değerlerinin ve Fransa'nın dünyaya taşıdığı demokratik ilkelerin er veya geç bu tavra dönük olarak belli bir silkiniş içerisine gireceğine inanıyorum. Çünkü Chirac'ın bu yazılı notu, kabullenilebilecek bir açıklama değildir. Sırf Papadopulos'u Kıbrıs'ın tek hakimi yapmak için Fransa'nın böyle bir sesleniş yapması da Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman boyun eğeceği bir davranış biçimi olmayacaktır.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|