| |
|
|
Karadeniz uşağının arzusu böyle olur
Geçen gün "klarnet sihirbazı" diyerek Hüsnü Şenlendirici'yi yazdım ya, ne hoş ne güzel tepkiler geldi yazıya yaşasın. "Onu programa da çıkartın. Saatlerce çalsın dinleyelim" diyenlerin başında sevinerek söylemeliyim ki üniversiteli gençler geliyordu. Sonra son derece ilginç, matrak ama bir o kadar da ciddi mesajı gördüm mail kutumda. Karadeniz'in herhangi bir yerinden herhangi bi Karadenizli imzasıyla gelen maili aynen yazıyorum.
Bekliyoruz daa!.. "Bizim oranın, Karadeniz'in has evlatlarından da çıkar dünya şampiyonu müzisyenler. Kemençeyi saz saymaz mısın? Kemençecileri adam yerine koymaz mısın? Neden bunca yazının arasında kemençeden konuşmazsın. Bekliyuruz daaa!.."
Maçkalı Hasan Hafızamı yokladım, doğru söylüyor bu arkadaş. Güya folklorculuktan geldim. Güya yedi düvele dans, türkü taşıyan milli ekiplerin içinde geçti gençliğim. Nasıl oldu da kemençeyi yazmadım oyyy dedim kendim kendime. Sonra ta eski yıllarda, Türk Folklor Kurumu'nda nazariye dersleri aldığımız günlere gittim. Maçkalı Hasan'ı anımsadım mesela. Kemençeyi insan edip adeta konuşturan, yol havalarından atışmalara onu muhteşem kılan Merhum Maçkalı Hasan'ı anlatırsam bağışlanırım belki diye düşündüm. Aşağıda...
|