| |
|
|
Hesap vermenin erdemi
Toplumun talebi: "Basında iç denetim olsun!" İşte bu nedenle Sabah her gün okurlarına kulağını açık tutuyor, şikâyetleri dinleyip özeleştirisini yapıyor.
Zaman zaman "Ey ombudsman, detaylara fazla dalıyorsun, gazeteye bir de uzak mesafeden bak" mesajlarını da alıyorum sizden. Ve meslektaşlardan. Şeytan ayrıntılarda gizli. Küçük hataları küçümsersek gazeteyi de küçümsemiş oluyoruz, çünkü orman bir ağaçlar topluluğu ve her ağacı sakınmalıyız. Ama, arada sırada "büyük resmi", ormanı görmekte yarar var. Sabah'ta Okur Temsilciliği faaliyete geçeli dokuz ay oldu. O "resim" hayli net. Okurlara yılda bir-iki kez genel bir değerlendirme sunacağım. Yaz tatili, düşünmek için bol zaman demek. İyi fırsat. Ombudsman faaliyete geçer geçmez, siz okurlardan tepkiler ve görüşler de fazla gecikmedi. Sabah'la ilgili hemen her konuda iletişim kurduk. Dert ve şikâyet dinledik. Bir habere kızıp "bana patronun telefonunu ver kardeşim, ona anlatmam lazım!" diye feryat edenlerden tutun da, reklamların bolluğunu sorgulayanlara; futbolda "taraflısınız işte!" tartışmasına her gün bıkmadan katkıda bulunanlara, aklımıza bile gelmeyecek kadar minik hataları bulup ter ter tepinenlere kadar... Sevilen ve kızılan köşe yazarlarına çiçekler ve hiddet salvoları da cabası. Her gün 100'ü aşkın mesaj, telefon, mail, faks. Kesintisiz bir iletişim. Bunun anlamı çok açık: Sabah'ın, Türkiye'nin her köşesinde, dünyanın dört yanında "aktif" okurları var. Sözünü sakınmayan bu "gönüllü düzeltmenler ordusu" gazetesine sesini duyurmak için zaman ayırıyor, gerekirse ısrarcı oluyor, "daha iyisini" istiyor. Bu sesler burada ciddiye alınıyor. Çünkü hedef, her gün bir öncekinden daha kusursuz gazete çıkarmak. Sabah'ı üretenler eski dönemlere göre daha titiz, okura karşı daha anlayışlı. Doğru mu yapıyoruz? Elbette. Dikkatinizi çekmiştir: Siyasiler ve bürokratlar her vesileyle "basının kendi iç denetimini yapması gereğinden" söz etmekte. Toplumda basın ve gazetecinin itibarı hâlâ çok aşağılarda. Ve bu ters döngü hâlâ kırılamamış durumda. Bırakalım siyasiler bazı kötü alışkanlıklarına bağlı kalma hakkını saklı tutsun. Bırakalım, suç ve kabahatlerinin bedelini bile bile basına ödetmeye kalksın. Önemli değil. Biz işimize bakalım. Zor olsa da. Etik alanda sergilediğimiz "adam sende"cilik yüzünden, yasama ne yazık ki sert yasalarla "boşluk doldurma" yoluna gitti. İktidarı ve muhalefetiyle. Bunda kendi payımızı inkâr etmeyelim. Sebep ortada. İhmal ve kasıt işimizi gölgeledi. Kimden gelirse gelsin, "iç denetim" talebinde kalıcı bir mantık var. Demokrasi, özdisiplini önemseyen bir uygarlık rejimi. İşte bu yüzden... Sabah, Okur Temsilciliği'ni kurumsallaştırarak, "şeffaflık" ve "hesap verme" konularında üzerine düşeni yapmakta, başta siyaset ve basın olmak üzere pek çok sektör ve kuruma öncülük etmekte. Çünkü, basın kendisini disipline soktuğu ölçüde güven tazeleyebilir. Çünkü, okurun güveni her şeyin üzerindedir. Güven, "marka"nın gıdası, "kurumsallaşma"nın oksijenidir. Okur Temsilciliği işte bunun için var. Sabah her okurunu tek tek önemsiyor. Gazetede gördüğünüz hataları, eksikleri, tartışmalı hususları, önerilerinizi bize yazın. Açıkça, sözünüzü sakınmadan, Dobra dobra. Dost okur acı söyleyebilir. Çünkü iyisini ister. Övgü veya yergi, fikrinizi esirgemeyin. Bekliyoruz.
|