|
|
|
|
|
CHP aynı oyu alamayabilir
|
|
İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Siyasete CHP'nin durağanlığı yüzünden girdim" diyor ve ekliyor: Parti halkın sorunlarını doğru okuyor, ancak bunları anlatmakta zorlanıyor...
CHP ülkeyi doğru yorumluyor ama anlatamıyor
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "CHP'nin barajın altında kalması o gün için iyi oldu" diyor ve ekliyor "Partide bulunmaması gerekenler ayrıldı, artık parti olarak alt kimlikçi siyasetten uzaklaşmalıyız".
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile olan randevuma gitmeden önce belediyenin bulunduğu Konak Meydanı'nda dolaşıyorum. Her taraf güvercin. Venedikte'ki San Marco Meydanı'nı hatırlatıyor bana. Hatta bizim meydan daha temiz, inanın. Yabancı ve Türk turistler, bisikletli polisler, oradan oraya koşuşan çocuklar ve kuşlara yem atam takım elbiseli iş adamları... Aziz Kocaoğlu ile buluşur buluşmaz "Hemen meydana inelim" diyorum fotoğraf için siz kuşlara yem verin, olur mu?" Kocaoğlu yaklaşık bir yıl önce kaybettiğimiz başarılı Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın yerine geçen isim. Kocaoğlu "yerine geçen" tanımlama kızıyor. "Bayrağı devir alan diyelim. Kıyaslamalar sürüyor. Ben asla onun gibi olamam. Keşke yaşasaydı ve görevinin başında olsaydı. Ama bugün ben görevimin başındayım, tek yarıştığım kişi ise yine kendimim." Aziz Kocaoğlu 1948 Tokat doğumlu. Önce Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiş ardından işletme mastırı yapmış. Yaklaşık 3 yıl kamu kuruluşlarında çalışan Kocaoğlu 1979 yılında kendi işini kurmuş. "Ailem çiftçiydi. Üç kardeşin ortancasıyım. Küçüklüğümden beri kendi işimi kurmak istiyordum. Hep büyüyüp işadamı olma hayalim vardı yani. Dayanıklı tüketim malları ticareti yapmaya başladım. Bir de toprak fabrikam var." Kocaoğlu'nun bir başka özelliği de 2003 yılındaki vergi rekortmenleri arısında yer alması. Peki ama niye siyaset? Önce Bornova Belediye Başkanlığı ardında Büyükşehir. Kocaoğlu "Parti elden gidiyordu, el koyduk" diye patlatıyor espriyi.
CHP TUTKUSU AİLEDEN GELİYOR Durup dururken neden siyasete atıldınız? CHP bir siyaset okuludur ve ben bu okulda büyüdüm. Dedem Cumhuriyet'in ilk yıllarında Tokat'ta Genel Meclisi Üyeliği, babam belediye başkanlığı yapmış.
Tamam ama bu zamana kadar siyasetten uzak durdunuz. Partiye olan manevi bağımlılıktan dolayı bir borç ödemesi diyelim. Seçimden önce partinin barajın altında kalacağını görüyordum aslında. Durum bıçak sırtındaydı. Partide durağanlık ve geriye gidiş vardı. Ben de CHP'siz bir siyaset düşünülemez dürtüsüyle siyasete girdim.
Peki ama niye milletvekilliği değil de belediye? Milletvekilliği benim mizacıma uygun değil.
Neden? Çok ulvi bir görev ama bana uygun değil. Ben beş yaşından beri 16 saat çalışıyorum. Belli bir şeyler yapıyorum, üretiyorum. Milletvekili olunca üretemezsiniz. Belediye gibi aktif değil.
Demin "CHP'de durağanlık vardı" dediniz. Ne demek bu? Biraz açık konuşmak gerekirse, 99 yılına gelindiğinde siyaset yapmaması gereken, siyaset yaptığı zaman partisine zarar verecek insanlar vardı CHP'de. Her partide vardı aslında ama bizde de vardı. Parti barajın altında kalınca bu tür, kişisel menfaatlerini ön planda tutan insanlar üyelikten ayrıldı ya da partiyle ilgilenmez oldu. Dolayısıyla sağlıklı insanların politika yapacağı, halka gidebileceği bir ortam oluştu.
İyi mi oldu yani baraj altında kalmak? O dönemde CHP için iyi oldu diye düşünüyorum. Her kötü sonuçtan bir fayda çıkartmak gerekir. Biz de oradan çok iyi bir arkadaş gurubuyla Bornova İlçesi'nin yönetimini aldık ve uyumlu bir şekilde çalıştık. Bornova'daki herkes bizi bilir ve iyi tanır.
Peki CHP tamamen değişti mi yani? Şimdiki durum ne? Örneğin Sarıgül'ün çıkışını nasıl buldunuz? Sarıgül farklı bir olay. O CHP'yi hiçbir yere götüremez. Ayrıca bu tarz yapılan muhalefet yöntemi bana sıcak gelmiyor. Yaptığı çıkış partiyi yıprattı mı? Hayır ama karıştırdı. CHP'nin bugününe gelince, ülkeyi doğru yorumluyoruz ama ivmeyi bir türlü yakalayamıyoruz.
Niye sizce? Aslında CHP kendisine en yakın partiyle at başı durumunda olmalıdır. Ama bugün seçim olsa 3 Kasım'daki oyu alabilir miyiz bilmiyorum. Ama önümüzdeki günlerde başka gelişmeler olabilir.
Problem nedir peki? Vallahi bir sıkıntı var partide. Parti bir arayış içerisinde ve bu da durağanlığa sebep oluyor. Halkın sorunlarını doğru okuyor, tespiti doğru yapıyor ama bunları anlatmak ve halka indirgemekte gayet yalın ve herkesin anlayacağı bir dil kullanmıyor. Ürettiği projeleri anlatamıyor.
Yöneticilerden mi bahsediyorsunuz? Hayır ben kişiyle bağlı politika yapmam. Çeşitli dönemlerde Genel Başkan'a eleştiriler geliyor, bunların büyük çoğunluğunu hak etmediğini düşünüyorum. Hak ettikleri de vardır mutlaka. Ama benim eleştirim CHP içindeki sisteme. Projelerimizi daha ayakları yere basan net tavırlarla ortaya koymamız lazım. Tabii belli konularda da daha net olunması gerekiyor.
Nedir o konular? Ona girmeyelim.
Neden? Ben şu anda belediye başkanlığı yapıyorum ve siyasetten mümkün olduğu kadar uzak durmak zorundayım. Daha fazla konuşmak doğru değil.
Evet ama siz kendiniz söylediniz "Siyasete partinin durumu yüzünden girdim" diye. Bu söylem pek siyaset dışı değil ki. Doğru. Bu konuda tek bir şey söylemek istiyorum. Alt kimlik, üst kimlik bilmem inançlar vesaire, bu konular yönelik siyaset yapmaktan kaçınmamız gerekiyor. Ben alt kimlik siyasetine karşıyım. Yani insanları inançları, etnik kökenleri ya da geldikleri kent veya bölge olarak değerlendirmiyorum. Alt kimlikçi siyaset Türkiye'nin çivisini çıkarmıştır. CHP de bundan uzak durmak zorundadır. Biz her hafta bir çok imar dosyasının üzerinde çalışıyoruz kaldırıp bir gün ismine ya da nereli olduğuna bakmıyorum. Yapılıyorsa yapılıyordur ya da tam tersi. Bu zihniyetin yerleşmesi şart. sadece bizim partide değil, tüm siyasi partilerde bu anlayışın değişmesi gerekiyor bence.
|
|
|
|
|
|
|
|
|