Düğün dernek ve örnek
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile dün sabah kadın, aile ve sosyal hizmetler gibi sorumluluk alanını oluşturan konular üzerinde kahvaltılı sohbete başlarken bir meslektaşla şakalaşıyorduk: - Soralım bakalım, kullanacağımız bardaklara içki değmiş mi, değmemiş mi? Efendim, niye sabah sabah; 'Suudi eski petrol bakanı Zeki Yamani'nin kızını evlendireceği düğün için 30 bin adet içki değmemiş bardak siparişi verdiği' yolundaki habere sataşıyordum? Doğrusu, tereyağını fazla bulup da harcayamadığı için bilmem neresine süren zengin türünün zevkleri konusunda beynimin küstah dalgalarını denetlemekte yeteri kadar başarılı değilimdir. Ancak bu seferki sataşmada ağır basan dürtü, söz konusu habere başlık veren magazin dehası ile hoşça bir dem yaşamak. Ne demekti 'içki değmemiş 30 bin bardak' siparişi? Kıdemli petrol bakanı Yamani ilgililere nasıl bir istek beyan etmişti? - Bize hiç kullanılmamış 30 bin bardak tedarik edeceksiniz. (Doğal olarak bu aynı zamanda 'içki değmemiş' demektir.) - Kullanılmış olabilir ama içki değmemiş 30 bin bardak bulacaksınız. Bunların hangisi? Şeyh ne kadar sıkı dindar olduğunu belirtmek için 'hiç kullanılmamış, yepyeni' gibi deyimler yerine özellikle mi 'içki değmemiş' diye buyurmuş? Böyle bir ihtimale inanmak mümkün mü? Bu olsa olsa laiklik duyarlılığı ile dini magazini karıştırıp güya çarpıcı bir bulamaç üreterek hem sosyetik, hem softa okura birden servis yapmak isteyen uyanık gazetecinin ortaya çıkardığı yeni bir 'manşetlik fırıldak' örneğidir. Kısacası Zeki Yamani bir anlamda kitabına uygun bir 'basın iftirası' ile karşı karşıya sayılabilir. Ancak nefesleri açlıktan kokan milyonlarca Müslüman insanın yaşadığı bir çağda böylesine debdebe ve tantana sergilerseniz hemen herkesin bir yerlerine batarsınız. Kimi hasedinden çatlar, kimi de akıllarına hakaret niteliğindeki çarpıklıklardan öfkelenir. Açıkçası kendi hesabıma bu tür çok gösterişli düğünlerin sahiplerini, aynı anda dindarlık iddiası da sergilemedikleri sürece umursamam. Gösteriş düşkünü zengin ister su katılmamış sonradan görme olsun, ister orta ömürlü bir servet geleneğine sahip bulunsun. (Nesillerin genlerine sinecek kadar köklü bir geçmişi olanların gösteriş budalalığı pek vaki değildir. Böyleleri genellikle sadeliği seçerler; çok para harcasalar bile yaygara koparmazlar.) Kişi veya kişiler, ham zengin ve ham dindar iseler, böyle salya-sümük gösteriş fırtınalarına soyundukları zaman farkında olmadan 'hem Allah'ı, hem şeytanı memnun edeyim' dercesine ruhsal harakiri yaparlar! Kimilerine gülünç görünürler, kimilerine acınası. Dinin sert bir müeyyide öngörmediği herhangi bir tavsiyeyi yerine getirirken, aynı inancın şiddetle yasaklığı bir başka kuralı hiçe sayabilirler. Sözgelimi, zengin hanımlar bir yandan süslene püslene örtünüp arzı endam ederek sevap (!?) kazanırken öbür yandan öyle pürtesettür halde ateşli dedikodular yaparak Kur'anı Kerim'in 'insan eti yemek' kadar ağır suç saydığı gıybet haramından oluşmuş havuzlarda coşkuyla yüzüp dururlar!
Değerli misafirimiz Sayın Yamani, kızının düğününü burada yaptırarak ülkemizde hatırı sayılır paralar bıraktılar. Çenemizi de epeyce yordular. Fakat kendisini ve kendisinden çok daha kaba davranışlı sonradan görmeleri asla kınayamıyorum. Kimin ne olacağı belli değil. Kaçımız tereyağını fazla bulursak bilmem neremize sürecek kadar şaşırmayız? Paralı insanın sınavı parasızınkinden çok daha ağır. Özellikle 'öteki dünya'ya inananlar için parayla sınanmak, parasızlıkla sınanmaktan çok daha ürkütücü olmalıdır. Ancak böyle iken kim 'ille de sınanacaksam parayla değil parasızlıkla sınanayım' der? Bütün varlık sahiplerini aynı kefeye koyup acımasız, haramzade, kaba, parasına mağrur, cahil bulan yığınlar içinde kaç tane 'Allah'ım beni zengin etme' diye dua eden çıkar?
Yazıya Devlet Bakanı Çubukçu ile girip 'içki değmemiş bardak' muhabbetine geçmem, yıldırıcı 'pazartesi' başlangıçlarına minik bir hafiflik esintisi getirme deneyim olsun. Zira sayın bakandan edindiğim izlenim çok ciddi. Sorumluluk alanı ile ilgili sorunlara ve çağdaş gelişmelere hakkıyla vakıf bir siyasetçi olarak uyandırdığı saygı dolayısıyla toplumum adına son derece mutluyum. Bu nitelikte bir hanımefendinin kadınlarımıza ilham kaynağı olacak bir siyasi yıldız haline gelmesi mümkün. Ancak, öncelikle umarım ki şimdiki görevinde yeterli süre kalabilsin, böylece önemli tasarılarını hayata geçirebilsin, bakanlığının sorumluluk çerçevesi ile ilgili takdire şayan vizyonunu kurumlaştırabilsin.
|