Türk kültürünü korumak...
Her zaman, bir ülkenin kimliğini belirlemesinin, bunu zaman içinde geliştirmesinin, kültürünü dünyaya tanıtmasının, o ülkenin her alanda kalkınması ve gelişmesi için önemli olduğuna inanmışımdır. Teknolojiden tasarıma, ekonomiden bilime kadar bir ülkenin yetiştirdiği, kendi kültürüyle donattığı beyinlerinin olması ve onları desteklemesi, o ülkenin dünya ülkeleri arasındaki konumu ve kendi içindeki gelişimi adına gerekli diye düşünüyorum. Ve bence daha da önemlisi, bu fikri devletin desteklemesinin yanında; milletinin de kendi kültürünü, bilim adamlarını, tasarımcılarını, sanatçılarını koruması, sahip çıkması, bu bilinçte yaşaması ve değerlendirmesidir. Günümüzde hepimiz, globelleşmenin bir sonucu olarak; "dünya insanları" olarak eğitiliyoruz, yaşıyoruz. Gücümüzün yettiği her şeyi satın alabiliyor, görebiliyor, tadabiliyor, dokunabiliyor, yaşayabiliyoruz. Her türlü farklı kültürlerden haberdar olabiliyoruz. Yaşadığımız çağ bir "alternatifler çağı". Bu açıdan çağımız insanlarının çok şanslı nesiller olduğunu düşünüyorum.
DÜNYAYA AÇILMAK Ama bu alternatif(li) yaşamlar bir insandan başlayarak, yayılıp tüm bir toplumun kültürünün, kendi kimliğinin gelişmesini, kendi insanının ilerlemesini, üretmesini engelleyecek boyutlarda yaşanmamalı, algılanmamalı diye düşünüyorum. Bu hafta niye böyle bir konuya mı değiniyorum?... Ben bir moda tasarımcısıyım ve işimi her zaman, var olanı bir adım daha ileri götürmek, doğru adımlar atmak, ilk önce kendi kültürüm ve sınırlarım içinde en iyi noktaları hedefleyerek, zamanı geldiğinde bunu dünyaya açabilmek, tanıtabilmek duygusuyla yapıyorum. Ülkemizde, farklı sektörlerde işini bu doğrultuda; bu hedeflerle ve duygularla yapan insanların sayısının çok olduğunu biliyorum. Ve dileğim her zaman bu emeklerin, beyinlerin ve üretilen işlerin hak ettikleri noktaya gelmesi, korunması ve desteklenmesi olmuştur. Birçok insanımızın; Türkiye gibi kendini farklı alanlarda dünyaya açma girişimlerinde bulunan bir ülkenin, ilk önce kendi içinde sağlamlaşması ve dünyaya kendini tanıtması için kendi kültürünün sonuçlarını, insanının ürettiklerini, fikirlerini, işlerinin desteklemesi gerektiğinin bilincinde oluğunu biliyorum. Ama bunun sadece devletin desteği, bilinci ile olmadığını da hatırlatmak istiyorum...
ÜRETİM YAPANLAR.. Toplumuzun kendine ait olanı koruması ve saygı duymasının, bunun bilincinde yaşamasıyla gerçekleşeceğine inanıyorum. Türkiye'de ve dünyada farklı alanlarda üretim yapan her Türk vatandaşı, yaptığı iş ile beraber ülkesini ve kültürünü de temsil etmektir. Kültürümüzün tanıtılması, globelleşme aracılığıyla kolaylaşmış olsa da, korunmasının ve doğru tanıtılmasının ne kadar önemli olduğunu unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. Sanatçılarımızın, tasarımcılarımızın, iş adamlarımızın ve üretken her Türk insanının işine bu bilinçle sarılmasını ve halkımızın da bu insanların başarısını değerlendirirken yaptıkları işlerle beraber, ülkelerine katkılarını ve kültürlerine sahip çıkışlarını da göz önünde bulundurmalarını diliyorum. Devletin desteği, uluslararası platformda bize bir alan açıyor, bir güç veriyor olsa da; halkın desteğini almadan bu alanın değerlendirilebileceğini ve bu gücün doğru kullanılabileceğini pek düşünmüyorum. Türk kültürünü korumak ve yaşatmak, her Türk vatandaşının birincil görevidir. Kültürümüzü dünyaya sunan ve tanıtan insanlar da bu bilince sahip olmalı ve arkalarındaki halkın desteğini doğru kullanmalıdır. İşini bu bilinçle yapan her Türk vatandaşını kutluyor ve bu bilinçle üretken beyinlerimizi destekleyen halkımıza teşekkür ediyorum..
Dilek Hanif
|