kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kağıdı bir türlü sevemedik!
Evli olup da evi olmayan yok!

Kağıdı bir türlü sevemedik!


72 milyonuz ama kişi başına tükettiğimiz kağıt-karton miktarı 42 kiloyu geçmiyor! Oysa Avrupa'da bu miktar 230 kiloyu buluyor Matbaacılık sektörünün duayen ismi Oktay Duran'a göre, kağıt tüketiminin arttığı gün, Türkiye de gelişmiş ülkeler arasına katılacak.

Bu ülke ne zaman gelişmiş ülkeler seviyesine gelir? Matbaacılık sektörünün duayen isimlerinden Oktay Duran'a mikrofon tutunca, 'kağıt-karton tüketimi ne zaman Avrupa Birliği seviyelerine gelirse, biz de gelişmiş ülkeler seviyesine geliriz' cevabı geliyor. Haksız da değil. 72 milyonluk Türkiye'de günlük basılan gazetelerin toplamı 4 milyonu ne yazık ki geçmiyor. Yani pek de okur yazar değiliz! 12 milyonluk komşumuz Yunanistan ile kağıt-karton tüketimi konusunda aramızda karşılaştırılamayacak boyutta bir uçurum olduğunu öğrenince insan hüzünleniyor. Aynı zamanda bu ülkede ambalajlı ürün tüketimine de rağbet yok. Kişi başı geliri 4 bin 100 seviyelerindeki Türkiye'de ne yazık ki insanların satın alma gücü açıkta satılan ürünlere yetiyor... 1960 yılından beri matbaacılık sektöründe hizmet veren, 22 yıldır İstanbul Sanayi Odası'nın meclisinde aktif olarak rol olan Oktay Duran, Türkiye'nin kağıt-karton konusundaki durumunu ve sahibi olduğu Cem Ofset'i Misafir Odası'na anlattı...

***

* Önce Duran Ofset ardından da Cem Ofset'i kurdunuz. O günlerden kısaca söz eder misiniz? Gerçekten güzel markalar çıkardığımızı söyleyebilirim. Duran Ofset'e 1960 yılında kurduğumuzda 3 kişiydik. 350 kişiye kadar çıktık. Ama sonra sendikal olaylar başladı ve dağılıp, parçalandık. Ben bir daha bu sektöre dönmeyip, üniversitede kalacaktım ama sonra pazarın isteği ve dostların talebi üzerine Cem Ofset'i kurdum.

ARZ TALEBİ GEÇTİ!

* Cem Ofset nereden nereye geldi?
Burası benim meslek hayatımın ikinci yarısı oldu. İlk yarısı Duran Ofset'teydi çünkü. Cem Ofset dünyadaki pek çok yeniliği Türkiye'ye ilk taşıyan matbaa oldu. Şu anda kapasite olarak ülkenin en geniş matbaalarından birisi olmamız sevindirici ama o kapasiteyi kullanamamanın da üzüntüsü var içimde. Yıllık kapasitemiz 50 bin ton ama şu anda pazarda bir dengesizlik var. Arz talebi geçti. Yani yapılan yatırımlar talebin çok üzerinde oldu. İç Pazar o kadar çok büyümedi çünkü.

* Matbaa Türkiye'ye çok geç girdi ama geldiğimiz noktaya batıyla yarışır diyebilir misiniz? Osmanlılar'dan başlıyor. Hat sanatıyla yazı yazanlar aç ve işsiz kalmasınlar diye matbaa ancak İbrahim Mütefferika vasıtasıyla, 2-3 asır sonra geldi. Büyük bir hataydı. Erken gelseydi farklı olurdu. Şu anda da belki en stratejik sektörlerden biri ama, Başbakan'a da söyledim, sektörü toplayacak organize edecek bir kamu kurumu bile yok. Ama bütün bu sahipsizliğe rağmen, bu sektörde emek veren girişimciler hakikaten dünyadaki basım teknolojisini sıkı sıkıya takip etti. Bugün emin olun, basılan dergilerin, gazetelerin, afişlerin, ambalajların, kitapların batı standartlarından hiçbir eksik tarafı yok. Bu sektör hakikaten her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de insanla özdeşleşmiş bir sektör. İnsanın doğumundan ölümüne kadar hayatının içinde. Ne kadar digital baskılar, masa üstü yayıncılık gelişse de matbaa sanayi insanla var olmuş ve gelişmiş bir sanayi.

* Yabancı şirketler ambalaj işini Türkiye'de mi yaptırmayı tercih etti hep? Kendimden örnek vereyim. Biz 37 yıldır Unilever ile çalışıyoruz. Dünya çapında bir şirket. Hiçbir zaman ambalajlarını yurtdışında yaptırmayı düşünmedi.

* İstanbul Sanayi Odası'nda yıllardır matbaacılık sektörünün sorunlarını anlatmaya çalışıyorsunuz. Ankara'dan sesiniz duyuluyor mu? Bu sektörün önemini yeteri kadar anlatamışız. Belki de hata bizlerde. Başbakan'a bir rapor hazırlayıp, anlattık. İSO'yu ziyaret ettiğinde, Bakan Unakıtan'a da söyledik. Düşünün ki matbaacılı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergesi. Bir ülkenin tükettiği kağıt karton miktarı o ülkenin gelişmişliğini de gösterir.

* Türkiye'de kağıt, karton tüketimi dünyanın gerisinde mi? ABD'de kişi başına tüketilen kağıt karton yılda 370 kilo. AB ülkelerinde 230 kilo. Türkiye'de maalesef 42 kilo. Bu konuda gerçekten geri kalmışız.

* Gazete, dergi ve her türlü ambalaj kartonlarından söz ediyorsunuz değil mi? Evet öyle. Türkiye'de gazete ve dergi satışları batının çok gerisinde. Aynı şekilde pakete girmiş ürünlerin sayısı da çok değil. Hala açıkta satılan o kadar çok ürün var ki.

TÜRKİYE GELİŞECEK!

* Kişi başına düşen milli gelir 4 bin 100 dolarlarda. Bu seviye biraz daha yukarılara çıkarsa kağıt karton tüketimi de artmaz mı?
Gayet tabii ki. Ben size söyleyeyim. 1940'larda Türkiye'de kişi başı tüketim 1 kilo idi. 1985'lerde 12-13 kiloydu. Ondan sonra hızla artmaya başladı. Ama şöyle bakın. Komşumuz Yunanistan'da kişi başına düşen kağıt-karton tüketimi 70 kilonun üzerinde. Sadece 12 milyonluk bir ülke orası. Biz 72 milyonuz. Tabii ki önümüz aydınlık ve açık diye bakıyorum. AB'ye girsek de girmesek de gelişen dünya içinde Türkiye de gelişecek, kağıt-karton tüketimi artacak. Bizim en önemli sorunumuz ki bu sizi de ilgilendiriyor. Biz Türkler okuma alışkanlığı olmayan bir yapıya sahibiz. Basılan gazete toplamına bakın, 4 milyonu geçmez.

* Sektörün üretim kapasitesi nedir? İhracatınız da var mı? Yılda 2 milyon 480 ton kağıt-karton tüketimi var bu ülkede. Üretim ise 1 milyon 650 bin ton. Katğıt karton ithalatına 1 milyon 100 bin ton karşığılında yaklaşık 1.1 milyar dolar ödüyoruz. 188 bin tonluk ihracat karşılığında ise 315 milyon dolarlık döviz girdisi sağlıyoruz.

* Bu sektördeki matbaa fabrikası hakkında bir bilginiz var mı? Bugün Türkiye'de kayıtlı 36 adet kağıt- karton fabrikası, 57 adet kağıt-karton makinesi bulunuyor. Matbaa demek tek baskı makinesi alıp getirip koymak matbaa demek değil tabii. Çünkü bunun bir baskı öncesi, grafik tasarım, kalıpların hazırlanması, baskı ve baskı sonrası var. Ambalaj, kesim yapıştırma... Bunların hepsi bir araya gelmeden bir makine alan ben matbaacıyım diye piyasaya çıkıyor, bu yanlış. Şu anda İstanbul'da 10 binin üzerinde, Türkiye genelinde ise 50 bine yakın matbaa var.

1 2 3 4 5
 
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 Gençler bira ve şaraba kaydı milli içki rakının tahtı...
 Sonera 'belirsizlik var' dedi, SPK'ya başvurdu
 Otobüsler klimalandı hac 1.680 Euro oldu
 Babacan onayıyla bonoda e-takip başlıyor
 'Bundan sonra gelişimiz yatırım açıklamak için olacak'
 'Türk biberinde 400'den fazla yabancı madde kalıntısı çıktı'
 Tavukçular hayvan refahı için süre istedi
 'Sahilyolu ile Karadeniz parlayacak'
 Kamu-Sen, 880 YTL maaş istedi
 Akbank'tan kurucu senetlerine 1 milyar YTL
 Meğer Tekel'in makineleri yeniymiş
 Işıklar için Hong Kong'tan ödeme
 KKTC ile yapılan ek protokol onaylandı
ALİ SAYDAM
Bu düğünün iletişim hedefi neydi?
Herkes düğünden söz...
Masalın izleri...
Eski Suudi petrol bakanı Zeki Ahmet Yamani'nin kızının düğünü için...
Türkan Sabancı'nın Caddebostan hayali
Mütevazılığıyla dikkat çeken Sabancı, Caddebostan Plajı'nda denize...
Sungar'ın istifasının perde arkası
Sungar'ın istifasının perde arkası
AB Genel Sekreteri Murat Sungar'ın görevden ayrılmasının esas...
Şehitler gözyaşlarıyla...
Şehitler gözyaşlarıyla...
Hakkari'nin, Şemdinli ilçesinde teröristlerce konulan bombanın...
IMKB
E: 29.945 D:% -0,59
DOLAR
S: 1,311 D:% -0,266
EURO
S: 1,619 D:% -0,216
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu