kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

İhracattaki yavaşlamanın anlamı

Temmuz ayında ihracat artış hızının azalması, dış denge hesaplarına tekrar eğilmemiz gereğini bize hatırlattı. Türkiye'nin ihracat artışında etkili olan faktörlere göz attığımızda, bunların, ortaya çıkan bu gelişmede değişik biçimlerde rol aldıklarını görüyoruz.
Birincisi, 1990'lı yılların ortalarından itibaren ihracat artışında baş rolü oynayan belirsizliklerin azalması ve özel sektörün önünü görebilme mesafesinin uzaması faktörü yavaş da olsa etkisini yitiriyor. Krizden çıkış yıllarında uygulanan makro ekonomik politikaların da yardımı ile oldukça azalan belirsizlikler ve yaratılan güven ortamı şimdi yerini daha "gri" bölgelere terk ediyor. Avrupa Birliği ilişkileri, Kıbrıs, yaklaşan seçimler, politik riskler, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi olaylar iş alemini de etkiliyor. Bekleyişlerini grileştiriyor.
Ayrıca, özel sektör yatırımlarında ortaya çıkan düşüş de, bu trendi hem gösteren hem de etkileyen bir gelişme.
İkinci olarak, döviz kurunun düzeyi eski yıllarda olduğu gibi ihracat artışında fazla rol oynamıyor. Ancak YTL'nin ısrarlı bir biçimde değer kazanması, gerek bekleyişleri yönlendirmesi, gerekse giderek artan reel değerlenmenin rekabet üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle ihracat artışını frenliyor. İhracatçılar, döviz kurundan yararlanma ümitlerini kestikçe, güvenlerini de bir ölçüde yitiriyorlar. İyimserlikleri azalıyor. Pazarlarını kaybediyorlar.
Döviz kurunun reel olarak değerlenmesinin, ihracattan çok ithalatla ilişkisi daha ilginç. Yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi, TL'nin reel değer kazanmasının ihracat artış hızı üzerinde zayıf bir etkisi olurken, bu gelişme ithalatın daha hızlı bir şekilde artmasını beraberinde getiriyor. İthalat artış hızı, ihracattan daha yüksek olunca cari işlemler sorunu daha da ciddileşiyor.
Üçüncü nokta teknik ve fakat önemli bir konu ile ilgili. Enflasyonun düşüş zamanlarında, dış ticarete konu olmayan mal ve hizmet fiyatlarının, dış ticarete konu olanlardan daha yüksekte kalacağını Samuelson ve Balassa bize yıllar önce öğretmişlerdi. Örneğin, bizde de son yıllarda gözlendiği gibi, kiralar veya gıda fiyatlarındaki azalış, tekstil ürünlerinin fiyat düşüşlerinden daha az oluyor. Bu durum, yurt içi mal ve hizmetlerden yararlanan ihracatçıların maliyetlerinin artması ve rekabet düzenlerinin azalması sonucunu doğuruyor. Nitekim, Haziran 2005 itibariyle, dış ticarete konu olan mal ve hizmet fiyat artışları yıllık olarak % 6'lardayken, diğerlerinin artış oranı % 11'lerde kalmış. Bu fark giderek ihracatçıların aleyhine çalışıyor.
Dördüncü olarak ise, iç talepte 2005 yılında gözlenen göreli yavaşlama, dış talepte kendini hissettirmiyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Ancak, sonuçta, ithalat ve ihracatın artış hızları arasındaki ilişkiyi etkiliyor.
Bir konunun daha altını çizelim. Mal ve hizmet ihracı ya da ithalatını belirleyen nedenler, bu etkilerini hemen göstermiyorlar. Belirli bir zamanın geçmesi gerekli. Örneğin, döviz kuru hareketleri, bekleyişler, yurt içi maliyet artışları gibi faktörlerin ihracat performansına etkileri zaman alıyor. Bu nedenle, EuroDolar kuru değişimleri, Çin faktörü gibi faktörler kendilerini belirli bir zaman sonra Türkiye'nin ihracatında gösteriyorlar.
Mal ve hizmet ithalat ve ihracat farkının yani cari işlemler açığının milli gelire oranının zaman içinde azaltılmasının basit bir formülü var. Bu formülün detaylarına girmek istemiyorum. Ancak, burada ihracatın artış hızı büyük önem taşıyor. Herhangi bir kırılma cari işlemler dengesini zora sokuyor. O nedenle, ihracattaki gelişmeleri çok yakından takip etmemiz ve ne yapılacaksa biraz önceden harekete geçmemiz gerekiyor. Önümüz, taşlı, topraklı yol. Ne olur, bilinmez.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İhracat tekledi mi?   / 05-08-2005
 Kurumsal bonolar yolda   / 01-08-2005
 Bakalım Çin şimdi ne yapacak?   / 30-07-2005
 Çin'de döviz kuru operasyonuna gerek var mıydı?   / 29-07-2005
 Yabancı bankaların hakimiyeti değil verdiği yön önemli   / 25-07-2005
 Yoksulların borçlarının silinmesine karşı mıyız?   / 23-07-2005
 IMF'de kavga var   / 21-07-2005
 Yerli sermaye başarılı olamaz   / 18-07-2005
 Arjantin'e değil Çin'e bak   / 16-07-2005
 Türkiye galiba bu kez Telekom'dan kurtuluyor   / 13-07-2005
GAZİ ERÇEL
İhracattaki yavaşlamanın anlamı
Temmuz ayında ihracat...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Çırpındıkça geliri artıyor
'Esnaf Ağaları'...
Başkanlar birlik oldu Cimbom baloda coştu
Mali açıdan zor günler yaşayan Galatasaray camiası, 100 yıl balosunda...
Plajın Don Kişot'ları
Kadıköy Belediyesi, temiz olmayışı kadar plaja girenlerin...
Özkök'ten sitem
Özkök'ten sitem
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, "TSK, bölücü terör örgütüne karşı...
Can iki canını birden yitirdi...
Can iki canını birden yitirdi...
Arabasının arka koltuğunda oturan annesi ve kız kardeşini bombalı...
IMKB
E: 29.945 D:% -0,59
DOLAR
S: 1,311 D:% -0,266
EURO
S: 1,619 D:% -0,216
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu