|
|
Onunla yatarsam ve o beni terkederse!
SEVDİKLERİ erkekler tarafından yanlış anlaşılmak kadınların en büyük korkularından biridir. Bir yanda engel olamadıkları duygular, bir yanda toplumsal baskı. İçinden geldiği gibi davranmak istiyor ama aklına hemen anne-babanın koyduğu yasaklar geliyor. Kendine bir yandaş arıyor ve aynı duyguları paylaştığına inandığı, sevdiği erkeğin kendisini anlayacağını ve yanında olacağını düşünüyor. Ondan gelen tepkiyi göğüslemekte daha çok zorlanıyor kadın Yurt dışında büyümüş, yaşıtlarına göre cinsel konularda daha bilgili olan NEVGÜL'ün de bu konularda kafası karışık. Bir yanı modern, bir yanı tutucu: "Günün birinde, öpüşmelerle geçen saatlerin ardından eli vücudumun başka noktalarına doğru uzandı. Onu çok seviyordum ama onun sevgisinden emin değildim. Öpüşür öpüşmez yatağa girince ya beni terk ederse? Ne yaptığımızı ertesi gün herkes, özellikle arkadaşlarım, onun arkadaşları öğrenecekmiş gibi geldi bana birden. Buydu belki de beni tedirgin eden...
NİYE BÖYLE TUTUCUYUM? Daha 15 yaşındaydım ve böyle hissediyordum! Erkeklere karşı ne kadar ön yargılı ve güvensizmişim! Neden öpüşünce, sevişince kendimi 'kullanılmış' hissediyorum, değil mi? O yıllara, o güne geri dönmemiz icap ederse... Hemen elini ittim ve kalktım yataktan. 'Gitmem gerekiyor, annem merak etmiştir' deyip, iffetini koruyan kız edasına büründüm. Eve geldiğimde hezeyan içindeydim. Niye böyle ahlak kumkuması kesilmiştim, çözemiyordum. Ben ki Almanya'larda yetişmiş, bir dediği iki edilmemiş, ne ailesi, ne de sülalesinde muhafazakarlığın esamesinin okunmadığı bir kız böylesine tutucu davranacak? Olacak iş mi şimdi bu. Sahi niye öyle abuk davranmıştım?"
|