kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Şeytan diyor ki, al o matkabı

Ne yazık ki, bu yıl da çeşitli sebeplerden bütün yazı su kenarlarında geçiremedim. Ve yine ne yazık ki, şehrin en sık tadilat yapılan apartmanında oturuyorum! Burası sürekli kıvranan, deri değiştiren bir organizma gibi! Alt kattaki tadilat biterken, üst katın yan dairesinde başlıyor, onun bitmesine üç gün kala, aynı anda en üst katın su boruları patlıyor. Bu esnada en alt kattaki mobilya mağazası, her hafta, dekorunu bol çekiç darbesi eşliğinde değiştirmeyi tercih ediyor ve hafta sonlarını 'inşaat günleri' olarak kullanıyor! Öte yandan komşu sağlık merkezi, aylardır, özellikle sabahın erken saatlerinde bütün merkezi yıkıp yıkıp tekrardan yapıyor! Bu arada aynı mimari şaheser, yani oturduğum apartman, ilginç bir akustiğe sahip. U şeklindeki mimariye borçluyuz herhalde, herhangi bir evdeki, herhangi bir gürültü, apartmanın duvarlarına çarparak yükselirken büyüyor ve yankılanıyor! Bir nevi amfitiyatro! Belki ileride o amaçla kullanılır, bilmiyorum. Bütün bunlar normal. Ancak garip olan şu. Apartmanda tadilat karşıtı herhangi bir yasak, elbette yok. Tek kural: Tadilatlar, hafta ortası sabah ondan akşam sekize kadar yapılır. Güzel. Ancaaaak. Türkler kural tanımaz! Ve bizim başımıza ne gelirse bundan gelir. Dokuzu on geçe, rüyalarımın en tatlı anlarında ve o kalan elli dakika, bütün gün için depolayacağım, bu yazıları yazmak için, dizi hikayeleri bulmak için tüm enerjimi verecek en önemli uyuma zaman dilimi olacakken, tahammülü zor bir çekiç sesiyle yerimden fırlıyorum! Gürültü kulaklara zarar verecek volümde! Pijamalarımla, tek göz kapalı, son derece sinirli hallerle, yengeç gibi yalpalaya yalpalaya salona kadar gidiyorum. Telefonla apartmanın resepsiyonunu arıyorum. Evet, üstelik bu apartman resepsiyonlu, bekçili falan, görünürde gayet düzenli bir apartman. Görevli telefonu açıyor. -Buyrun? -B...ses....bz.....dokz......ne? -Efendim? Benim sesim uykumu alamadığım zaman çıkmaz! Bütün bedensel ve ruhsal işleyişim gibi, ses tellerinin doğru çalışması da, o son elli dakikalık uykuya bağlıdır! Derin bir nefes, ses kontrol, bir kii, sesss, sesss, Masaçusettts. -Ben Gülse Birsel. Bu alt kat yine tadilata başladı. Halbuki saat dokuzu çeyrek geçiyor. -Hmmm. Arayıp uyaralım. Telefon kapanıyor, ben yine yengeç yengeç gidip yerime yatıyorum. İki üç dakika içinde sessizlik sağlanıyor. Uyumaya çalışıyorum. Saat dokuzu yirmibeş geçiyor. Sabah ansızın uyanmanın iki çeşidi vardır. Zararsız bir durumla geçici olarak uyanırsın. Yanlışlıkla kurduğun saat çalar, odada bir şey düşer, vesaire. Bir dakika sonra yine uykuya dalarsın. İkinci çeşit uyanma ise 'gerginlik yaratan uyanma'dır. Seni uyandıran şey, apartmanda sürekli zamansız başlayan tadilat, bayram çocuklarının kapıyı çalıp çalıp kaçması, insanı sinirlendirir ve sinirli bir insan bir daha asla dalamaz! Dolayısıyla dön dön, insanın uykusu gelmiyor. Daire sahibine söyleniyorum, iç mimara, ustabaşına, apartman kurallarını muhtemelen hiiiç takmayan, ağzında sigarasıyla sabahın köründe duvarları kırmaya başlayan ameleye, herkese söyleniyorum. Saat dokuz otuzbeş. Söylene söylene dalıyorum. Bu defa beni uyandıran, apartmanı temelinden sarsan bir matkap sesi! Alt kat yıkılıyor! Akrebi on yelkovanı onikide görmeye dua ederek saate bakıyorum, yoksa katil olacağım çünkü! Saat dokuz kırk! Yine ayaklanıyorum, bu defa daha hızlı bir yengeç yürüyüşüyle telefona koşuyorum. -Ne oluyor yahu? Yine başladılar! -Aaa hay Allah, söyledik halbuki. Yine uyaralım. İnadım inat. Yine yerime gidip yatıyorum. Bir dakika sonra ses kesiliyor. Sinirden yatakta dönüp duruyorum. "Polis mi çağırsam, yoksa gidip kendim mi dövsem veya bundan sonra evde yüksek topuklu tahta takunyalarla gezmeyi adet haline mi getirsem acaba" gibi düşünceler geçiyor aklımdan! Madem kural yok, ben de uymam o zaman! Aniden, sabah sabah, o kafayla aydınlanıyorum ve cennet vatanımızda niye bir sürü şeyin yanlış gittiğini çözüyorum! Kural var ama kimse uymuyor, kurallara uymayan da hiçbir bedel ödemiyor! Aynı bizim apartman gibi! Ona on var! Derin nefesler alıyorum ve uyumama saniyeler var, hissediyorum. Ne yazık ki çekiç sesleri, bu defa iki ayrı merkezden stereo olarak başlıyor! Her zamankinden daha güçlü. Kalkıp, sabahlığımı giyip, yine telefona sarılıyorum. -Ya saat on olmadı, bunlar yine başladı! -Hemen arayıp size dönüyorum! Kahvaltıya oturuyorum. Muşmula gibiyim. Yapmam gereken yüzlerce iş var ve ben sadece uyumak istiyorum. Telefon çalıyor. -Gülse Hanım, arayıp konuştum. Saat ondan önce tadilat yasak dedim, niye böyle yapıyorsunuz dedim. Komşular rahatsız oluyor dedim. -Eeee. Onlar ne dedi? -"Canım saat ona beş var, beş dakika için biraz anlayış göstersinler" dediler! Su kenarı bir yerlere gitmek istiyorum! Hem de hemen...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Allah müstahakkınızı versin!   / 03-07-2005
 Bozcaada'ya gitmeyin!   / 02-07-2005
 Kadının adı yok!   / 26-06-2005
 Seksapel nedir ne değildir?   / 25-06-2005
 Nerede bende Ege muhabbeti!   / 19-06-2005
 Ege ruhu!   / 18-06-2005
 Tatil depresyonu nedir?   / 04-06-2005
 İçin için gülümsemek!   / 29-05-2005
 Fıkralar öldü mü?   / 28-05-2005
 Organik enginar ve ekolojik nikâh şekerleri!   / 22-05-2005
GÜLSE BİRSEL
Şeytan diyor ki, al o matkabı
Ne yazık ki, bu yıl da...
AYŞE TÜTER
Zeytinyağlı kabak içi
Kabakları oyun. Çıkardığınız kabak...
Prof. Dr. BENGİ SEMERCİ
Film dünyası ve psikiyatri
Bir süre önce katıldığım ve...
Cinsellik her yaşta yaşanır, fanteziler ahlaksızlık değil
Cinsellik her yaşta yaşanır, fanteziler ahlaksızlık değil
"Mastürbasyon zararlıdır", "Fanteziler ahlaksızlıktır"... Kulaktan...
Aşkın'ın yasağı Funda'ya yaradı
Aşkın'ın yasağı Funda'ya yaradı
Haluk Bilginer'in koyduğu sahne yasağı Aşkın Nur Yengi'ye pahalıya...
Bir kitap okudu hayatı değişti
Bir kitap okudu hayatı değişti
Kuralcılığıyla tanınan Ebru Gündeş, okuduğu bir felsefe kitabından...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.