kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bir Türk'e aşık oldu aşkın kitabını yazdı
Asmalı Konak'ta doğan büyük aşk

Hollandalı gazeteci Stine Jensen Kapadokya'da bir Türk'e tutuldu ve aşkını kitap yaptı.

Stine Jensen 3 yıl önce Kapadokya'ya tatile geldi. O dönemde bölgede 'Asmalı Konak' fırtınası esiyordu. Dizinin kuaförü Ercüment Küçükelmas'la tanışıp aşık olan Jensen, dil bilmeyen sevgilisiyle oyuncular sayesinde anlaştı. Ülkesine döndükten sonra da bu ilişki bitmedi.

EVLENİYOR
Türkçe kursunda Türk sevgilisi olan pek çok kişiyle tanışan Jensen, bu aşk öykülerini bir kitapta topladı. Evlilik hazırlığındaki gazeteciye göre Türk erkekleri iyi aşık.



Bir Türk'e aşık oldu aşkın kitabını yazdı

Hollandalı gazeteci Stine Jensen, Türklerle Avrupalılar arasındaki ilişkileri anlatan bir kitap yazdı. Hollanda'da büyük ilgi gören kitapta Jensen'in kendi aşk öyküsü de var.

Hollandalı gazeteci Stine Jensen (33), üç yıl önce yeni bitirdiği tezinin yorgunluğunu üstünden atmak için Kapadokya'nın yolunu tuttuğunda hayatının baştan sona değişeceğini tahmin bile etmiyordu. Burada karşısına çıkan 'aşk' ona yepyeni bir yol açtı. Konaklayacağı "Yeşil Ev"e elinde bavuluyla geldiğinde hiç ummadığı bir kalabalıkla karşılaştı. İlk başlarda ne olduğuna anlam veremese de kısa sürede kalabalığın nedeninin o dönem Türkiye'nin en sevilen dizisi "Asmalı Konak"ın çekimleri olduğunu öğrendi. Çekimleri izleyen grubun içine katılan Stine Jensen, bir süre sonra eline bir gül tutuşturulunca ilk gününde tatlı ama şaşırtıcı bir maceranın içinde buldu kendisini. Gülün, karşıda duran, genç bir erkek tarafından gönderildiğini söylediler. Buna bir anlam veremedi çünkü ülkesi Hollanda'da tanımadığı bir erkekten gül almak kolay kolay başına gelebilecek bir şey değildi. Şaşkınlığı kısa sürede geçti ve üzerinde "Teşekkür ederim" yazan notu ona iletmeleri için yanında duran genç kıza verdi. O akşam, sonradan adının Ercüment olduğunu öğrendiği genç adam, Stine'nin kapısını çaldı ve onu kendileriyle birlikte eğlenmeye çağırdı.

TARZANCA ANLAŞTILAR
Ercüment Küçükelmas Asmalı Konak dizisinin kuaförüydü. Çekimler sırasında gördüğü Stine'den çok etkilenmişti. Stine, Kapadokya'da kaldığı sürece onunla yakından ilgilendi ve kendisinden ne kadar etkilendiğini anlatmaya çalıştı. Anlatmaya çalıştı çünkü çift arasında birbirlerinin dilinden anlayamama gibi büyük bir engel vardı. El kol işaretleri ve gözleriyle birbirlerine duygularını ifade etmeye çalıştılar. Stine Hollanda'ya döndükten sonra herkesin sona erer diye düşündüğü ilişkileri, teknolojinin de yardımıyla telefon, telefon mesajı ve elektronik postayla devam etti. Tabii hala Ercüment'in İngilizce, Stine'nin de Türkçe bilmemesi bu süreci büyük zorluklarla atlatmalarına neden oldu. İlişkilerinin her aşamasında sarı renkteki İngilizce- Türkçe sözlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bir süre sonra belli aralıklarla İstanbul'a gelip sevgilisinin yanında kalmaya başlayan genç kadın iletişim problemini de ortadan kaldırmak için Türkçe kurslarına gitmeye başladı: "Türk erkeklerine aşık o kadar çok Avrupalı kadın görmüştüm ki kursta benim gibi on tane sarışın kadınla karşılaşacağımı sandım ama sadece Türk kadınlarına aşık olmuş Avrupalı erkekler vardı." Stine Jensen, çevresinde birbirlerine aşık yüzlerce Avrupalı ve Türk olduğunu görünce, kendi aşklarından da yola çıkarak Türk-Avrupalı aşklarını anlatan bir kitap yazmaya karar verdi. Hollanda'da yayınlandığında büyük ilgi gören ve İngilizce'ye "Turkish Butterflies- Türk Kelebekler" (heyecanı ve aşkı ifade eden "midemde kelebekler uçuşuyor" deyiminden yola çıkarak) çevrilen kitapta Stine-Ercüment çiftinin yanı sıra Hamide-Jeroen, John-Azra, Jeanne- Nihat, Lene-Mustafa, Patrick-Yıldız ve Tom-Sevilay çiftlerinin de aşk hikayeleri anlatılıyor. Kitap, Hollanda'da büyük ilgi görüyor. Yakında Türkiye'de de piyasaya çıkacak.

AVRUPALILAR BAKİRE OLAMAZ MI?
Stine Jensen, Türk erkeklerinin çok romantik ve yakışıklı olduklarını ama kadınları nasıl etkileyip, parmaklarının ucunda oynatacaklarını da çok iyi bildiklerini söylüyor. Jensen'e göre "Latin aşık" imajı artık Türk erkeklerinin eline geçti! Tabii kötü imaja sahip olanlar sadece Türk erkekleri değil, Stine'ye göre Avrupalı kadınların da Türkiye'de kötü bir imajı var; "Avrupalı kadınlar kolay elde edilebilir, ilk gece yatağa atılması kolay olarak görülüyor. Bir de bakire olabilecekleri ihtimaller arasında yer almıyor." Stine Jensen çiftler arasında baş gösteren farklılıkların ise insanın kafasında soru işareti yarattığını söylüyor: "Bazen aranızdaki farkın kültürel mi yoksa kişisel mi olduğunu anlayamıyorsunuz. Örneğin, randevuya geç gelme. İlk başlarda bunun klasik bir Türk davranışı mı yoksa Ercüment'e has bir özellik mi olduğunu anlayamamıştım." Türkler ile Avrupalılar arasındaki en büyük fark ailelerin ilişkilerdeki rolünde ortaya çıkıyor. Kitapta hikayesi anlatılan hemen her çiftin karşısına aileleri problem olarak çıkıyor. Stine Jensen Türklerle Avrupalılar'ın aşkının öncelikle meraktan başladığını söylüyor. Stine "Bizim ikimize bakın" diyor, "Fiziksel olarak birbirimizden o kadar farklıyız ki. Zaten aşklar da genellikle farklılıklardan başlıyor." Stine'ye göre Avrupalı erkekler Türk kadınlarını çok güzel ve çekici buluyor çünkü Türk kadınları kendilerini nasıl güzelleştireceklerini çok iyi biliyor, gözleriyle, bakışlarıyla çok şey ifade edebiliyorlar. Onlarda Avrupalı hemcinslerinde olmayan "cilve" var! Türk kadınları ise Avrupalı erkeklerin rahatlıklarını, hayatı yarı yarıya paylaşmalarını, kıskanç ve kısıtlayıcı olmamalarını seviyor. Ama alıştıklarından olsa gerek bir süre sonra birlikte oldukları erkeğin kendilerini sahiplenmesini, az da olsa kıskanmasını istiyorlar. Hollanda'da gazeteciliğe devam eden Stine Jensen ile Bir İstanbul Masalı adlı dizisinin de kuaförlüğünü yapan Ercüment Küçükelmas, yakın zamanda evlenmeyi ve İstanbul'da yaşamayı düşünüyor. Ama bu, Türklerle Avrupalılar arasındaki aşk hikayelerinin hep mutlu sonla bittiği anlamına gelmiyor. Yakında Türkçe'ye de çevrilecek olan kitapta mutlu aşklar kadar hüzünlü aşkların da hayatın bir parçası olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Ali'nin okuma fişleri rafa kalktı
 Her Türk mimar mı doğar?
 Kadınların ne kadar ileri gittiğini tahmin edemezsiniz
 Erken doğum telaşına son
 Şimdi eller havaya, tüm fabrika!
 Dışarı Çıkmadan Önce
 Genç Sultanların şampiyonluk kıyafetleri hazır
 Kız arkadaşımla görünemem çünkü korkuyorum
 Hapisteki çocuğun beklediği kamyon artık gelmeyecek
 Kuran kursları açılacağına dil okulları açılmalı
 Şampiyon otomobil yaratıyorlar
 Bitkilerin simyacıları İstanbul'a geliyor
 Bu zayıflama programıyla kilo vermemek çok zor
 Sorunsuz ergenliğin temeli çocuklukta
 Medrano Sirki 14 kaplan gücünde
 Doğal yaşam trendi onları da etkiliyor
 Bu alet çok iş beceriyor, çok
 Önce dost biriktirin
 700 kişilik yürüyüş
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Sekiz metreden fazla atlayamayız bizi aşar
Hava nasıl...
FİLİZ AKIN
Migrenin tedavisi var mı?
Beni tanıyanlar bilirler.
ALİ POYRAZOĞLU
Bütün sosyeteyi bekliyorum gelmezseniz...
Şampiyonlara şampanya yakışır
Dev şişelerle şarap ve şampanya satın alanların sayısı artıyor. Bu modayı 1967...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.