| |
|
|
Rakkas geldi meydane!..
Elif Çalışkan: Ben bir iş kadınıyım. Aile şirketimizin yönetimindeyim. 27'nci yaş günümü 12 kişilik yakın arkadaş kadromuzla kutlamak için Cadde Rakkas yöneticileriyle konuştum, anlaştım. Cumartesi gecesi oraya gittik. Neşe içindeydik.
İnlemeler Servis suyla başladı. Ancak bu sudan içen arkadaşlarımızdan Murat ve Oğuz anında acıyla kıvranmaya başladılar. İki büklüm olmuşlar, kusuyorlardı. Tam yanımızdaki masada da bir grup insan oturuyordu. Onların arasından da bazı kişiler aynı şekilde haykırmaya, inlemeye başladı.
Bir şey var!.. Masalarında bir doktor varmış. O doktor bey durumu kavrayıp; "Suları içmeyin. Sularda bir şeyler var" diyerek bağırdı. Bu arada işletmecilerden hiçbiri masamıza gelmedi bile. Biz arkadaşlarımızı hastaneye kaldırmak için kapıya çıktık.
Gidin buradan O arada işletmeci Ayhan Bey yanımıza gelerek; "Panik yaratmayın. Burayı bir an önce boşaltın" diyerek bizi azarladı. O doktor bey suyu tahlil etmek için almıştı. El koymak istediler, tartışma çıktı ama doktor suyu vermedi. Biz ayrılırken Ayhan Bey'e çok sinirlenerek; "Burada ölüm olsa, cenazenizi alın gidin mi diyeceksiniz?"
Göztepe Karakolu Ertesi gece de aynı şey olmuş. Onu da gazeteden okuduk ve hayrete düştük. Nasıl olur da zehirli olduğu iddia edilen sular, durum anlaşılmadan yeniden servis edilir? Hastane kayıtlarımız mevcut. Göztepe Karakolu'nun aldığı ifadelerimiz mevcut. Dava açacağız ve hakkımız arayacağız. Olayda zehirlenen Ali Oğuz Meriç adlı genç ise şöyle konuşuyor; "Bir özel şirkette üst düzey yöneticiyim. O gece daha oturur oturmaz sudan bir yudum aldım ve korkunç bir acı hissettim ağzımın içinde. Hemen çıkardım ama nefes boruma kaçmış. Dilim parçalanıyor, gırtlağıma bıçaklar saplanıyor gibi bir duyguya kapıldım.
Gelmedi bile 2 gün iki gece hastanede yattım. Midemde yaralar var. Haberinizi okudum. Rakkas'ın işletmecisi Ayhan Bey hastane masraflarımızı ödediğini söylüyormuş. Asla böyle bir durum yok. Gelip bir geçmiş olsun bile demediler. 1 milyara yakın tutan hastane masrafımı özel sağlık sigorta şirketim ödedi. Aynı şirket gerekeni yapacaktır. Biz de dava açıp hakkımızı sonuna kadar arayacağız elbette."
Bir hatadır olmuş İşte anlatılanlar bunlar. Hatırlarsanız işletmeci Ayhan Bey'le yaptığım konuşmayı dün habere de yazmıştım. "Biz şüpheli suları depoya kaldırmıştık. Yağmur telaşıyla garsonlar depodaki suları servis yapmışlar. Bir hatadır oldu. Çok özgünüz" demişti. Haber SABAH'ta yayınlandıktan sonra yeniden konuştum Ayhan Bey'le. Ses tonundan oldukça rahatlamış olduğunu hissettim. "Bizim Nakkaştepe'de de on yıllardır çalışan yerimiz var. Bugüne kadar hiç şikâyet almadık. Oranın mülk sahibi Halil Osman Mırız'dır. Turizm işletmecisidir. Otelleri vardır. Başka bazı önemli işleri daha vardır. Cadde Rakkas'ın mülk sahibi de Sudi Özkan beyefendidir. Onu zaten tanırsınız."
Kim acaba? Mekânında iki gece üst üste tatsız olaylar olan bir işletmeciden beklenmeyecek kadar rahat konuşmasına biraz şaşırdım doğrusu. Ama bir şey de diyemedim. "Sizi kim bu kadar rahatlattı?" diye soramadım elbette. Kimin kimle ne ilişkisi var. Habere, olaya, davalık bir mevzuya kimler nasıl burun sokmaya çalışır ilk anda bilemeyiz ki di mi?
Nakarat Ben şimdi merakla beklemekte, "Du bakali n'olcek?" demekteyim. Bu arada farkında olmadan o menşur türkünün nakaratı da ağzıma yapıştı: "Nalına da vur. Mıhına da vur. Mıh diyenin çarkına vur!.."
|