kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türkiye ketçaba benziyor
Türkiye ketçaba benziyor

Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği Lisans Programı'nın kurucusu Prof. Dr. Eser Karakaş, Türkiye'de 35 yıldır yapılması gereken reformların 2-3 yıla sığdırılmaya çalışıldığını söylüyor.

Bahçeşehir Üniversitesi, Türkiye'de Avrupa Birliği konusunda dört yıllık eğitim veren ilk üniversite. Bu yıl ikinci mezunlarını verecek olan üniversitedeki bölümün kurucusu olan Prof. Dr. Eser Karakaş ile eğitim programlarını, öğrencilerinin Türkiye için önemini ve Avrupa Birliği'ni konuştuk.

* Bahçeşehir Üniversitesi Türkiye'de lisans programına Avrupa Birliği'ni dahil eden ilk üniversite. Bu bölüm ne zaman ve nasıl kuruldu?
Aralık 1999'da Helsinki'de Türkiye'nin tam üyelik kararı çıkınca önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin temel konusunun Avrupa Birliği olacağını biliyorduk. 2000 yılında Türkiye'de ilk kez dört yıllık Avrupa Birliği Lisans Programı'nı başlattık. Türkiye'de başka bir örneği yok, bildiğim kadarıyla Avrupa'da da yok.

* Bu programdan mezun olan öğrenciler nerelerde çalışabiliyor?
Müzakere döneminde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği olacak, orada çalışma şansları var. Ayrıca her bakanlığın mutlaka bir Avrupa Birliği bölümü olacak, buralarda da çalışabilirler. Aşağı yukarı her büyük şirket, AB rekabetine nasıl uyum sağlayacaklarını çözmek için kendi içinde bir AB departmanı kuruyor. Bürokraside çalışmak istemeyenler de bu şirketlerde iş bulabilir.

* Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde mezunlarınızın nasıl bir rol oynayacağını düşünüyorsunuz?
Müzakere sürecinde devlete çok büyük katkılarda bulunacaklarına inanıyorum. Herkes AB süreci siyasi bir müzakereymiş gibi düşünüyor, hiç alakası yok. Göreceksiniz dosyalar tek tek açılmaya başlandıktan sonra dosyaların içeriğini bilmeye yönelik teknik bir süreçle karşılaşacağız. Bundan sonra iş dosyayı bilme meselesi olacak.

* Fransa'dan çıkan "Hayır" sonucu AB için ne ifade ediyor sizce?
AB için olumlu olduğunu söylemek zor. Avrupa son yirmi yıldır çok hızlı koşuyor, biraz yoruldu. Avrupa halkları da bu hızlı koşuya ayak uyduramadı, onlar da yoruldu. Herhalde beş, on senelik bir yavaşlama dönemi olacak.

* Bu yavaşlama birliğin varlığına zarar verir mi?
Zannetmiyorum, AB'den kimse vazgeçmez. Böyle bir şey Avrupalılar için intihar olur. Hele bu küreselleşme döneminde Amerika, Çin, Japonya eksenine karşı Avrupalılar ancak Avrupalı şemsiyesi altında direnebilirler. Yoksa mahvolurlar ve bunun da farkındalar. Ama Fransızlar biraz daha az farkında anlaşılan.

KAVGALAR OLACAK
* Bu 'hayır'ın Türkiye'ye etkisi nasıl olur?
Bence olumlu olacak. Çünkü bu Fransa'daki hayır oyu bütünleşme sürecinin derinleşmesini, yani federal Avrupa rüyasını bir süre askıya alacak. Onun yerine ulus devletlerin hala çok güçlü olduğu bir AB şemsiyesi daha on, on beş yıl devam eder. Onun dışında Türkiye AB için tipik bir ülke değil, dolayısıyla Federal Avrupa'ya girmesi daha zor. Ulus devletlerin hala ön planda olduğu bir Avrupa'ya Türkiye'nin katılımı daha kolay olacaktır. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'ye en büyük zorluğu çıkartmaya aday olan Fransa, AB'nin bütünleşme sürecine önemli bir çelme taktığı için AB organlarında sesini bundan sonra çok güçlü çıkaramayacak, belli bir mahcubiyet içinde olacak. Bu da Türkiye için bir kazançtır. Tabii bize düşenleri zamanında ve düzgün bir şekilde yapabilirsek.

* Sizce Türkiye görevlerini yerine getirebilecek mi?
İçeride ciddi kavgalar olacak. Çünkü 35 dosyanın özellikle birkaç tanesi, başta çevre dosyası olmak üzere kolay değil. Bunların yaşama geçirilmesi bugüne kadar Avrupa Birliği'ne büyük destek vermiş örgütlerin içinde bile ciddi çatlaklara neden olacak. Ama bir hata yapmazsak 2015 gibi tam üyeliğin gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu sürecin bu kadar uzamasının temel nedeni de Türkiye'nin kendisi zaten.

* Ne gibi hatalar yapıldı?
1970'li yıllarda iki defa saçma sapan nedenlerle ertelendi görüşmeler. 1 Ocak 1981'de Yunanistan tam üye olurken biz askeri darbe sürecine girdik. Yani ne kadar hata varsa biz yaptık, enflasyonu biz düşürmedik, bütçe açıklarını biz bir türlü beceremedik, demokratikleşmeyi tamamlayamadık. Ama tüm bunları son iki üç seneye sığdırdık. Bir arkadaşımın çok güzel bir sözü vardır, ben de katılıyorum; "Türkiye ketçap gibi" der. Sıkarsınız sıkarsınız gelmez, bir anda gelince de tüm tabağınız kıpkırmızı olur, Türkiye'de de böyle oluyor.

* AKP'yi AB konusunda başarılı buluyor musunuz?
Evet. Hatalar da yaptı, yapıyor ama genel anlamda baktığınız zaman başarılılar. Yapılması çok zor gibi gözüken bazı değişiklikleri bunlar yaptı. Mesela bazı devlet harcamaları Meclis ve Sayıştay denetimi dışındaydı; onları AB sürecinde Meclis ve Sayıştay denetimine aldı.

* Diğer partilerin iktidarda olduğu bir hükümet aynı başarıyı gösteremez miydi?
Bunu AKP'nin başarısı olarak görebilirsiniz çünkü AKP Türkiye'deki siyasal partiler arasında AB'ye en muhtaç olan parti, bunu unutmamak lazım. AB dışında kalmış bir Türkiye'de Mehmet Ağar'ın, Deniz Baykal'ın siyasi hayatında çok bir şey değişmez ama Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi şansı olmayabilir. Recep Tayyip Erdoğan da bunun farkında. Özgürlüğe muhtaç ve mahkum.

Eylem BİLGİÇ

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 İstediğim roller oldu ama nedense yönetmenlerin aklına...
 Kadına kafes arkası layık görüldü
 Sörf için medyatik oldum
 Çeşme'ye rüzgarı için yerleştim hiçbir zaman pes etmedim
 Ahmet, Mehmet kadar Türküm
 Her yaştan ve meslekten kadına hizmet veriyoruz
 Herkes iktidar ve para peşinde mutsuzluğun asıl nedeni de bu
 Pornografi batağına saplandık
 Keşke şiirden kazanıp bu işe bulaşmasaydık
 Ciddi bir insanım ama soğuk değilim
 Onurlu bir insana yapılan çok büyük haksızlık
 11 Eylül kontrollü bir patlamadır
 Ajda Pekkan'ı kovalamaktan yoruldum
 Eşimden ayrılınca tek başıma kaldım
 Türkiye'de herkes barut fıçısı gibi
 Daha kadınsı olmak istiyorum
 O kadar çok çalıştım ki gençliğimi yaşayamadım
 Kızımın zorlamasıyla ilk kez bir evim oldu
 Mücevher alırken pazarlık edemediği için ağlayan
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Fasl-ı şahane gibi bir hayat
Fasl-ı şahane gibi bir hayat
Şarkılarıyla dört kuşağı içmeden sarhoş etti o. Akşamcılar için de...
Avrupa'dan İstanbul'a 'Yeni Sanat'
Avrupa'dan İstanbul'a 'Yeni Sanat'
Bu yıl İstanbul'da yapılan Uluslararası Mimarlık Kongresi...
Sofrada başka dalında başka güzel kiraz
Rengiyle, tadıyla başdöndürücü bir meyve kiraz... Bu yıl doya doya...
O Picasso'nun gülen kadınıydı
Dora Maar, ünlü ressam Picasso'nun 'ağlayan kadını'ydı. Bugün 79 yaşında olan...
Dünya mimarları İstanbul'u kurtarın
Yabancı mimarlar İstanbul'da doğanın iyi korunmadığı, yeşilin çok az olduğu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.