Bu bir skandal değil mi sayın Şenol Demiröz?..

Şikayetler üçer beşer geliyordu. Gurbetçiler email çekiyor, faks gönderip telefon açıyor; "Kesildi Savaş Abi" diyorlardı. Ben de baktım gördüm öğrendim. Kiralanan uydunun parası ödenmediği için TRT'nin Avustralya ve Yeni Zelanda'da bulunan gurbetçilerimize yönelik yaptığı yayın kesilmişti. Yaptığım çalışmalarda "skandal" denecek sonuçlar elde ettim.
Bunların biri de "LIVE TV" firması ile yapılan sözleşme ve sonrası ortaya çıkan durumlarla alakalı. Lütfen çok, çok, çooook dikkatli okuyun.

Taşeron İsrail firması
TRT ve LIVE TV firması arasında 30.06.2004'te 26 milyon 300 bin Euro'luk sözleşme imzalandı. Bu belgeye göre TRT-INT televizyon kanalı LIVE TV firmasına verilecek, karşılığında da TRT 23 milyon 300 bin Euro'luk teknik teçhizat ve 3 milyon 300 bin Euro'luk uydu yayını alacaktı. Uydu yayını TRT'nin Avustralya ve Yeni Zelanda'ya yaptığı yayın için 5 yıl için kullanılacaktı.

Ucuz etin yahnisi
İyiydi hoştu; sadece tek kusur vardı. LIVE TV'nin ne uydusu ne teknik donanımı ne de bu konuda bilgisi ve yeterli elemanı vardı. Uyanıklık yapıp işi daha ucuza taşeron İsrail firmalarına yaptırdılar. Ancak parayı ödemeyince İsrail firması uyduyu kapattı, yayınlar kesiliverdi.

Sözleşmeye bak hele!..
Sözleşmenin 7. maddesinde belirtildiği üzere bir devlet kurumu olan TRT, LIVE TV firmasına koşulsuz ve gayrı kabili rücu 20.07.2009 vadeli 3 milyon 300 bin Euro tutarında ve 15.07.2012 vadeli 23 milyon Euro tutarında 2 banka teminat mektubu verilecekti.
Bu sözleşme ile TRT'nin geleceği ipotek altına alınmaktaydı. Çünkü özellikle sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere TRT 2015'e kadar reklam yeri hakkını LIVE TV firmasına vermekteydi.
LIVE TV firması, TRT ile imzaladığı sözleşmeye kadar bu tür hiçbir iş yapmamıştı. Ne uydu yayını, ne de teknik teçhizat işine de girmemişti. Teknik teçhizat getirme hakkı (lisansı) yoktu.
Sözleşmenin sakıncaları bazı önemli kulaklara kaçınca 20.07.2004'te güya tadil edildi.

TRT sözleşmeyi feshedebilecekti
Buna göre de uydu yayını kesildiğinde, 14 günden fazla sürmesi halinde TRT kendisine verilen 150 bin Euro'luk teminat mektubunu nakite çevirebilecek ve sözleşmeyi feshedebilecekti. Oysa LIVE TV firması, kiraladığı uydunun parasını ödeyemedi ve TRT'nin Avustralya ve Yeni Zelanda'ya yaptığı yayın kesildi. Ancak 1 gün sonra TRT uydu kirasını bizzat ödedi. Sözleşmeyi feshetmedi. Avustralya ve Yeni Zelanda'ya yeniden yayın yapılabildi.

Reklam alınamadı
Tadil edilen yeni sözleşme de LIVE TV firmasını kurtarmadı. Bu alanda daha önce hiç çalışmamış olan firma yeterli ve gerekli olan reklam pazarlamasını beceremeyince; TRT-İNT'in yurtdışı yayınları izlenmiyormuş ve bu nedenle de reklam pazarlayamıyormuş gibi bir oyun ve sahtekarlık yaptı. Şöyle ki;
TRT'ye 01.09.2004 tarihli bir yazı göndererek TRT-İNT'in izlenirliği ile ilgili GFK isimli bir medya araştırma kuruluşuna araştırma yaptıracaklarını bildirdi.
Bu araştırmaya göre TRT-İNT ilk 5'e giremediğinden bahisle bazı müşterilerinin bütçelerini iptal ettiğini bildirdi.

"Bizim logomuzu kullanmışlar"
Oysa aynı tarihlerde GFK isimli kuruluş, TRT'nin Berlin Bürosu temsilcisi Tarık Baydur'a böyle bir araştırmayı yapmadıklarını bildiren bir yazı gönderip; "Bunlar sahtekar, bizim logomuzu kullanıp, sahte bir araştırma yapmışlar" dedi.
LIVE TV firması, 25.10.2004'te o dönemki TRT Genel Müdür Yardımcısı Serpil Akıllıoğlu'na bir mektup yollayıp sahtekarlığı kabul etti ve "utanç duyuyoruz" diyerek özür diledi.
Bunca rezilliğe rağmen TRT sözleşmeyi feshetmedi.

Yayın kesildi
Bu arada öğrenildi ki LIVE TV firması, yayınların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya ulaşması için İsrail'de yerleşik RR Satellite firması ile anlaşma yapmıştı. Parayı ödemeyince adamlar doğal olarak yayınları kesmişti. TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz çok korkmuş, olayın duyulmaması için her türlü önlemi almıştı. Acilen RR Satellite firması'na çektiği İngilizce faksla uydu ödemesini üstlenmişti. 05.11.2004'te GMT itibariyle 16.00'da yayının yeniden başlamasını sağlamıştı.

Yanıt nerede genel müdürüm
Geçen gün de size halk adına başka sorular sorduğumda, "Oku oku minder yap" demedim ki. "Yanıt verin" dedim. Belki bu yeni yazdıklarıma da yanıt vermezsiniz. Ama size soruları başka türlü soracak başka duyarlı yöneticiler olduğuna inancım tamdır. Bekliyorum. Sizi ya da onları. Bekliyorum. Mutlaka gelecek...