Kimin çıkarlarıymış!
Bush, dünyanın her köşesindeki ABD'li olmayan "Buşçular"ı durumlarını yeniden değerlendirmeye de davet etmiş oldu. Sanki, demeye getirdi ki, hani benim ipimle kuyuya inerken, o ipin benim ipim olduğunu unutmayın! Unutmayın olur mu!
Kimilerinin dünyaya, bölgeye, ülkemize, ne bileyim belki şahsımıza çok duyarlı zannettiği... Hani, ne bileyim, nerede insanlık, özgürlük, demokrasi, hukuk sorunu, küresel problem varsa, bu dünyanın reisi sıfatıyla oraya öyle hayrına müdahalede bulunduğunu sandığı adam diyor ki... "Benim için önce ABD'nin çıkarları gelir." Bu kadar doğal, bu kadar normal, bu kadar açık ve net işte. Haklı ve çok içten. Onun için önce kendi ülkesinin, ABD'nin, hatta ABD'de de kimi ağır, etkili, kuvvetli çevrelerin çıkarları önce gelebilir. Yani, "ABD'nin çıkarları"nı o sırada kim tanımlıyorsa, kim bunların neler olduğunu belirliyorsa, buna kimin gücü ve maçası yetmişse, "onların çıkarları".
Bush bu açık sözlü beyanı ne vesileyle yapıyorsa, başka şeylere de o mercekten bakınız lütfen. Vesilesi; dünyanın, kürenin doğal dengesini, geleceğini, iklimleri bozmakta olan "ısınma"ya karşı küçücük tedbirlerin bile alınmasına tavırdır. Yani, ABD Başkanı, atmosferi ve dolayısıyla dünyayı en çok zehirleyen ülkenin... Büyük uçakların, büyük arabaların, büyük egzozların, büyük bacaların, büyük füzelerin, büyük nükleer denemelerin ülkesinin başkanı diyor ki... Ben, bunlar benim ülkemin çıkarına, keyfine, refahına, tüketimine, gücüne faydalıysa... 300 milyon nüfusumla, dünyanın geri kalan 6 milyar insanını takmam. Bu kadar işte!
O zaman, başbakansanız, bakansanız, işadamı, sanatçı, gazeteci, asker, genç, erkek, kadın... her kimseniz... Dininiz, etnisiteniz, ideolojiniz, idealleriniz ne olursa olsun, bir düşüneceksiniz. "Ben bir yana, dünya bir yana"... "Benden sonra tufan"... "Başka kapıya"... Gibi duyarsız, sorumsuz, umursamaz davranışların, "çıkarcı" pozisyonun sahibiyle sürekli aynı yatakta olmak, sürekli aynı sofrayı paylaştığını sanıp onun ye dediklerini yemek, çıkart dediklerini çıkartmak doğru bir şey midir? Kendinizi ortak filan sanmak, sizin için en iyi şeyleri düşündüğünü hayal etmek doğru bir şey midir? Yani, siyasetimizle, devletimizle, ordumuzla, ekonomimizle, medyamızla... Bu adama bu kadar yapışıp yanaşmak, yanaşmalardan da beter olmak, kapısında kul olmak, her dediğinde bir hikmet, her davranışında ebedi dostluk, karşılıksız arkadaşlık bulmak doğru mudur diye bir düşüneceksiniz. Düşüneceksiniz ki... O "Ben önce ABD'nin çıkarlarını düşünürüm" derken... Acaba siz de "Önce ABD'nin çıkarlarını mı düşünmüş" olmaktasınız! Bir düşüneceksiniz.
|