kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

AB Komisyon Kararı duyuldu mu?

AB Komisyonu, Avrupa Birliği Hükümeti sayılır. AB tek bir devlet sayılsa, onu bu komisyon yönetecek.
AB Komisyonu geçen gün Müzakere Çerçeve Belgesi'ni açıkladı. Güncel deyişle, Türkiye'nin müzakere sürecindeki izleyeceği "yol haritası" somutlaştı.
AB Komisyonu, daha önce alınan kararlara nasıl sıkı sıkıya bağlı kaldığını ve tutarlılığını ispatladı. Müzakere sürecinin asıl hedefinin "tam üyelik" olduğu bir kez daha vurgulandı.
Bu müzakere çerçevesi, nihai hale gelmek için ulus-devlet siyasetçilerinin yer aldığı AB Konseyi'nde onaylanmayı bekliyor. Çok büyük bir ihtimalle orada da sorun çıkmayacak.
Zaten, sorun çıkmaması için Ankara, dönem başkanı İngiltere nezdinde atağa kalkıyor. Ayrıca, İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da, İngiltere'nin Türkiye'nin tam üyeliği için "karar ve azmini" sürdürdüğünü yeniden ilan ediyor.


AB müzakerelerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için, Türkiye'deki AB karşıtlarıyla, AB'deki Türkiye muhaliflerinin paslaşmasını kırmak gerekiyor.
Türkiye, "insan odaklı" bir yönetim anlayışını bıçakladığı her noktada, AB'deki Türkiye karşıtlarının eline koz veriyor. Oradaki tepkiler de, buranın bir "iç sömürge" olarak kalmasını isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
Yapılacak iş, en çarpıcı formül olarak, AB'nin genişlemeden sorumlu Finli Komiseri Olli Rehn'in şu cümlesinde saklı:
"AB'ye girmeden önce Avrupa değerlerinin, hayatın her alanında, Türkiye'nin her köşesinde gerçekliğe dönüşmesi gerekiyor."
Türkiye, AB standartlarını içselleştirdikçe, dışarının desteği çok daha artacak, içerde bizi fakirliğe mahkum etmek isteyenlerin gücü de hiç kalmayacak.


AB Komisyonu'nun müzakere çerçeve belgesini kendi kararlarına sadık kalarak tutarlı bir biçimde şekillendirmesi, Avrupa'daki çalkantılı ortam nedeniyle daha da anlamlı kabul edildi.
Alınacak kararların siyasal çalkantıdan etkileneceği beklentisi vardı. Halbuki, AB tüm ülkeler için bir "dönüşüm" projesi. AB Anayasası'nın iki ülkede reddi, bütçe konusundaki tartışmalar ve kararsızlık bu "dönüşüm sürecinin" cilveleri...
O dönüşüm cilveleri, AB'nin tutarlılığını ve hukuksal olarak onay altına alınmış kararlarını etkilerse, bir cilve olmaktan çıkar, Birlik'in özüne yönelik bir sakatlığa dönüşür.
Başta AB'nin kendisi böyle bir intihara izin vermez.


Türkiye ücra bir köy kahvesinde oturur gibi sadece ve sadece günlük gelişmelerin çerçevesinde yaşamakta...
Önünden geçen çok büyük bir akarsuyun nereden çıkıp, nereleri dolaştığını ve nereye döküldüğünü merak etmeden, yalnızca gördüğü kısmıyla ilgilenmek gibi dar bir algılama söz konusu.
Sanayi Devrimi'nin bitmesi ve sanayisonrası döneme adım atılması, herkesle beraber AB'yi de etkiliyor. Zaten AB Projesi, üye yirmibeş ülkenin toplamından çok daha farklı bir dinamizm.
Türkiye değişirken, AB üyesi ülkeler de değişiyor. Onları sabit kabul etmek, ayrıca "biz" ve "onlar" ayrımı yapmak, olup biteni anlamayı önlediği gibi, ileri sürülen fikirleri de milliyetçiliğin sığlığında boğuyor.


AB'nin yeminli düşmanları tam üyelik sürecinin zehirlenerek ölmesini istedikleri için herşeyi inanılmaz bir biçimde çarpıtıyor.
Bunlara pabuç bırakmamak lazım. Türkiye 3 Ekim'de tam üyelik müzakere sürecine başlayacak. Bu yakın zamana kadar rüyada görülse inanılmayacak bir gelişme.
Toplumsal ve siyasal irade, bu ülkedeki insanların zengin ve özgür hale gelmesini arzu ediyorsa, bu süreci hatasız devam ettirmek durumunda. Uzun vadeli bir kararlılık en ihtiyacımız olan güç. Çünkü bu süreci öyle başaracağız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Asıl "gasp" banka soymak değil mi?   / 02-07-2005
 Blair modeli sizi ilgilendirir mi?   / 27-06-2005
 AB'nin yeni lideri Blair mi?   / 25-06-2005
 AB'de köylülük krizi...   / 20-06-2005
 Cumhurbaşkanlığı savaşları erken başladı...   / 18-06-2005
 General mi, fizikçi mi?   / 13-06-2005
 AKP'nin Ortadoğu vizyonu var mı?   / 11-06-2005
 Sol'un işlevini TÜSİAD mı görüyor?   / 06-06-2005
 Fransa kendini azletti...   / 04-06-2005
 AKP rahmetli mi oluyor?   / 30-05-2005
ERDAL ŞAFAK
Nobel'e 4 adayımız var
Nobel Edebiyat Ödülü...
ÖMER LÜTFİ METE
Piri Reis ile Telekom
Türk Telekom ihalesinde ulaşılan...
UMUR TALU
Gelip geçerken...
Kasvetli bir günün içinden küçük...
MEHMET ALTAN
AB Komisyon Kararı duyuldu mu?
AB Komisyonu, Avrupa...
Açlığa karşı United Nations
Dünyanın en büyük konseri Live8; internet, radyo ve TV kanallarıyla...
Irak'ta Mısır Büyükelçisi kaçırıldı
Saddam'ın devrilmesinden sonra atanan ilk Arap büyükelçi kaçırıldı...
İsteyenin bir yüzü
İsteyenin bir yüzü
Yabancı arayışında ilgilendiği İnsua, Kily Gonzalez, Figo ve Rui...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu