kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

AB için yerinde say marş!

Bu iktidarla birlikte Türkiye'nin AB üyeliğine doğru pek yüksek bir tempoya ulaşan 'yerinde sayma' mücadelesinin ülke ve millet için anlamsızlığını, en azından yararsızlığını gösteren kanıtın ortaya çıkmadığı gün geçmiyor.
Hemen her telden çıkan uyumsuz seslerin bir tek ortak notası ve noktası var:
-Bu sadece bir oyundur!
Duymayan veya duymazdan gelen ezici çoğunluk istediği kadar ham hayal görmeye ve gördürmeye devam etsin, her seste yankılanan yargı budur.
Türkiye'nin AB macerası önce kendisi için, kendi içinde bir oyundur. Zira sağır sultan da işitmiş ve benimsemiştir ki, şimdiki iktidarın gelir gelmez ağırlığı bu sürece vermesi, bir tür 'meşruiyet pekiştirme' arayışıydı. Eh, nicedir ülkenin üvey evlatları muamelesi gören eğilimdekilerin böyle davranmasını da kimsenin yadırgama hakkı yoktur.
Türkiye'nin AB macerası kendi dışındaki taraflar için de bir oyundur. ABD için ve ABD içindeki karşıt kutuplar için bir oyundur. AB için ve AB içindeki küresel çete güdümlü ülkeler için bir oyundur. AB içinde küresel oyuncu olma hülyası gören Fransa ve Almanya gibi ülkeler için de bir oyundur. Her bir AB ülkesinin kendi içindeki farklı odaklar arasındaki rekabette de işleyen bir oyundur.
Türkiye'nin bu oyun uğruna içeriden ve dışarıdan nasıl sadece ve sadece yüksek tempolu 'yerinde sayma' eylemine şartlandırıldığını gösteren en taze kanıtlardan bir tanesini dünkü Financial Times'ın yorumunda buluyoruz. Gazete adını vermediği 'bir Türk yetkilinin ağzından' baklayı kaçırıyor:
-Avrupa liderlerinin hiç biri şu anda AB-Türkiye ilişkilerinde bir kopuş istemediğinden görüşmeler başlayacak, ancak altı yedi yıl sonra üyelik değil, bir çeşit 'imtiyazlı ortaklık' üzerinde karar kılınırsa bu da ayrı konu.


Film içinde film misali, oyun içinde oyunlar demeti oluşturan 'Türkiye'yi AB yolunda yerinde sayma yöntemi ile ilerletme' manevrasına dair bir başka kanıt da ordu cenahından geliverdi.
Dönem başkanlığı sırasına Hollanda'nın öncülüğü ile 'Türkiye'nin AB ilişkileri bağlamında' oluşturulmak istenen 'TSK raporu', Ankara'nın bu hedefe yönelik 'tek sesli' görüntüsünü yalancı çıkardı. Raporun hazırlık çalışmalarına katılan iki emekli paşanın (Orgeneral Edip Başer ve Tümgeneral Armağan Kuloğlu) çekmesi, Türkiye tipi 'asker-sivil' ilişkisinin AB yolunda kalıcı bir 'yerinde sayma' dinamiği oluşturmaya devam edeceğini de gösterdi.
Öyle görünüyor ki, imzalarını çeken askerlerin en fazla rahatsız oldukları husus, Genel Kurmay Başkanlığı'nın doğrudan Başbakanlığa değil de Savunma Bakanlığı'na bağlı hale getirilmesini isteyen bölüm.
AB'liler ve AB'ciler bunu 'olmazsa olmaz' bir düzenleme olarak dayatıyorlar.
Kanaatimce de siyasetçimiz layık olabilecekse bu hiyerarşi değişikliği hemen gerçekleşmeli!
Oysa bu dayatma da, 'AB yolunda Türkiye'ye yerinde saydırma' oyununun basit bir uzantısından başka bir şey değil. Zira bu istek,en azından şimdilik- protokol sıralamasını değiştirmekten başka bir anlam taşımayacaktır. Daha açık bir ifade ile kağıt üzerinde Savunma Bakanı'na bağlı hale gelecek olan Genel Kurmay Başkanı, mevcut siyasetçi kalitesi katlanarak yükselmediği sürece 'devlet etme' işinde fiilen başbakanın bile önünde bulunmaya devam edecektir.
Meselenin özü, Avrupa'daki siyasetçi ile bizdekinin yetişme şartları arasında var olan farktadır. Avrupa'da strateji, uzun çağlardan beri sivilin de en az asker kadar ilgilendiği, bilgilendiği ve yetkin biçimde tartışıp öneri getirebildiği bir alandır. Bizde ise siyasetçi eğer asker kökenli değilse pek az istisna hariç- stratejik meseleyi daha baştan kendi dışındaki bir alan olarak görür.
Sözgelimi başbakanlardan birinin, kendi milletvekilince yöneltilen 'filan yerde askerler bir takım işler yapıyorlar, ne olup bittiğini anlayamıyoruz' şeklindeki şikayete 'boş ver onlar oralarda uğraşsınlar, biz de işimize bakalım' cevabını verebildiği bir ülkede kağıt üzerindeki düzenlemeler, askeri sivilin gerisine çekebilir mi?
Hele de 300 yıldır 'yerinde sayma' temposu yükseldikçe 'ilerliyoruz' diye tepinen, şekilci düzenlemelere devrim diyebilen aydınlar baskın olduğu sürece

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Siyasetçinin ve gazetecinin en müptezeli   / 27-06-2005
 Tek dişi kalmış Fehriye   / 24-06-2005
 Hangisi yapay gündem?   / 23-06-2005
 Türban testinde Erdoğan ve Mumcu   / 21-06-2005
 AB'nin derin bunalımı kimin bayramı?   / 20-06-2005
 50 yılda 'tahsis'ten kolpaya   / 17-06-2005
 Tek adamın kitabı   / 16-06-2005
 Köşk ve türban, yandım aman   / 14-06-2005
 Mumcu'nun iddialı deneyi   / 13-06-2005
 Korsan fıkıh musluğu   / 10-06-2005
ERDAL ŞAFAK
Biz de tartışalım
AB Komisyonu'nun Türkiye'yle...
ALİ KIRCA
Öz'lü sözler..
Dün akşam "atv Ana Haber Bülteni"ne konuk...
ÖMER LÜTFİ METE
AB için yerinde say marş!
Bu iktidarla birlikte...
UMUR TALU
Arsızlık borsası
Zor anlayabildiğim...
YILMAZ ÖZDİL
Bir oy, bir kontör...
Biri molla.
Öbürü light molla.
ERGUN BABAHAN
Anadolu ezgilerinin kardeşliği
"Bölünüyoruz" korkusuna...
'Irak'ta direniş 12 yıl sürer'
ABD'den yönetimi bir yıl önce devralan Irak'ta her gün onlarca...
'Papaz TV' geliyor
Danimarka'da bir Hıristiyan kanalı Türkiye'de de "şube" açmak için...
Nihat'ı al başkan
Nihat'ı al başkan
Reha Muhtar'dan Kartal'a transfer reçetesi: "Beşiktaş, Carew'den...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu