kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tarihin en eski kuralı kaçan kovalanır
Tarihin en eski kuralı kaçan kovalanır

Biz kadınlarla erkekler arasında ciddi bir fark olduğunu iyice anladım. Çok yakın bir erkek arkadaşım, bir senedir beraber olduğu kız arkadaşından ayrıldı. Ayrılıkları (biz kadınlar) nedense kolay kabul edemiyoruz. Karşımızdaki "Bitti, sana karşı bir şey hissetmiyorum" dediği zaman ardı ardına birçok neden geçer kafamızdan. "Yok yok! 'Bir şey hissetmiyorum' dedi ama aslında hissediyor ama şu şu nedenlerden böyle diyor. İşin aslı bu" deyip durmadan kendimizi kandırırız. Bu bizim sadece iyileşme sürecimizi uzatır aslında. Adamlar nettir, "Bitti" diyorsa hakikaten bitmiştir. İşte arkadaşım da kıza bunu anlatmış. İlk önce kız ikna oldu gibi gözükse de aradan bir iki gün geçtikten sonra bizimkini aramış. İşte "Öyleydi böyleydi... Ben seni şöyle sevdim, böyle düşündüm" diye anlatıp duruyormuş. Bizim oğlan da "Sana bir şey söyleyeyim mi? Kendimden utandım. O bunları anlatırken aklımdaki tek şey, yemeğimin soğuyor olmasıydı" diyor.

HEYECAN LAZIM
Kızlar kulübü üyeleri olarak sık sık bir araya geliyoruz. Geçenlerde yine bir araya gelmiş şarap/ pizza partisi yapıp konuşuyorduk ki beni çileden çıkarttılar. İşte erkekler şöyleymiş, böyle vurdumduymazlarmış, egoistlermiş falan filan. "Çocuklar iyi ki böyleler. Düşünsenize sizler kadar bilmiş, her haltı kendi lehine çevirmek için binlerce kurnazlık yapıyor, binlerce beyaz yalanı ardı ardına sıralıyor olsalardı ne zor olurdu hayat değil mi?" dedim. Ayrıca "Madem böyleler bırakın iplerini... Neden bu kadar peşlerindesiniz adım adım?" dedim. "Ama canım sen farklısın" dediklerinde, "Tabii ki benim de kadınsı hormonlarım Allah'a şükür tıkır tıkır çalışıyor. Tabii ki sevgimin arkasından gidiyorum ama adamı binlerce kusuruyla kabul etmiş durumdayım. Sizin gibi her dakika sızlanmıyorum" dedim. Ayrıca düşünsenize banka memuru gibi her sabah işe gidip sabah işten çıktığı gibi eve gelen, her dediğinize "Tabii canım, sen nasıl istersen" diye cevap veren, hiç kavga çıkarmayan, her aradığınızda elinizin altında olan, hiçbir kadının beğenmediği, hiç tembellik etmeyen, hep olgun davranan bir adam ister miydiniz hayatınızda? Böyle bir adamdan hiç sıkılmaz mıydınız? Çok yakın bir arkadaşım Emir Yargıcı'ya böyle bir erkekten dert yanıyordum. Bana "Kızım sen Mercedes'ten Fiat performansı bekliyorsun. Olmaz, motor güçlü! Karda gider iz belli etmez. Ondan memur arabası olmaz, Mercedes istiyorsan masraflı olduğunu baştan kabul edeceksin" dedi. Tabii ya, etliye sütlüye bulaşmayan sessiz bir adamla, hayat ne sıkıcı olurdu düşünsenize. Hiç kötülüğü olmayan bir iyilik, sıkıcı olabilir bence. Tabii bunlardan şu sonuç çıkmasın; kötü davranan sürekli sizi aldatan, tartışan bir adamdan söz etmiyorum ben. "Biraz rekabet olmalı, zemin biraz kaygan olmalı" diyorum. Yani "İlişkideki heyecanı korumak için adamı kaybetmekten korkacaksın. O yüzden de ilişkiye itina edeceksin" diyorum. İtina edeceksin de bu bizde yanlış anlaşılıp canına yapışmakla karıştırılıyor. Hemen adamı sahiplenip malımızmış gibi davranmaya başlıyoruz nedense. Vallahi, bütün bunlar tarihin en eski ama en işleyen kuralına geliyor, bağlanıyor. Yani kaçan kovalanıyor, kovalanan da kaçıyor. Yazıyı yazarken bir arkadaşım başıma dikildi ve beni durmadan güldürüyor, "Yaz kızım, yaz! Sanki kovalayacak adam bulduk da onlar da kaçtı! Etrafta adam mı kaldı ki kovalayayım! Ya evli, ya cinsel tercihi başka yönde. Sağlamı kaldıysa onları da etraftaki çıtırlar kelepçeliyor. Bunları bırak da adam nerede bulunur, nerede yaşar, ne yer ne içer, onu yaz. Bir faydası olur" diyor. Ben de öyle yapmaya karar verdim. Haftaya hep beraber erkek bulunacak yerler nereler yazalım da herkesin işine yarasın bari...

Ayşe Brav

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Üniversiteli gençler sanal alemde çete kuruyor
 Alışveriş ve moda artık Beyoğlu'ndan soruluyor
 Yaz akşamlarının nostaljik eğlencesi
 Jet lag'i nasıl alt edebilirsiniz?
 Sizi ailem ve ülkemle tanıştırmak istiyorum
 Haftanın Kitapları
 Geleceğin mucitleri engelliler için çalıştı
 Sokaktan milli takıma
 Dünyaya tasarım satıyorlar
 Atasay'dan denize davet
 Yaza özel çorap
 Ayağınıza "sağlık"
 Siz dore ayakkabı almadınız mı?
 'En iyi grup'tan iyi bir albüm çıkmadı
 Arşivinizde yer açın
 Dışarı Çıkmadan Önce
 7 gün 7 gece nerede ne yapmalı?
 Angelica her şeyden değerli
 Treni kaçırmayın!
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Palmiyeler kentinde insanlık dramları
Palmiyeler kentinde insanlık dramları
Dijital kamerayla çekilmiş bu bağımsız sinema tadındaki film,...
Chaplin'den sinema dersi
Sessiz sinemanın ustası Charlie Chaplin aile albümü, hayatının açığa...
Koleksiyonu için özel müze kurdu
İşadamı Hilmi Nakipoğlu, topladığı 900 fotoğraf makinesini Nefus Nakipoğlu...
Klarnetin piyano ve kemanla buluşması
Aya İrini 1 temmuzda klarnet, piyano ve keman sesleriyle dolacak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.