kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hanım... Hanım... Bu çocuğun babasını da getir!
Hanım... Hanım... Bu çocuğun babasını da getir!

Asım Kaptan ve Çöpçü Kaptan Sulhi ile güneşlenirken deniz kenarında oynayan çocukları gösterdim: "Eskiden yaz geldi mi çocuklar kesimhaneye gider gibi sünnet olurlardı. Yani yaz erkek çocuklarına zehir olurdu." Hepsi güldü. "Baba" dediler, "Sen çok eski adam oldun". Ben ise plajda üstsüz güneşlenen bayanlara baktım ve geçmişe döndüm... Ne onları rahatsız edenler vardı ne de çocuklara büyük adam gibi davranan kadınlar. "Çocuklar" dedim, "Ben eski değilim. Anlayışlar eskidi. Bakın anlatayım. Kadınların çıplak halini böyle denizlerde görmedim. İlk kez hamamda gördüm. Gördüm de ne oldu? Annemin zoruyla hamama gittiğim ilk seferde natırın biri elindeki tası mermere vurup bağırdı; 'Hanım... Hanım... Bu çocuğun babasını da getir...' İşte hamamda erkek olmanın ne demek olduğunu o gün anladım. Pek fazla anlamadım ama tüm kadınlar bana bir erkek gözüyle bakmıştı. Annem o günden sonra beni bir daha hamama götürmedi. Pek fazla sevindim diyemem. Ama annemin, 'Ayaklarının kirine bak. Tavuklar bile senden temiz' diyerek keseyle kirlerimi çıkarmasındaki acıdan kurtulmuştum." Ben anlatıyorum ya... Konuya damardan girdim: "Sünnet olduğum günü asla unutmam. Mahallenin çocukları benimle dalga geçiyordu, 'Gavur çocuk... Gavur çocuk...' Sünnetsiz olmanın gavur olmak demek olduğu kafama yerleşmişti. Babam o yıllarda Erzurum'da yedek subaydı. Yani yapayalnızdım. Evimizin önünden geçen ilk sünnetçiyi yakalayacaktım. Öyle de yaptım. Elinde berber çantası ile 'Sünnetçi geldi, berber geldi, dişçi geldi' diyen o esmer adamı hiç unutmam. Ben çocukken berberlerin en önemli görevi diş çekmek ve sünnet yapmaktı. O esmer adama 'Beni sünnet et' dedim. Bahçede ağaçları budayan-aşılayan amcamı çağırdım. Adam usturasını çıkardı gözümün önünde, kemerine sürterek bileyledi. Sonra bir bardak su ve bolca tuz istedi. İkisini karıştırdı!.. Bir kısa an... Usturanın caaart diye keskin sesi sonra da tuzlu suyun içine batırılması ile müthiş bir yanma. Bir de benim 'yandım' çığlığı... Vay anam vaay... Ben yanmışım, bas bas bağırıyorum. Mahallenin kadınları eve gelmiş 'Gözün aydın' derlerken annemin kurduğu özel salıncakta sırtüstü yatıp acımı dindirmek istiyorum... O da ne... Beni salıncakta öyle bir ittiler ki... Hooop, yerdeyim. Hem de tam üstüne düşmüşüm. Öyle bir acı ki... Bir şeyi daha unutmam. Üzerimdeki uzun entarinin önünü tutarak gezmem var ki... Bu komik görüntüyü gizleyen bir olayda şu. Annemin diktiği torbalar içinde sünnetli erkekliğimi özel korumaya almışım. Müslüman olmuştum, erkek olmuştum ama büyük acılar karşılığında bu gerçekleşmişti." Ben anlatırken bir de baktım ki bizim Çöpçü, gülme krizine girmiş. Sakinleşince anlattı: "Sünnet oldum, eve geldim. Tuvalete gittim klozeti havaya kaldırdım. Tam o an..." Merakla bakıyorum ya. Çöpçü Kaptan gözlerini açıp o günü yaşar gibi anlattı: "Klozetin kapağı elimden kaydı ve.... Sonrası ise komik... Yassı köfteye dönmüş sünnetli pipim ezilmişti. Soluğu doktorda aldım bu kez ikinci operasyon olmaz mı?" O zaman basıyoruz kahkahayı: "Bizler ucundan azıcık kestirdik. Sen ise!.." Peki konu gemici olursa ne olur? Asım Kaptan anlattı: "Bizim ıskarmozu kestirdikten sonra acı içinde hep dolaştım. İyileşmem zor oldu. Bir gün eteğimi tutup ıskarmoza bir şey olmasın derken kuyuya düştüm. Günlerce yoğun bakımda kaldım. Yani ıskarmozu koruma uğruna canımdan oluyordum." (Iskarmoz dediğiniz sandal da küreklerin takıldığı, sert, kalın tahta parçası.) Efendim... Ben bunları yazıyorum ya... O sünnet günlerini de özler gibiyim. Hani faytonlara bindirilip gezmeler... Hacivat Karagöz izlemeler... Oldu da bitti maşallah duaları... Bir de yatağın altına konulan özel hediyeler... O günler çok güzeldi. Bu günler de çok güzel. Oysa çok değil 20 yıl öncesinde bile çok şey değişmişti. Kemal Özkan'ın kulakları çınlasın. Benim oğlum Mesut, sabah sünnet oldu akşam futbol oynadı. Efendim... Her erkeğin bir sünnet hikayesi vardır. Bir de asla bitmez askerlik anıları... O da bir başka yazıya...
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Chirac'ın Brütüs'ü
 Kurtköy yarışa hazır ya siz?
 Hayatın nakış ustaları ressam dostlarım
 Yıkanmayan eller mi bebekleri öldürdü?
 Çernobil'den çıkan masal kahramanı
 Müzenin içinde acı Aztek çikolataları
 Hayattaki tek 11 Eylül sanığının günlüğü
 Bu kitapla babamı yeniden keşfettim
 Antep Kadısı'nın kayıtları
 Anadolu'nun 40 yıllık sanatkarları buluştu
 Bu üniversiteye gidenin işi hazır
 Türk ordusunun güzel neferi
 'İstanbul sendromu tüm ailemi etkiliyor'
 Selanik yoğurtçusu
 13 yıldır süren kabus sona erdi
 Hayat kurtaran sıradışı avukat
 SABAH'ta renkli bir gece
 Ünlülerin silah merakı
 Her yer karanlık pür siyah o mevki
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Erzurum'dan Harvard'a
Öyle bir öykü ki bu gencecik...
REFİK DURBAŞ
Şairler dövüşüyor
Modern Türk şiirinin tarihi biraz da...
Hidalgo samuray ve VIP soyluluğu
Hidalgo samuray ve VIP soyluluğu
Macar edebiyatının önde gelen yazarlarından Ferenc Molnar (1878...
Yeşilin şehri Rize'yi siz de keşfedin
Yeşilin şehri Rize'yi siz de keşfedin
Doğal zenginliğiyle herkesi kendine aşık eden Rize, huzurlu bir tatil...
Cep telefonu hadisesi
İstediğiniz özelliklere uygun bir cep telefonu bulmak gerçekten zor.
Aydınlıkta uyumak ister misiniz?
Dünya klasikleri arasında önemli yeri olan Grigoriy'un ünlü eserini okuduğum...
Krallara parmak ısırttı
Çırak olarak başladığı aşçılık mesleğini Ürdün Kralı Abdullah'ın Sarayı'na...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.