kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ayakkabılarımız Gucci ve Prada ile yan yana satıldı
Küçücük dükkandı şimdi dünya markası

Ayakkabı markası Hotiç'in sahipleri Serdar ve Selin Hotiç çiftinin hedefi yurtdışında mağaza açmak.

Her sezon birbirinden hoş modelleriyle özellikle kadınları vitrinlerin önüne toplayan Hotiç'in başarısı aile birliğine bağlı. Serdar Hotiç ve tasarım ekibinin başındaki eşi Selin Hanım, yeni modeller için sürekli çalışıyor. Hotiç çifti, markalarını ve sezon modellerini anlattı.


Ayakkabılarımız Gucci ve Prada ile yan yana satıldı

Hotiç'i küçük bir dükkandan Türkiye'nin önde gelen ayakkabı firmalarından biri haline getiren Serdar Hotiç ve tasarım ekibinin başındaki eşi Selin Hotiç'in hedefi yurtdışında mağaza açmak.

Her kadın gibi ben de ayakkabı tutkunuyum. Belki ortalamadan biraz daha fazla ama Imelda Marcos olmama da zaman var! İş böyle olunca da ayakkabı firmalarına röportaja gidiyorsam benden mutlusu olmuyor. Bu hafta Türkiye'nin önde gelen ayakkabı firmalarından Hotiç'in Kağıthane'deki fabrikasına gittim. Hotiç'i, Bağdat Caddesi'ndeki 30 metrekarelik küçücük bir dükkandan Türkiye'nin önemli markalarından biri haline getiren, babadan ayakkabıcı Serdar Hotiç ve tasarım koordinatörlüğü yapan Selin Haktanır Hotiç ile ayakkabı üzerine çok keyifli sohbet ettik.

BİZ BİR AİLE ŞİRKETİYİZ

* Nasıl başladınız bu mesleğe? Serdar Hotiç: Babamın 1948'lerde daha halk tipi, devlet kadrolarına üretim için hazırlanmış bir ayakkabı işi vardı. Ben 1980'de askerden geldikten sonra, mağazacılıkla başlayıp, daha sonra da üretici olma yolunda bir adım attım. Bağdat Caddesi Şaşkınbakkal'da, merdivenin altında 30 metrekarelik bir dükkan ile başladık. O zamanda da güzel şeyler yapıyorduk ama merdiven altında olduğumuz için insanlar küçümsüyordu bizi. Beş yıl sonra Caddebostan'a geçtik. İlk başta alıp satıyorduk. Fakat beni çok cezbetmedi ve iki sene içerisinde de küçük bir atölye kurduk. Ağabeylerimle de birleştikten sonra mağazalaşmayı hızlandırdık. Üretime yatırım yaptık ve şu anda da İtalyan teknolojisiyle çok iyi bir üretim merkezi oluştu.

* Hotiç, bir aile şirketi. Zor oluyor mu? İyi yetişmiş, birbirine çok bağlı kardeşleriz aslında. Birbirimizden çok destek alıyoruz. Herkes kendi güvendiği, yapabileceği alana sahip çıktı. En küçük ben olduğum ya da ayakkabı işine ben başladığım için işin ağır kısmı benim; koleksiyonun yönetimi, mağazacılık ve üretim.

* Peki ya karı koca beraber çalışmak... Selin Hotiç: Baştan sınırlarınızı koyarsanız bir problem olmuyor. Eğer kapıdan girdiğiniz an, ev hayatını unutup, iş kimliğine bürünürseniz sorunlar azalıyor.

* Selin Hanım, Hotiç Ailesi'ne nasıl katıldınız? Dokuz sene önce Fransa'ya dil öğrenmeye gittiğimde, Hotiç'e çanta koleksiyonu hazırlamıştım, üç model de ayakkabı... Yurtdışındayken, Hotiç arayıp koleksiyonun çok tutulduğunu söyledi. Bunun üzerine dönmeye karar verdim ve işe başladım.

* Ayakkabı merakınız vardı yani... Hastalık derecesinde. Yemeğe ya da bir davete gittiğimde insanların yüzünden önce, ayaklarına bakıyorum. Hangi tip hangi ayakkabıyı giymiş, o ayakkabı o kişiye uygun olmuş mu? diye izliyorum.

* Ayakkabıdan kişilik analizi yapıyorsunuz yani. Selin Hotiç: Aynen. Ayakkabıya göre kişinin karakterini tahlil ediyorum. Bence ayakkabı çok kişilik, karakter belirleyici bir aksesuar. Hatta girer girmez, sizin de ayakkabınıza bakıp kişiliğinizi tahlil ettim. (Yeşil, pembe espadillerimden, benim ne kadar renkli bir kişilik olduğumu da söylüyor.) O günkü ruh halini bile yansıtıyor. O gün nasıl hissediyorsanız, ayakkabınızı öyle seçiyorsunuz. Bir gün önce yorulduysanız, spor ayakkabı, kendinize güveniniz gelmiş ve iyi hissediyorsanız yüksek topuklu bir model seçiyorsunuz. Serdar Hotiç: Ayakkabı kişiliği yansıtıyor gerçekten. Selin'den çok iyi biliyorum, kıyafetini giyip ona göre ayakkabı seçmiyor da ayakkabıya göre kıyafet seçiyor.

CESUR MODELLER AZ SATIYOR

* Hotiç tasarım ekibinde kaç kişi var? Selin Hotiç- Model kalıpçılarımızla beraber 11 kişilik bir ekibimiz var. Dört tasarımcımız var, her biri ayrı karakterlerde, ayrı tarzlarda. Her biri farklı gruplar için tasarım yapıyorlar. Her gün durmadan model yapılıyor. Serdar Hotiç- Bizim tasarım odamız, bir evin mutfağı gibi. Her gün yemek yapar gibi, model çalışması yapıyorlar. Biz 10 yıl öncesinde tasarım ekibimizi kurarken, kendi tasarımlarımızla adımızı duyurup, marka olmaya çalıştık. Böyle olunca da biz de yurtdışı ile rekabet edebilen, kendine ait çizgisi olan bir kaç markadan biri olabildik.

* Sizin de tasarım yaptığınız oluyor mu? Serdar Hotiç: Ben hiç müdahaleci değilim fakat bazen modellere de giriyorum. Selin Hotiç: Kendisi çok mütevazı davranıyor ama en çok onun modelleri satıyor.

* Beğendiğiniz ayakkabı tasarımcıları var mı? Selin Hotiç: Ayakkabıda ikonum Gianni Barbato. Jill Sander ile Moschino'ya da bayılıyorum. O tip renkli ve cesur şeyleri ben de yapmak isterdim ama daha yumuşatmak durumunda kalıyorsunuz.

* Cesur modeller Türkiye'de satılmıyor mu? Selin Hotiç: Her sezon koleksiyona cesur modeller koyuyoruz, fakat az satıyor. Mağazaya koyduğunuz modellerin satılabilir olması çok önemli.

* Yurtdışı projeleri var mı? Serdar Hotiç: Bundan 7-8 yıl önce Düsseldorf'taki ayakkabı fuarına katılmaya başladık. İngiltere, Hollanda, Almanya, hatta Japonya'ya kendi markamızla ihracaat da yaptık. Geçtiğimiz senelerde Amerika'nın önemli markalarından Asila Bragan'a üretim de yaptık.

* Bildiğim kadarı ile geçen sezon çizmeleri 1200 dolardan satılıyordu... Serdar Hotiç: Üretimini biz yaptık ve Amerika'- da çok önemli mağazalar zinciri olan Saks Fifth'te Prada'ların, Gucci'lerin yanında satılıyordu. Hedefimize çok fazla uymadığı için çalışmayı bıraktık. Selin: Yurtdışı siparişi ve mağazalarımızın sayısı arttıkça üretim ağımız yetmemeye başladı. Biz de ihracatımızı bir kenara bırakıp, mağazacılığa önem verdik. Saks Fifth'e girmek çok ciddi bir iş olduğu için de Asila Bragan'a önem verdik. Serdar Hotiç: Hepimiz için çok iyi bir tecrübe oldu. Çünkü marka olmak, markanın arkasında sağlam durabilmeniz için işinizi çok iyi yapabilmeniz gerekiyor. Müşterinin o güvenini sağlamak, korumak hatta daha da sağlamlaştırmak çok önemli. Ayakkabı sağlığı da ilgilendirdiği için bunu kendimize de kanıtladık.

* Peki ilerisi için hedefler neler? Serdar Hotiç: Şu anda 34 mağazaya ulaştık. Önümüzdeki yıllarda 45-50 mağaza ile Türkiye'deki misyonumuzu tamamlayıp, yurtdışını hedef alacağız. Kendi markamızla yurtdışında mağazacılık yapmak istiyoruz.

SEZONUN GÖZDESİ DOLGU TOPUK


* Türk insanı ayakkabıya düşkün mü sizce? Serdar Hotiç: Yeni yeni başladılar. Bizler için çok güzel bir şey bu çünkü bizi daha çok heveslendiriyor. Daha farklı, daha güzel şeyler yapabiliyoruz. Kısa bir süre öncesine kadar çok büyük bir çoğunluk sadece ihtiyaçtan ayakkabı alıyordu. Son iki-üç sezondur biraz da rahatlayan ekonomiden olsa gerek farklı renklerde farklı modellere yöneliyorlar. Bu bizim yaratıcılığımızı daha da artırıyor.

* Türkiye'de ayakkabıcılık sektörünün her geçen gün daha ileriye gittiğini duyuyorum. İtalya ya da İspanya'ya yaklaşacak mıyız? Serdar Hotiç: Türkiye'deki sorunlardan biri kopyacılık. Bir de, ayakkabı yan sanayi Türkiye'de çok gelişmemişti. Bizlerin yan sanayinin gelişmesi için zorlamamız ürüne, fiyat politikasına, koleksiyona ve dolayısıyla da yurtdışı ile rekabete yansıdı. Eğer yaptığınız model özgünse, kalite standardınız varsa fark yaratıyorsunuz. Başarılı olan köklü firmalara baktığınız zaman yıllarca kendi çizgilerini koruduklarını görüyoruz. Üretim de her geçen gün önem kazanıyor. Uzakdoğu çok uzak, İtalya ve İspanya çok pahalı. Bunun farkında olanlar da bu işe yatırım yapıyor.

* Hotiç ilkbahar yaz koleksiyonunda neler var? Selin Hotiç: Sezonun en flaş olayı dolgu topuklar. Yılan derileri, dore ve de bizim oyalı dediğimiz grup, bu sezonun olmazsa olmazları diyebiliriz.

Esra Çoruh

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Angelica her şeyden değerli
 Treni kaçırmayın!
 Lahanayla gelen zayıflık
 Sempatik motosiklet İstanbul caddelerinde
 Orta Amerika'da bir pazar yeri
 Davetlerde şıklık telaşı hiç bitmiyor
 Board'lılar bir araya geliyor
 Endülüs güneşi başkadır
 Haftanın Kitapları
 Remiks bahane Sezen şahane
 Ajandanıza bu konserleri not edin
 35 yıllık macera bitti
 Yerine sevemem lütfen ısrar etme!
 Sokak kedileri organ bankası mı olacak?
 Kadınlar bu 'T'yi çok sevdi
 Top model oyunculuğu sevdi
 Kadınlar ve hayatın katları
 Haftanın Kitapları
 Dışarı Çıkmadan Önce
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
SUNAY AKIN
Filleri yutan pireler!..
Elli beş yıl önce, Türk halkı,...
Kökenleri karışık ama ufku geniş bir serüven
Kökenleri karışık ama ufku geniş bir serüven
Senaryosu Luc Besson'a ait yapım, kültürel kökenleri son derece...
Antalya sürprizlerle geliyor
Antalya sürprizlerle geliyor
42.yılında Antalya Film Festivali yeni bir start alıyor, belki de...
İthal içki stokları alarm verdi
İthalatçı firmalarla devlet arasındaki anlaşmazlık kısa sürede...
Kremlin Sarayı'nın şarapları Türkiye'de
Şarabın bağdan kadehe uzanan yolculuğunun en köklü...
Bir kitap için dünyayı dolaştı
Kostüm tarihçisi Elif Jülide Dereboy, beş yıllık bir çalışmayla hazırladığı...
Çocukların favori yiyeceği dondurma
Hangi çocuk rengarenk, lezzetli bir külah dondurmaya 'Hayır' diyebilir ki?...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.