kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Şeytan diyor ki!

Hiç zamanı değildi. Ama "lank" diye mideme oturdu. Tiksindim. O yüzden bugünü, tam 12 yıl önceki tarihi bir olaya, 12 yıl sonra benim için uydurulan yalana ayıracağım.
Bilenler hatırlar, bilmeyenler de duymuş olur.


"Turktime" yerliyabancı adını taşıyan, anlaşılan "milliyetçi" bir web sitesinde, Talat Atilla adında bir imza şöyle yazmış:
"Turktime basın tarihinin gizli kalmış bir sayfasını daha aralıyor. Dönemin Milliyet Gazetesi genel yayın yönetmeni Umur Talu, Tansu Çiller'in gerçek yaşını belgeleyerek yazan Milliyet muhabiri Tuncer Bahçıvan'ın işine son verdi. Basın tarihinin bilinmeyen kovulması... Tam 3 gün sonra, hizmetlerine teşekkür ederiz deyip kovdu."
Açıkçası görmeyebilirdim; iyi ki her tarafa yetişen okurlar var. Mesela "Bayram değil seyran değil.
12 yıl sonra niye bu haber? Bak işte Umur Talu da yeri gelince ne yapıyor, fazla sevmeyin mi demek istiyorlar? Desteğinizi mi azaltmak istiyorlar?" diye soranlar.
Ayrıca o "haber" o web sitesinin en çok okunan metni olmuş.
Ne diyeyim; lanet olsun.


Genç yaşımda büyük ve önemli bir gazeteyi yönettim. Elbette mesleki, insani yığınla hatam olmuştur ama alçak olmamaya çalıştım.
Oysa bu tarif edilen "alçaklık".
O zaman "açıklık" getirelim.
Dönem, o günlerde Milliyet'le aynı grupta olmayan Hürriyet ile eski Sabah'ın tam desteğini alan...
Bakanlıktan istifa etmeden hemen önce her iki gazeteye teşvik çıkartan Tansu Çiller' in DYP Kongresi'ni kazanıp genel başkan ve başbakan olduğu günler. Özal' ın ölümüyle, Başbakan ve DYP Genel Başkanı Demirel Çankaya'ya çıkınca.
Çiller henüz kazanmış seçimi.
Benim Boğaziçi Üniversitesi'nden ekonomi hocam. Özel bir muhabbetim yok. Ama yaşını iki sene küçülttüğünü biliyorum sayılır.
Meclis albümünde "1946 doğumlu" yazıyor. Kolejden okul arkadaşlarıyla tutmuyor o yaş.
Kafama taktım. Herkesin "Batılı, profesör, ilk kadın başbakan" ı desteklediği sırada, taktım. Çünkü, "yalan" varsa, giderek çoğalır diye düşünüyordum.
Hakikaten bir koldan da yoğun biçimde Tuncer araştırdı. Özellikle iki belge buldu: Kadıköy'de evlilik ve Muğla'da miras belgeleri. İkisinde de doğum tarihi 1944.
Bu belgeleri manşete koydum. Ve o kadar kamuoyu desteğine sahip Çiller daha başbakanlık koltuğuna otururken bunları "Çiller kaç yaşında?" başlığıyla, Tuncer' in imzasıyla verdim.
Hakikaten büyük tepki oldu. Özellikle kadınlar, aydınlar "Yaşının ne önemi var" diye tepki verdi.
Çiller' in kendisi aradı; ne diyecek diye beklerken, o böyle bir şey yokmuş gibi herhangi bir gün Ankara'ya davet etti. Neredeyse havaya ıslık çaldı. Ben ona manşeti hatırlatınca da, "Ha evet, öyle bir şey yazmışsınız. Ama kendimi bildim bileli 46 doğumluyum" dedi.
Fakat tepki gösteren okura da, ki çoğu telefonu kendime bağlatmıştım, iki çift laf etmek istedim.
Haftada bir yazıyordum ve ilk yazının başlığı "Pinokyo" oldu.
Adını vermeden Çiller' i kastetmiş, ama özellikle "Pinokyo'yu şimdi sevimli görenler" e çatmış, yalanlarla burnu uzadığı zaman çok geç olabileceğini yazmıştım.
Nitekim ertesi yıl, "Çiller'in ABD'deki serveti" de benim isteğimle araştıran Turan Yavuz' un imzasıyla o Milliyet'te manşet oldu. Ortalık karıştı.


Bunları yapan ben, muhabiri kovmuşum, öyle mi? Onu o sıralarda kimse kovmadı ki. Tuncer oradaydı, çalışmaya devam etti. Muhtemelen prim bile yazmışımdır.
Birisi de geçenlerde, hastalıkla boğuşan Celalettin Çetin' i kovduğumu yazmıştı.
Hürriyet'ten çıkarılmış, artık işi bitmiş sayılan Celalettin Abi' yi Milliyet'e almış, hiçbir şey yapmasa bile basın adına vefa göstermek istemiştim. Ama o çok şey yaptı. Hatta o yıl ödül bile kazandı. Sonra ben yönetmenlikten istifa edene kadar da hep oradaydı.
Şimdi merakım şu: Ben demiyorum ki, her zaman en iyisini, en doğrusunu yapmışımdır.
Ama, bakın nerelerden ".ok" atıyorlar.
Neden acaba; en hassas yerimden, vicdanımdan vurmak için bu kadar "vicdansız" olabiliyorlar! Aslında şeytan diyor ki... Çok eleştirdiğin Ceza Kanunu'na sarıl; "yalan haber" e çullan.
Ama şeytan diyor işte!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Siz yine de sahip çıkın   / 21-06-2005
 Toplu mezar   / 20-06-2005
 İyi yolculuklar çocuklar   / 19-06-2005
 Yüreğinize bir davet   / 17-06-2005
 Efelerin efesi!   / 16-06-2005
 Mesela adı Eda olsun   / 15-06-2005
 Yürekle, emekle...   / 14-06-2005
 Özgürlük mü dediniz!   / 13-06-2005
 Denen... Denemeyen   / 12-06-2005
 Şemsiyenin altında   / 10-06-2005
ERDAL ŞAFAK
Ufukta ne var?
İktidar ile CHP...
UMUR TALU
Şeytan diyor ki!
Hiç zamanı değildi. Ama "lank" diye...
YILMAZ ÖZDİL
Yedi tepeli şehrim...
İstanbul'a Mobese diye bir sistem...
ERGUN BABAHAN
Turizm sektörü dertli
Devlet turizm sektörüne destek...
'Ölüm listesi' bir kurban daha verdi
Lübnan'da bir Suriye karşıtı daha infaz edildi. Hıristiyan siyasetçi...
İlk kez Kudüs'te biraraya geldiler
İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud...
Ve Yanal'ın ipi çekildi!
Ve Yanal'ın ipi çekildi!
Milli Takım hocasının Akdeniz Oyunları’na kafileyle gitmemesi bardağı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu