kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yunan turizminin incisi Mykonos
Yunan turizminin incisi Mykonos
Birkaç notla bitirelim...

Yunan turizminin incisi Mykonos

Haberi biliyorsunuz: Özel havayolu firması Atlasjet, 'Bombardier CRJ 700' tipi uçaklar aldı. Nispeten küçük olan bu uçaklar (koltuk kapasitesi 70) sayesinde Atlasjet; Siirt, Erzincan, Mardin'den başka iki Yunan adası olan Mykonos ve Santorini'ye de uçmaya başladı. Bu vesileyle medya mensuplarından ve özellikle seyahat meraklısı davetlilerden oluşan bir grup, geçen hafta Mykonos'a uçtu. İstanbul'dan uçağa biniyorsunuz; bir saat sonra adadasınız. Hafta içi (bir kişi, gidiş-geliş 150 euro) ya da hafta sonu (250 euro) tercihine bağlı olarak fiyatlar değişiyor. Hıncal Uluç'un Mykonos izlenimlerini cuma ve cumartesi günleri okudunuz. Bense adanın diğer özelliklerine değinmek istiyorum... Önce bir soru: Ne oldu da Ege'nin ortasındaki su bulunmayan, kıraç bir balıkçı adası Yunan turizminin incisi haline geldi? Bu soruya cevap verebilmek için biraz geçmişe uzanmamız gerekiyor. ABD Başkanı John Kennedy, 1963'te Dallas'ta suikasta uğradı. Eşi Jacqueline Kennedy beş yıl sonra dünyaca ünlü Yunan armatör Aristotle Onassis ile evlendi.

DENİZ, GÜNEŞ, KUM...
O günden sonra magazin basınının 'Jackie O.' dediği Jacqueline Lee Bouvier'ın bu evlilikten beklentisi ihtişamlı yaşamını sürdürebilmekti. Onassis'in beklentisi ise, Amerikan iş alemi ve 'jet-sosyetesi' ile yakın ilişkiler kurmaktı. Onassis, sürekli yenilik peşinde olan Amerikalı 'dostlarını' Mykonos adasına getirdi. Burada evi vardı ve özellikle Katrine'in restoranını çok seviyordu. Bu seyahatleri duyan Yunan sosyetesi, Mykonos'ta ev satın almaya başladı. Böylece Mykonos adası 'in' hale geldi. Üç beş hippiden sonra cebi nihayet para gören ada halkı, bu işten pek hoşlandı: 'Turist velinimetimizdir!' Böylece fakir balıkçı adası hızla gelişmeye başladı. Peki turistler Mykonos'ta ne buldular? Sayalım... Öncelikle deniz, güneş, kum... Sonra Akdeniz yemekleri... Ayrıca beyaz, bahçesinde bir şapel (minik kilise) olan, pencere pervazları ve kapıları laciverde, yeşile, kırmızıya boyanmış şirin evler... Bir vakitler mesela Ukrayna'dan gelen buğdayı öğütmekte kullanılan eski rüzgar değirmenleri... Ve bir pelikan! Pelikan da nereden çıktı? 1950'lerde bir balıkçı yaralı bir pelikan buluyor. Tedavi ediyor. Ancak iyileşen pelikan adadan ayrılmıyor. Çarşı pazar dolaşıyor. Turistler mutlaka Petros adı verilen bu pelikanın fotoğrafını çekiyor. Pelikan Petros, adanın simgesi haline geliyor. Öyle ki 'ilk' Petros 1986'da ölünce Jackie O. bir pelikan hediye ediyor. Ona 'İreni' diyorlar. Derken Hamburg Hayvanat Bahçesi yeni bir 'Petros' gönderiyor. Ardından adaya 'Nikolas' adını alacak yaralı bir pelikan daha gelmez mi? Böylece 'Petroslar' üçe çıkıyor!

'HOŞGÖRÜ CENNETİ' DENEBİLİR
Yeter mi? Yetmez! Mykonos'u asıl zıplatan 'gay turizmi' oluyor. 1980'lerden itibaren ABD'de gay-lezbiyen kültürü yükselişe geçiyor. Medya ve reklamcılık başta olmak üzere, iyi para kazanılan işlerde çalışan eşcinseller önemli bir tüketici kitlesi oluşturuyorlar. Tabii turizm şirketleri hemen durumu kavrıyor. Sonuç: Yunan devletinin uyanıklığı sayesinde, 'hoşgörü cenneti' Mykonos gay turizminin önemli merkezlerinden biri oluyor. Sosyetik bağlantılar sayesinde Sharon Stone'dan Mel Gibson'a birçok ünlü kişi de Mykonos'a geliyor.

FİLMLER ÜNÜNE ÜN KATTI
Mykonos'un ününe ün katan filmler de var elbette. Mesela Pauline Collins'in, 'evliliğinden sıkılıp maceralara yelken açan kadını' oynadığı ve Mykonos'ta geçen 'Shirley Valentine' (1989) filmi özellikle İngiliz orta sınıf kadınlarının pek hoşuna gidiyor. 'Biz de o adaya gidelim' deyip bavullarını topluyorlar. Bitmedi... Mykonos'taki serbest ve kozmopolit ortam ABD'li ve Avrupalı 'çıplakları' da burada çekiyor. Böylece Mykonos plajları son derece şenlikli bir hale geliyor. Diyelim ki Super Paradise plajına gittiniz... Göreceğiniz manzara şöyle: Bir tarafta heterolar... Ötede gay ve lezbiyenler... Son olarak da çıplaklar... Plajın yanındaki barlarda öğleden sonraları dans edilip içki içiliyor. Güneş batınca birçok kişi adanın merkezine yemeğe gidiyor. Bizim Bodrum'u andıran dar sokaklar sağlı sollu restoran, bar, kafe, pansiyon, hediyelik ve giyim eşyası satan dükkânlarla dolu. Buzuki ve sirtaki eşliğindeki akşam yemekleri gece yarısına dek devam ediyor. Saat 02:00 civarında asıl şamata başlıyor. Mantos, Icarus, Pirerros gibi gay barları dolup taşıyor. Buralarda iki metre boyunda, 'hükümet gibi kadın' deyimini hak eden, saçı, kıyafeti ve makyajıyla çoğu kadından daha kadın travestiler şov yapıyor. 'Drag queen' denilen bu tipler ayrıca masalara dağılarak müşterileri eğlendiriyor. Ortak dil: İngilizce ve seks.

GENÇLERİN PARTİ ADASI
Sürekli gaylerden bahsettiğimiz için Mykonos'u bir gay adası sanmayın. Koskoca San Francisco kenti ne kadar gay ise, burası da o kadar gay. İstatistikleri bilmiyorum ama büyük olasılıkla sevgililer ve tek başına gelen heterolar çoğunluğu oluşturuyor. Ama tabii adada çocuklu aile' ortamı yok. Mykonos'un en önemli özelliği eğlence ve seks. Zaten bu yüzden 'parti adası' deniyor. Barlar ancak gün ışımaya başladığında kapanıyor. Birçok genç geceyi plajlarda içki içip dans ederek geçiriyor. Böyle gecelerin sonunda, kiraladıkları küçük motosikletleriyle uyumaya giderken kaza yapıyorlar. Gözünü yara bere içinde adanın iki hastanesinden birinde açmak vakayı adiyeden sayılıyor.

Emre Aköz

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Berksoy'un 26 yapıtı Venedik Bienali'nde
 'Kel Ayşe'nin torunu Monaco'nun dansçısı
 Artık daha olgunum
 Romantik düşler gerçek olacak
 Medyatik düğünlerin yeni adresi Sait Halim Paşa Yalısı
 Özgüven aşıladı ödül kazandırdı
 O,doğru bir seçim mi?
 Korsan albümümüzü yapabilirsiniz dedik
 Açıkhava'da şenlik devam ediyor
 Temmuz'da rock depremi yaşanacak!
 Sınav Taktikleri
 Tahin pekmez ile şampiyon oldular
GÜLSE BİRSEL
Ege ruhu!
Zeytin bol, üzüm bol, iklim yumuşak!...
AYŞE TÜTER
Yumurtalı ekmek
Yumurta, süt ve taze soğanı iyice...
Prof. Dr. BENGİ SEMERCİ
Unutulan adam: BABA
Çocukların yaşamından, çocuk...
Derdim para değil marka olmak
Derdim para değil marka olmak
İstanbul'da açıldığı günden bu yana eğlencenin kalbi haline gelen 'A...
Underground albüm çıkaracak
Underground albüm çıkaracak
Mustafa Topaloğlu, "Uzaylı'nın dünyaya seslenişi" diye nitelediği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.