kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Bundan sonrası

Türkiye'ye takılan sıfatlarla ilgili takıntının giderek anlamsız boyutlara vardığını düşünenlerden misiniz? Ya Türkiye'ye ılımlı İslam etiketi yapıştırılacak diye krizler geçiriliyor ya da ABD ile ilişkilerimizin stratejik ortaklık diye tanımlanması cinneti yaşanıyor. Yani Türkiye'nin ne olduğunu ne olacağını nereye yerleştirileceğini başkalarının etiketleri belirleyecek. Türkiye kendisinin ne olduğunu da buna göre bilecek, anlayacak. Sizin ne olduğunuz ne yaptığınız önemli değil başkasının sizi nasıl tanımladığı ise bağlayıcı.
Türkiye'ye ılımlı İslam denmesiyle Türkiye İslami bir yönetime geçecekse 80 küsur yıllık cumhuriyetin bu ülkede kalıcı bir iz bırakmadığını, kurumlarının çürüklüğünü kabullenmek gerekir. Stratejik Ortaklık takıntısı ise başka bir gariplik. Aslında Erdal Güven'in yazdığı gibi "Stratejik ortaklığa değil ortaklık stratejisine" ihtiyaç duyulan bir ilişkide her şeyi tanıma bağlamakla sorunlar çözülmez. Anlaşmazlıklar aşılmaz, yalnızca alem alışverişte görsün türünden bir halkla ilişkiler kampanyası yapılmış olur.
Galiba sorun da tam burada. Dış politika bir halkla ilişkiler kampanyası değildir ve öyle sürdürmeye kalktığınızda da yaptıklarınız sırıtır, beklediğinizi elde edemezsiniz. Dahası ettiğiniz lafın ağırlığı kalmaz, ihtar almış öğrenci gibi bundan sonra yapacaklarınıza bakılarak durumunuz değerlendirilir. Tutup Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesinin sizin sayenizde gerçekleştiğini söylerseniz de inandırıcılığınız kalmaz.
Başbakan'ın talebi üzerine gerçekleşen ABD ziyareti gerekliydi. Ancak aynı ölçüde gerekli olan, Başbakan ve ekibinin çok daha iyi hazırlanıp çıkmalarıydı. Türkiye'ye yakışan ve Başbakan'dan beklenen adım ilişkilerin bundan sonra üzerine oturacağı zemini yeniden tanımlamasıydı. Bunu yaparken Irak savaşı sonrasına uygun bir ortak çıkar anlayışının şekillendirilebilirdi. Bazı konulardaki yaklaşım farklarının ve yapılabileceklerin sınırlarını açıkça dile getirilebilirdi.

İran
seçeneği ve İncirlik üssü
Kısacası Soğuk savaş sırasında iki ülkeyi sıkı bir ittifak içinde tutan koşullar değiştiğine göre yeni koşullara uygun stratejiyi üretmeye çalışmak şarttır. Bu, ABD'nin her dediğini yapmak anlamına gelmez. Ancak Türkiye dış politikada ister istemez zor tercihlerle karşı karşıya bir ülke. Bu tercihleri yapabilmek öncelikle çevresindeki gelişmeleri doğru tahlil etmekten geçiyor. Buraya yönelik siyasetleri netleştirmek de gerekiyor.
Örneğin İran'ın nükleer silah programından rahatsız olunduğunu söylemek yakında yetmeyecek. Hiçbir Cumhuriyet hükümeti İran'a yapılacak bir saldırıda İncirlik üssünü kullandıramayacağına göre, halen süren AB öncülüğündeki müzakerelere katılmanın çareleri düşünülebilir. Ya da Türkiye bu konuda etkili olabilecek bir inisiyatif alır.
Gelecek açısından önem taşıyan bir diğer konu ise TürkiyeAB ilişkilerinin Atlantik ötesi ilişkiler çerçevesinde bundan böyle nasıl değerlendirileceğiydi. Türkiye Başbakanı'nın bu konuda kendi toplumuna bugüne dek bir vizyon sunabildiğini söylemek mümkün değil. Buna karşılık ABD Dışişleri Bakanlığının iki numarası Robert Zoellick'in Amerikan-Türk Konseyi toplantısında yaptığı konuşma yönetimin bu konudaki görüşlerini açıklıkla ortaya koyuyordu.
Zoellick'e göre ABD'nin Türkiye'nin AB sürecine verdiği destek sürüyordu. Ancak ikili ilişkileri AB üyeliğine bağımlı kılmak doğru değildi. Türkiye tarafı ekonomik açıdan başka coğrafyalara da bakmalı global bir perspektif geliştirmeliydi.
Bu sözlerin ve Washington ziyaretinde verilen diğer mesajların anlamının ivedilikle ve çok ciddi şekilde tartışılması gerekecek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'ye rağmen olmaz   / 09-06-2005
 Tufandan sonra   / 05-06-2005
 "İhanet"   / 29-05-2005
 Hayırdaki hayır   / 26-05-2005
 Rüşvet   / 22-05-2005
 Daha iyi bir küreselleşme   / 15-05-2005
 Düşüş   / 08-05-2005
 İşi doğru yapmak   / 05-05-2005
 Anlama zamanı   / 01-05-2005
 Paradigma   / 28-04-2005
SOLİ ÖZEL
Bundan sonrası
Türkiye'ye takılan sıfatlarla...
Ya kariyer ya para
Ya kariyer ya para
Emre Belözoğlu için Fenerbahçe ile Everton ve Newcastle arasındaki...
Finali U-17 gibi olsun: 1-2
Finali U-17 gibi olsun: 1-2
U-17 takımımız bir ay önce Avrupa Şampiyonu olurken ilk maçında...
Erdoğan: Zaten AB ailesindeyiz
Erdoğan: Zaten AB ailesindeyiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD gezisini tamamlayarak dün akşam...
Beraatime sevinemedim
Mahkeme oğlunun evine girmeye çalışan hırsızı av tüfeğiyle öldüren...
15 öğretmene ABD yolu açılıyor
ABD'de çalışacak 15 öğretmen için, son 28 aday belirlendi. Seçilecek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu