kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Eğer bir seçim yapsanız...

İnsanın yerkürede geçirdiği zaman arttıkça, ister istemez birçok şeyin de nasıl değiştiğine şahit oluyor... Yeni, geçmişi biraz daha eskitiyor...

***


Artık neredeyse hiç duymadığım eski kalıplardan biri de "Dünyanın Yedi Harikası" idi... Bizim dönemimizde, okul yüzü görmüş hemen herkes bu kavramı bilir ama dünyanın yedi harikasını bir çırpıda sayamazdı...

***


Öncelikle, bu yedi harikayı anımsatalım:
* Büyük Gize Piramidi
* Babil'in Asma Bahçeleri
* Olympia'daki Zeus Heykeli
* Efes'deki Artemis Tapınağı
* Halikarnas'taki Mozole
* Rodos Heykeli
* İskenderiye Feneri
Bu eserlerin Türkiye için önemi daha da fazla, çünkü yedisinden ikisi bizim topraklarımızda bulunmakta... Bunlardan biri Bodrum'daki Mozole, diğeri Efes'teki Artemis Tapınağı... Aslında biraz daha gerilere gidince, yedi harikanın hepsi de Osmanlı topraklarındaydı bir ara.

***


Bu yedi harikanın bir kısmı artık yok, bir kısmı ise çok cılız bir iki kalıntıdan ibaret... Homer Yayınları bu yedi harikayı bugünkü okurlara, yapıldıkları günkü haliyle tanıtmaya çalışan, tüm güçlerini bunu oluşturmaya veren Anglo Sakson arkeologların oluşturduğu bir kitabı yayınladı. O kitap, sadece yedi harikanın ilk resmini aramakla yetinmez, bunun doğuş sebeplerini de ayrıcalıklı bir şekilde vurgular: "... Yedi büyük anıtı 'Dünyanın Yedi Harikası' olarak adlandırılmak üzere bir kenara ayırma düşüncesinin kökeninde, üzerimizdeki ölümlülüğün sınırlarını aşma arayışı vardı. Günümüz insanının doğa güçlerini dizginleme ve doğal çevresini kökten değiştirme yeteneği, kısa yaşam sürecinin dayanıksızlığını yenme konusunda, ölümsüzlük benzeri bir güç sağlar. Geçmişin ve günümüzün en seçkin anıtlarından yayılan huşu ve gurur duyguları, doğal olarak hayranlığa yol açar." "... Yedi harikanın kökeni insanın içinde yatar. İnsanoğlu durmaksızın dünyasını araştırır ve doğal manzaraya zorla kabul ettirdiği yapıtlarını, doğa harikalarının yanına kondurur. Şu soru kasten sorulmamış olabilir ama bilinçaltının derinliklerinde yatmaktadır: Basit bir insan, başları karlı dağların her zamanki görkemiyle ya da sert bir borayla kayalıkları döven denizin dehşetli gücüyle aşık atmayı umabilir mi acaba? Denizcileri doğa güçlerine karşı okyanuslarda tek başına savaşmaya yönelten doğal içgüdüler, dağcıların elverişsiz koşullardaki en zor tırmanışları üstesinden gelmesini sağlar. Mimar ve heykeltıraşlar da görüşlerini daha önce hiç denenmemiş yollarla anlatmaya, yalnız yaratıcılarını değil, kendilerini doğuran uygarlıkları da yaşatacak anıtlar yaratmaya böyle itilmişlerdir."

***


Aslında asıl amacım, 'Dünyanın Yedi Harikası' ya da bunların yaratılma şartlarının üzerinde durmak değil... Beni etkileyen bizim zamanımızda "Dünyanın Yedi Harikası" olarak anılan yapıların bugün artık "Antik Dünyanın Yedi Harikası" olarak anılması... Düne kadar bu "antik" tanımlaması yoktu... Artık antik diye anılmakta... Bir ömür bitmeden, yedi harika eski bir parantezin parçası haline geldi...

***


Bizim çocukluğumuzdaki yedi harika, artık antik dünyanın olarak anılmaktaysa, yaşadığımız modern dönemin yedi harikası ne? Aslında, zaman zaman bunu tespit etmeye çalışan kimi çabalar görürüz... Çağımız insanının bilinçaltındaki ölüm korkusuna isyan etmek üzere oluşturduğu bu tür anıtlar hangileri? Daha doğrusu size göre hangileri? Acaba böyle bir seçim yapsanız ya da yapmaya yönelik bir beyinsel egzersize girseniz, nasıl bir sonuç çıkar? Neleri, niçin seçersiniz? Bilmek ilginç olmaz mı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Lezzetin dedesi   / 05-06-2005
 Sütlaç...   / 29-05-2005
 Pazartesi sabahı... Bir mimarla...   / 22-05-2005
 Üç küçük domuzcuk   / 15-05-2005
 R. G.   / 08-05-2005
 Tarzan...   / 01-05-2005
 Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu....   / 24-04-2005
 Bir erkek gibi...   / 17-04-2005
 Kadınları taşlayarak mı öldürelim?   / 10-04-2005
 "Dokunmanın Mutluluğu"   / 03-04-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
Eğer bir seçim yapsanız...
İnsanın yerkürede geçirdiği...
ÖNCEL ÖZİÇER
Rüya işi önemli
İtiraf edin... Kaçınız ilk kez kaldığı...
REFİK DURBAŞ
Ben maça gittiğimde
Altmışlı yılların başında okuduğum...
KAZIM KANAT
Dünyanın 7. harikasından mektup var
Bodrum kalesinin...
GÜNTAY ŞİMŞEK
İstanbul'a yeni bir havaalanı gerekli mi?
Uzun bir...
TURGAY NOYAN
Yatlarda Avrupa standardı
Geçtiğimiz hafta CEH işareti...
Güneş çarpmasında çocuğu ılık duşa sokun, bol su içirin
Güneş çarpmasında çocuğu ılık duşa sokun, bol su içirin
Kuşkusuz çocukların özenle bakılıp korunması gerekiyor. Prof. Dr.
Sağlıklı ve doğal bronzlaşın
Sağlıklı ve doğal bronzlaşın
Yazı bronz geçirmek isteyenlerin kendilerini güneşin kollarına...
Ciddi bir insanım ama soğuk değilim
Ünlü oyuncu Cihan Ünal özel hayatını tüm samimiyetiyle anlattı:...
Onurlu bir insana yapılan çok büyük haksızlık
Faruk Günaltay yalnızca başından beri Eurimages temsilcimiz değil,...
Işığın söndüğü gün
İzmirliler'in genç ve sevgili başkanı Ahmet Piriştina geçen yıl bu zamanlar...
Yan masanızdaki adam sizi yazıyor
Tiyatro sanatçısı ve yazar Kaan Erkam, Taksim meydanındaki bir kafede yanına...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.