kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
"Dön baba dönelim" oyunu bitmeyecek mi?
Murat Vargı "Şeffaflık şart" diyor
ŞAKA

"Dön baba dönelim" oyunu bitmeyecek mi?

Bu ülkede düşünce ve siyaset hayatının sığlıktan kurtulmasını istiyorsak, artık biraz "Dünyalı" olmayı denemeliyiz. Ayrıca sürekli temcit pilavı pişirerek "Dön baba dönelim" oyunu oynamaktan artık vazgeçmeliyiz.
Mesela yıllardır "Ermeni Sorunu" diye bir meseleyi, soykırım iddialarının başına pek çok benzer konularda olduğu gibi "Sözde" kelimesini getirerek yok saymaya çalışıyoruz.
Biz Türkler'in soykırım yapacak bir ulus ve devlet anlayışına sahip olmadığımızı kanıtlayacak en iyi örnek, "Anadolu Rumları"nın durumudur. Ermeniler'in hem Ruslar'la, hem de Sevr sonrası işgal güçleriyle işbirliği yaptıkları yolunda sayısız kanıt var. Oysa İstanbul ve Ege Rumları, Türkiye'yi işgal eden Yunan ordusuyla işbirliğinden öteye kaynaşmışlardır.
Ve Türkiye, Kurtuluş Savaşı'nı kazandıktan sonra, İstanbul ve Ege Rumları'nı ne tehcir etmiş, ne de soykırıma tabi tutmuştur. Lozan sonrasında "Mübadele" ile, karşılıklı nüfus değişimi yapılmıştır.
Yani bizim Ermeni diasporasının Türkiye aleyhindeki global kampanyasına karşı yanımıza alabileceğimiz en gerçekçi tanıklar, Rumlar ve Yunanlılar olabilir.
Ama bunu düşünmek yerine, biz İstanbul Fener Patrikhanesi ile uğraşmayı, Heybeliada Ruhban Okulu'nu kapalı tutmayı, nedense yeğ tutuyoruz. Son olarak Fener Patrikhanesi'nde yapılan "Ortodoks Kiliseleri Zirvesi"ne gösterilen tepkilere bakın.
Örneğin Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, "Fener Rum Patriği Bartholomeos, ekümenik olma sevdasındadır. Bartholomeos bu zirve ile birlikte, Rum Patrikhanesi' nin bütün Ortodoks Hıristiyanlar üzerinde etki gücü olduğu imajı yaratarak, Türkiye'ye ekümeniklik konusunu kabul ettirmeye çalışıyor. Türk yasalarına bağlı dini bir kurumu, siyasal bir kurum haline getiren Bartholomeos' a hesap sorulmalıdır" diye konuşmuş.
Merkezi Antalya'da bulunan Noel Baba Vakfı, İstanbul'daki Fener Rum Kilisesi'nde, Kudüs Patriği İrineos ile ilgili olarak düzenlenen toplantının Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'na aykırı olduğu iddiasıyla, Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş.
Fener-Balat sakinleri olduklarını söyleyen ve ellerinde Türk bayrağı taşıyan bir grup, zirveyi protesto etmişler ve "Laik Türkiye Cumhuriyeti' nde Hıristiyan şeriat mahkemesi kurarak Fener Rum Patriği Bartholomeos' un böyle bir yola tevessül etmesi Ekümenliğini tescil ettirmekten başka bir şey değildir. Bu Lozan'ın delinmesi demektir" diye açıklama yapmışlar.
Biz gerçekten bu muyuz? Rum, Ermeni, Ortodoks, Katolik veya başka bir şey olabilir. Bunların hepsine düşman mıyız? 500 yıl çok uluslu, çok dinli, çok dilli bir devleti sürdürüp, şimdi bizim gibi olmayan herkesi tehlikeli mi görmeye başladık?
Ayrıca başı örtülü bizim gibi olanları da de tehlikeli görmüyor muyuz?
Bu yaklaşımlarla "Sözde" Ermeni soykırımı iddialarını nasıl reddederiz? 2005 yılında Fener'i tehlikeli bulanların, 1915 yılında da Ermeniler hakkında neler düşündüklerini kıyas yoluyla bulmaya çalışanlara ne cevap verebiliriz?
Katolik Papası'nın cenazesine uçarak giden başbakanların, bakanların ülkesinde, bu toprakların kültür zenginliğinin bir öğesi olan Ortodoks Patrikhanesi'ni düşman ilan etmek, hiç olmazsa o Başbakan'ın partisi tarafından kınanmalı değil midir?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Emine Erdoğan başka şeyler de söyleyebilirdi   / 24-05-2005
 Denizin alternatifi kitap okumaktır..   / 23-05-2005
 Ne bahar kaldı, ne de yaz geldi   / 22-05-2005
 Bizim bütün markalarımız aslında Kızıl Bayrak   / 21-05-2005
 Art Buchwald her şeyi önceden görmüştü..   / 20-05-2005
 1927'nin koşulları ile 2005 yılı anlaşılabilir mi?   / 19-05-2005
 Türkiye'de "cam" denince akla Beykoz gelmeli..   / 18-05-2005
 Bütün torunlar bir gün dede olur... Ya toplumlar?   / 17-05-2005
 Her işi yaptılar mı ki alternatifsiz olsunlar?   / 16-05-2005
 Her yerimiz topuk gibi   / 15-05-2005
MANSUR FORUTAN
Gerçek taraftar olduğunuz maç hangisi?
Bendeniz de...
İLKER SARIER
"Kıytırık" yazılar
Bizim velinimetimiz...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat, geri gelecek mi?
Türkiye Yazarlar Sendikası...
SAİT GÜRSOY
Lise gençliğini kaybediyoruz
Araştırma Yeniden Sağlık ve...
SAVAŞ AY
Gazeteciler dehşet fotoğraflarına nasıl...
HINCAL ULUÇ
".. Seni beklediğim kadar!.."
Üniversiteli delikanlı...
MEHMET BARLAS
"Dön baba dönelim" oyunu bitmeyecek mi?
Bu ülkede...
Yıldızların altında
Yıldızların altında
Olimpiyat Stadı'ndaki Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finalinde...
Fener için Milan
Fener için Milan
Bu gece Milan kazanırsa, F.Bahçe Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme...
AB kaptanı Babacan
AB Başmüzakerecisi Devlet Bakanı Babacan oldu. Erdoğan'ın seçimi...
'Meclis çoğunluğu her şey değil'
AKP Meclis Grubu'nun basına kapalı bölümünde Avrupa İnsan Hakları...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu