kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Yedi ay önce anlatılan...

Geçen yıl kasım başlarıydı...
Yazdan kalma gün yaşayan İstanbul'daki davette karşılaştığım Turgut Yılmaz kısa sohbetten sonra şu teklifte bulundu: "Ankara'ya dönmüyorsan yarın akşam yemekte buluşalım..."
Anadolu yakasında buluşacağımız restoranın adını verdi, yerini tarif etti.
Ertesi akşam buluştuğumuzda canı sıkkındı. Masa ayırtmayı unuttuğu için kendisine kızmak yerine, restoranın sahibine çıkıştı:
"Bu kadar iyi balık pişirirsen, tabii oturacak masa kalmaz..."
Masa hazırlanması için boğazın kenarına konulan sandalyelere oturup beklemeye başladık. Konuşmuyor, boğazı seyrediyordu.

Faks
çektiler
Canını sıkan nedeni sorduğumda yanıt vermedi. Üsteleyince anlatmaya başladı:
"Bir süre önce eski milletvekillerinden biri, bana yapılan şantaja aracılık etmeye kalktı. Bazı ipe sapa gelmez belgelerden söz etti. Ben de ağır küfürler edip yolladım. Ama adamlar Dubai'deki bir banka aracılığıyla, bir adamından rüşvet aldığım iddiası bulunan bazı asılsız belgeler fakslayıp şantajı sürdürüyorlar. Ben de ellerinde ne bilgi belge varsa savcıya gitmelerini önerdim..."
Gönderilen faksı vermesini rica edip "Güzel haber..." dedim. Cümlemi bitirmeden sözümü kesti: "Bir; bu tür uyduruk belgelere, şantaja boyun eğecek adam değilim. İki; her işadamının başına gelir..."
Üstelememe rağmen belgeler hakkında detay bilgi vermedi, havaya bir sitem savurup konuyu kapattı.

Bumin'in
gerekçesi
Turgut Yılmaz'ın, 7 ay önce yemek masasında bahsettiği belge, imzasız gelen ihbar dilekçesiyle Yüce Divan'dan çıktı.
Salı günü Yüce Divan sonrası, Norveç Büyükelçisi'nin kokteylinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'le karşılaştık.
Sohbet ederken, eski DSP milletvekili şu soruyu yöneltti: "Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Yasa'ya göre, sahibinin imzası, adresi bulunmayan dilekçeler kabul edilemez. Ayrıca, belge de sahte çıktı."
Bumin, soruya hazırlıklıydı:
"Konuyu Yüce Divan heyetimizle de Mahkeme başlamadan tartıştık. İhbarın isimsiz yapıldığını ve işleme konmaması gerektiğini söyleyenler oldu. Ama ihbar dilekçesinin ekinde yer alan ve rüşvet iddiasına yer veren belgeler imzalıydı. O imzaları esas alarak işleme koyduk..."
Ancak bu belgelerin sahteliğinin hem mahkeme sırasında avukatlarca, hem de Turgut Yılmaz'ın açıklamasıyla ortaya konulduğunu anımsattığımızda Bumin, bazı detaylar anlattı.
Aktardığına göre, ikinci oturum başlamadan Mesut Yılmaz'ın avukatı bir sonraki mahkeme gününün tespiti amacıyla yanına gelmiş. Bu sırada, "İşleme koyduğunuz belge sahte, ispatlayacağım" demiş.
Bumin devam etti: "Zaten belgeyle ilgili bilgileri ve hazırlıkları varmış, çok rahatlardı ... Biz o belgeyi işleme koymasaydık o zaman ne olurdu, bir de onu düşünün?"

"Lekelenmeme
hakkı..."
Peki, şimdi ne olacak? Yasaların koruyucusu Anayasa Mahkemesi'nin en Yüce Divan'ı, imzasız gelen dilekçeyi işleme koyduğu için araştırma başlayacak.
Adalet Bakanlığı kendisine gelen resmi yazıyı, Dışişleri Bakanlığı'na yollayacak. Dışişleri, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı'na resmi yazı ile talebi iletecek.
BAE Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı'na, onlar Merkez Bankası'na yollayacak.
Sonucun aynı yoldan Türkiye'ye ulaşması aylar, belki de yıllar sürecek.
Oysa, savcı veya raportör National Bank of Dubai'nin internet sitesine girse, belgede yer alan logonun ve imzaların sahteliğini görecek, bu kadar işleme de gerek kalmayacaktı.
Ergun Babahan'ın da dünkü yazısında vurguladığı gibi; insanların "suçsuz yere 'lekelenmeme hakkı'nın ihlaline sebebiyet verilmeyecekti."
Şimdi, şu soruya da yanıt bulmak gerekmiyor mu? Yüce Divan, belgeler sahte çıkarsa, kendisini aldatıp gereksiz yere uğraştıranların bulunması için de bir işlem başlatıp gereğini yerine getirecek mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kim daha demokratik?   / 18-05-2005
 "Ondan bir şey olmaz..."   / 17-05-2005
 Delege lideri getirirken götürür   / 15-05-2005
 "Fastfood entelektüeller"   / 13-05-2005
 DYP'nin yeni vizyonu...   / 11-05-2005
 Bir yılda yüzde 40'lık düşüş...   / 10-05-2005
 Akil adamların bayramı   / 08-05-2005
 TOBB'dan Mumcu'ya yüzde 7 barajı...   / 06-05-2005
 Köklü değişim beklenirken...   / 04-05-2005
 Çiçek: İşin ölçüsü kaçtı...   / 03-05-2005
MAHMUT ÖVÜR
MHP'de 'milliyetçi dalga' tartışması
Milliyetçi dalga...
MUHARREM SARIKAYA
Yedi ay önce anlatılan...
Geçen yıl kasım başlarıydı...
YAVUZ DONAT
Fener'in birinci önceliği
Ankara-Esenboğa Havaalanı'nda...
'Bozkurt kavramı beni çok etkiledi'
'Kurtlar İmparatorluğu' adlı kitabında Türkiye'deki 'milliyetçiliği'...
Kapkaç okulu mezunu
Kapkaç yaptırılmaya çalışılırken kaçarak polise sığınan G.A babası...
Türkiye’nin gözbebekleri
Türkiye’nin gözbebekleri
19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı tüm yurtta...
Bir 'umudun' peşinde Hindistan'a savruldular!..
Bir 'umudun' peşinde Hindistan'a savruldular!..
Kaçak böbrek nakli için Hindistan'daki merkezlere giden Türk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu