SABAH - 14/05/2005 - Çanakkale destanına yeni ışık

Şu an 14 Mayıs 2005 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	» Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	İşte İnsan

	Sinema

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

Çanakkale destanına yeni ışık

Yakın tarihin en büyük savaşı, bu kez esir askerlerin ifadeleri ile gündemde.

20.Yüzyıl'ın en büyük cephesi olarak tarihe geçen Çanakkale Savaşları'nda yaşananlar birer birer gün ışığına çıkıyor. Metrekareye 6 bin merminin yakıldığı savaş bu kez esir yabancı askerlerin ifadeleriyle tarihteki yerini almaya hazırlanıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır...'' diye seslendiği olayda yabancı askerlerin 90 yıl önce kayda geçirilen ifadeleri Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yayınlanan "Destan ve Abide: Çanakkale'' adlı eserde yer buldu. Yayınlanmamış belge ve fotoğrafların yer aldığı eser, Çanakkale cephesindeki mertliği, cesareti ve centilmenliği gözler önüne seriyor. Eserin "Belgelerle Esir İfadeleri'' adlı bölümü bazı esirlerin ifadeleri şöyle:

* Muhammed Kamara (Memleketi bilinmiyor): Türkler pek güzel müdafaa etmiş olmasa idiler şimdiye kadar Fransızlar-İngilizler İstanbul'a gireceklerdi. Son yağmurlarda siperler dolmuştu. Yatmak mümkün değildi. Bu hal iki gün devam etti. Bundan böyle ben burada yaşayacağım. Zevcem ise orada ne yaparsa yapsın...

* Yüzbaşı S.T.W. Goodwin (Avustralya): ...Asker çekildiği gün uçuyordum. Makineme arız olan sakatlıktan dolayı denize indim. Sahile yüzmeye başladım. Pek ziyade yorulmuş halde iken Türkler beni kurtardı.

* W.G.S. Fawkes: ...Kendime geldiğim zaman zabt etmeye çalıştığım Türk siperinin içinde, etrafımda şefik ve rahim yüzlü Türk evlatlarını gördüm. Bana su, yiyecek verdiler ve omuzlarında taşıdılar.

A.A.