kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yargı kararları eleştirilmesine rağmen uygulanıyorsa hukuk bilinci yerleşmiştir
Yargı kararları eleştirilmesine rağmen uygulanıyorsa hukuk bilinci yerleşmiştir

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, hukuk bilincinin yerleşmiş olmasının önemine işaret ederek, ''Eğeryargı kararları uygulanmıyorsa, kişi ve olay için yasa çıkarılıyorsa, hatta görülmekte olan davalara bu niyetle müdahale ediliyorsa, hukukunüstünlüğünün sindirilmiş olduğu söylenemez'' dedi. Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14. Onur Günü dolayısıylaYargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuştu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende konuşan Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Yüksek Mahkeme Başsavcılığı işlevinin yanı sıra tüm ülkeyi ve yurttaşıdoğrudan ilgilendiren çok önemli ve özgün görevleri bulunduğunu, gerçekte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, ülke başsavcılığı işlevini önemli oranda yerine getirdiğini kaydetti. Ok, devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlar, örgütlü veorganize suçlar, terör suçları ve sınır aşan suçlarla ilgili etkin mücadele ile soruşturma için eşgüdüm sağlama ve delil paylaşımı ihtiyacının daha da artması ve hatta acil hale gelmesinin, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Anayasal bağımsız bir kuruluş olarak ''Ülke Başsavcılığı'' kimliğine dönüştürülmesini zorunlu kıldığını anlattı. Avrupa ve çoğu dünya ülkelerinde genel yetkili merkezi Başsavcılıksistemine çoktan geçildiğini belirten Ok, başsavcılığın bu konuda fiziki altyapıyı tamamladığını söyledi. Başsavcılık'ta her siyasi parti için bir sicil dosyası tutulduğunuanımsatan Ok, partilerin üye sayısının 15 milyona yaklaştığını, bunun için oluşturulan siyasi partiler projesinin, e-devletin güzel bir örneği olduğunu kaydetti. Ok, projeyle partilerin, örgüt ve üye bilgilerini internetten sorgulayabileceklerini anlattı.

''KANUN YAPMAK SABIR İSTER''

''Hukukun çok önemli alt dallarından birisini teşkil eden kanun yapmak; bilgi, deneyim ve sabır ister. Türk hukukçusu bu alanda da kendisini kanıtlamıştır. Elbette temel kanun yapmak iddialı bir iştir.Hele ceza alanında olursa'' diyen Ok, 1 Haziran'da yürürlüğe girecek yeni TCK'nın altyapısının 1985 yılında başlayan çalışmalara dayandığını anımsattı. Ok, şöyle devam etti: ''Olgunlaştırma dönemi kısa tutulduğu için olumlu ve olumsuz yönlerini belirleme ve değerlendirme imkanı sınırlı kalmıştır. Ama kanunları eksiksiz yapmak, buna karar verenlerin görevidir. Eleştiri geç yapılsa bile, hatta kırıcı, sarsıcı ve rahatsız edici boyuta ulaştırılmış olsa bile etraflıca değerlendirilmesi, haklı görülenlerinyaşama geçirilmesi gerekir. Bu yöndeki olumlu tutumu görmek memnuniyetvericidir. Gerçekte, her alandaki düşünce, görüş ve eleştirilerin, demokratikolgunluk ve tavır içinde değerlendirmek başarının ilk şartıdır. Demokratik toplumda herkesin gerektiğinde eleştiri hakkını kullanması,muhatabın da değerlendirmesi zorunluluğu vardır. Doğruları, gerçeklerigörmezlikten gelmek, onlara sırt çevirmek, demokratik tavır olamaz. Hele eleştirilerin sadece boşa çıkartılması için manevralar ve tertipler içinde bulunulması ise, hem yüklenilen görev ve sorumluluklabağdaşmaz, hem de başarısızlık nedenlerinden birini, hatta en önemlisini oluşturur.''

''DEĞİŞİKLİK YAPMAKTA GEÇ KALINIYOR''

Kanunların mükemmel yapılsa da bir süre geçtikten, hatta yürürlüğünü takiben eskimeye başlamasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Ok, yasama organının, tespit edilen ihtiyaçların gerekli kıldığı değişiklikleri gecikmeden yasalara yansıtması gerektiğini söyledi. Ok,''Ancak, ihtiyaç tespitinde ve zorunlu kıldığı değişikliklerde çok geçkalınmakta olduğu da bir gerçektir'' dedi. Kanunların uygulaması sırasında görülen adaletsizlik ve yanlışlıklarını gidermek, boşluklarını doldurmak için yüksek yargı organlarına, TBMM'ye doğrudan kanun değişiklikleri teklifleri yapma yetkisi tanınmasını isteyen Ok, bu yolla, katılımcılığa yeni bir boyutkazandırılması yanında, toplam kalite yönetiminin sürekli iyileştirme ve geliştirme ilkesinin hukuk alanında yaşama geçirileceğini kaydetti.Yeni yasaların yürürlüğe girmesiyle uygulama birliğini sağlamanın kolay olmayacağını, soyutluk ve bulanıklığın ayrı bir sorun yaratacağını ifade eden Ok, bu anlamda içtihat mahkemesine büyük görevdüşeceğini söyledi. Ok, 1 Haziran'a kadar işlenen suçlarda mutlaka lehe kanun değerlendirilmesi yapılacağına, bunun için uzun süre mevcut TCK ile hakimin ilgisinin kesilmeyeceğine dikkati çekti. Nuri Ok, 1 Haziran'dan itibaren Yargıtay'dan mahkemelere 300 bini aşkın dava dosyası gideceğini, infazı tamamlanmamış kesin hükümlerin ele alınmasının zorunlu olduğunu ifade etti. CMK'da cumhuriyet savcılarının soruşturmaları aktif olarak yönetmesini düzenleyen hükmün önemine işaret eden Ok, kamu davası açılması zorunluluğuna yönelik kanunilik ilkesinin ''yeterli delilden'', ''suçun işlendiği hususunda yeterli şüpheye'' geçişle gevşetildiğini kaydetti. Ok, artık dava açılmasında cumhuriyet savcısının kısmen ve sınırlı olarak delil değerlendirmesi yapacağını,beraatla sonuçlanması kesin olan davaları açmayacağını anlattı.

'ADLI KOLLUK ÖNEMLİ ADIM''

Adli kolluk konusunda önemli bir adım atıldığını belirten Ok, istinaf mahkemelerinin yürürlüğü ertelenmezse 1 Haziran 2007'de faaliyete geçeceğini anımsattı. Ok, şöyle konuştu: ''İstinaf mahkemelerinin Yargıtay'ı içtihat mahkemesi kimliğine kavuşturacağı, iş yükünü hafifleteceği kuşkusuzdur. Ancak, hapis cezalarında kesinlik sınırının 5 yıl gibi oldukça yüksek tespitinin sakıncaları şimdiden görülmeli, bu süre 2 yıla indirilmelidir. Yine kurulmaları ile birlikte Yargıtay'daki karara bağlanmamış davaların devredilmesi zorunluluğu bu mahkemeleri başlangıçta dayanılmaz iş yüküaltına sokacak, davaların uzaması ve isabetsiz kararlara yol açacaktırki, kurulmalarına karşı olanları haklı çıkartacak, muhtemelen kaldırmadüşünceleri galip gelecektir. Belli sınırlar içinde ilk derece mahkemeleri kararlarına karşı temyiz yolu imkanı getirilmesi düşünülmeli ve tartışılmalıdır. Ülkemizde istinaf mahkemelerinin kaldırılmasının bir hatta en önemli nedeni hakimlerin sayısal ve niteliksel yetersizliği, diğer nedeni de çok az yerde kurulmasıdır.'' Ok, hakim sayısındaki yetersizliğe dikkati çekerek, 4 bin yeni hakim kadrosu alınmasının önemli bir tedbir olduğunu, ancak, bugünden yarına hakim yetiştirilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Bölge adliye mahkemelerinde gerektiğinde duruşma yapılacağı, tanıkdinleneceği, keşif yapılacağı düşünüldüğünde en az 20 yerde kurulacağını anlatan Ok, ''Bu koşullarda bölge adliye mahkemelerinin akıbetinin istinaf mahkemeleri ile aynı olacağı endişesini taşıdığımı üzülerek söylemek isterim'' dedi.

TEMEL SORUN

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, yargının temel sorununun; mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatının sağlanması taleplerine karşı eskiden olduğu gibi duyarsız kalınması olduğunu vurguladı. Ok, şöyle devam etti:

''Vicdani kanıya müdahaleye açık, tarafsız karar oluşturma özgürlüğünü kısıtlayıcı, dolayısıyla mahkemelerin ve hakimlerin bağımsızlığını örseleyen, Anayasa ve yasa kurallarının aynen muhafazası yönündeki kronik-amaç düşünce hakimiyetini sürdürmektedir.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri ulus olarak hedef aldığımız çağdaş uygarlık ve modern topluma geçiş yolunda bunları yaşayanların hatta yaratanların merkezini oluşturduğu, AB'ye girme kararlılığımızı açıkça gösteren, demokrasi, özgürlükler ve hukuk devleti alanlarında çok önemli ve övgüye değer açılımlar gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte uyum adıyla Anayasa ve yasalarda yapılan değişiklikler kapsamına yargının bağımsızlığını örseleyen maddelerin alınmaması hem yargı camiasını hem de halkımızı üzmüştür.''

Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığının bütünün parçaları olduğunu, biri yoksa, diğerinin mutlaka sorunlu olacağını belirten Ok, ''Hukuk devleti ilkesine yaşam veren ve işlerlik sağlayan yargı denetimidir. Etkili denetim için ise, zorunlu koşul, yargının bağımsızlığıdır. Bu, ancak yasama ve yürütme erkleri karşısında, yargı erkinin katı kuvvetler ayrımına göre düzenlenmesiyle mümkün olacak bir durumdur'' diye konuştu.

'HUKUK AYAK BAĞI GÖRÜLÜYORSA...'

Anayasa'nın başlangıç kısmında kuvvetler ayrımının, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasıyla sınırlı medeni işbölümü ve işbirliği olarak kabul edildiğini anlatan Ok, şunları kaydetti:

''Erkler arasında bu ılımlı ayrımın sonucu olarak üstlendiği hassas adalet dağıtımı ve diğer yaşamsal görevlerini ancak bağımsız ve tarafsızlığıyla yerine getirebilecek yargı üzerinde yürütme erkine kontrol ve vesayet yetkileri konulmuş, böylece mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatı arzu edilen konuma getirilememiş, bu alandaki yetersizlikler ve müdahale izlenimleri yargı içinde ve dışında rahatsızlıklara yol açmış ve açmaktadır.''

Hukukun üstünlüğü ile yargı bağımsızlığı arasındaki bağın çok iyi görülmesi gerektiğini vurgulayan Ok, ''Hukuk üstün tutuluyorsa, yargının bağımsızlığı mutlaka sağlanmıştır. Hukuk ayak bağı görülüyorsa, mutlaka yargı baskı altındadır'' dedi.

Bu konunun siyasetçinin ve halkın hukuk bilinciyle de yakın ilgisi bulunduğunu belirten Ok, hukuk bilincinde temel düşüncenin, hukukun üstünlüğünün kavranması ve kabul edilmesi olduğunu, bunun göstergesinin ise, ne pahasına olursa olsun hukukun gereğini yapmak ve yargı kararlarına uymak olduğunu anlattı.

HUKUK BİLİNCİ

Demokrasilerde hukukun tartışma dışı bir alan olmadığını, hukuk sisteminin ve yargı camiasının eleştirilmemesinin de düşünülemeyeceğini ifade eden Ok, şu görüşleri dile getirdi:

''Ancak, yargı kararlarının eleştirilmesine rağmen uygulama zorunluluğu duyuluyorsa orada hukuk bilinci yerleşmiş demektir. Eğer hukuk kurallarına itaat sözde kalıyorsa, yargı kararları uygulanmıyorsa, çeşitli bahanelerle uygulanması erteleniyorsa, evrensel hukuk kuralları ihmal ediliyorsa, kişi ve olay için yasa çıkarılıyorsa, hatta görülmekte olan davalara bu niyetle müdahale ediliyorsa, yasalara aykırı, hatta suç oluşturan emirler veriliyorsa, yargısal işlemlere karşı şike gibi yakıştırmalar yapılıyorsa, hukuku üstün tutan bilincin yerleşmiş olduğu, dolayısıyla hukukun üstünlüğünün sindirilmiş olduğu söylenemez.''

Yargı bağımsızlığının önündeki engellerin kaldırılmasına duyarsız kalınması, hukuk bilincinin gelişmediğinin farklı alandaki (siyasi) göstergesidir.''

''Hukuk ve adalet bir gün olur bana da lazım olur'' düşüncesiyle yaklaşılmasının da hukuk bilinciyle hareket edilmediğinin bir göstergesi olduğunu belirten Ok, yargıya vesayet düşüncesinin, hukukun dışında ve üstünde güç gösterisinin, hukuk bilincinin hiç olmadığının kanıtı olduğunu kaydetti.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Erdoğan İsrail'e gidiyor
 Ok: Etnik ayrımcılık körüklendi
 Gelir İdaresi iade edildi
 Hazine yardımı aynen kabul edildi
 Erdoğan "Kipa giymem" diyor İsrail bastırıyor
 Başbakanlık 'Turkuaz Devrimi' iddiasını yalanladı
 Erdoğan'ın dava açtığı Musa Kart'a Cesaret Ödülü
 Erivan'la yeni dönem
 Hükümetten Genelkurmay'a İncirlik talimatı
 İnisiyatifi Özkök'ten almaya çalışıyor
MAHMUT ÖVÜR
Doğru Yol 14 Mayıs'a güçlü gidiyor
Türkiye, son 50...
MUHARREM SARIKAYA
Org.Özkök: Danışıklı değil...
Uluslararası Denizcilik...
YAVUZ DONAT
Hüseyin Gazi'de bir gün
Sabah yola çıktık... Kızılay,...
Ömür törpüleyen 'şifa' kuyruğu
SSK hastanelerinde doktor yüzü görebilmek için ilk şart gün ağarmadan...
Engellilerin umut türküsü başladı
Tunceli'de engelliler için "Umudun Türküsü" projesi kapsamında...
DİSK'in sloganları sevgi bahçesi gibi
DİSK'in sloganları sevgi bahçesi gibi
DİSK, 1 Mayıs mitinglerine bu yıl "fabrikamı, işimi, bağımsızlığı ve...
'Kara' göründü
'Kara' göründü
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, subaylarını yetirdiği Kara Harp...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu