kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ok: Etnik ayrımcılık körüklendi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, kişisel, grupsal ve politik yararlanma ve sömürü düşüncesi ve pratiğinin, bunların doğal sonucu olarak verilen desteğin tehlikeli kamplaşma olgusunu ortaya çıkardığını ifade ederek, ''Vatandaşlarımız arasında etnik ayrılıkçı ve bölücü düşünce yaratılması hedefinde de kısmen başarı sağlanmıştır'' dedi.

Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14. Onur Günü dolayısıyla Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen törendeki konuşmasında, yargı bağımsızlığı önünde engel oluşturan, Anayasa ve yasal kuralları bilmeyen ve duymayan kalmadığına dikkati çekerek, yıllardır ısrarla işaret ettikleri konulara AB komisyonu tarafından hazırlatılan istişari ziyaret raporunda vurgu yapıldığını anımsattı. Bölge adliye mahkemeleri ile öngörülen sistemin, tam bir istinaf mahkemesi değil, genişletilmiş temyiz sistemi olduğunu belirten Ok, şöyle devam etti:

''Özellikle siyasi kimlik taşıyan Adalet Bakanı'na her yönden doğrudan bağlı olan Teftiş Kurulu'nun temyizle de görevli bölge adliye mahkemelerini denetleme, inceleme ve soruşturma yetkisine sahip olmaları yargı bağımsızlığında var olan zafiyetin üst mahkemelere de yayılması sonucunu doğuracaktır ki, zaten ilk derece mahkemelerinde bağımsızlık yönünden sakıncaları görülen ve ısrarla ifade edilen olumsuzluğun derhal giderilmesi, Teftiş Kurulu'nun siyasi makamdan alınıp doğrudan HSYK'ya bağlanması zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu yapılmadığı takdirde temyiz incelemesiyle de görevli bölge adliye mahkemeleri siyasi vesayet altına alınmış olacak, bu durum yargı bağımsızlığını vahim ölçüde zedeleyecektir.''

'ÖNCE YARGI TEPKİ GÖSTERMELİ'


Ok, yargı bağımsızlığında ortak görüş ve netlik olmasına rağmen 2001 ve 2004 yıllarında yapılan Anayasa değişikliği içine alınmayıp zamana bırakılmasının, günümüzde de gündemden düşürülmesinin, politik güçteki isteksizliği, yargıya hakim olma ve adaleti kontrol etme niyetini açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.

Kimi adalet bakanlarının, hakim ve cumhuriyet savcılarının adli amiri de oldukları izlenimini doğuracak, sakıncalı söz ve davranış içinde olmalarının bu niyetin teyidi olarak görüldüğünü ifade eden Ok, ''Buna fırsat ve imkan veren adalet bakanının hakim ve cumhuriyet savcıları üzerinde idari yetkilerinin artık yüksek kurula devredilmesi kaçınılmazdır'' diye konuştu.

Nuri Ok, aksine tutumlara önce yargının karşı çıkması, mücadelesini sürdürmesi, her ne pahasına olursa olsun yargının siyasallaşması girişimlerini boşa çıkarması, adaletten ve hakkaniyetten ayrılmaması yanında hukuka uygun ancak yankı uyandıracak örgütlü tepki ortaya koyması gerektiğini söyledi.

Birçok ülkede hakimlerin bağımsız meslek birliklerini oluşturduklarını, ulusal örgütlenmelerin, uluslararası alana da yansıdığını, örneğin Dünya Hakimler Birliği, Avrupa Savcılar Birliği adları altında ortak üst örgütler oluşturulduğunu anlatan Ok, bu konuyla ilgili kurulan ulusal hakimler birliğinin ancak bağımsız olması halinde uluslararası birliğe kabul edildiği, vesayet altında olması halinde birliğe alınmadığına dikkat çekti.

Türkiye'deki mevcut yasaların da yüksek mahkeme üyeleri, hakim ve cumhuriyet savcılarına örgütlenme olanağı sağladığını belirten Ok, ''Ortak kabul görmüş uluslararası standartlara tabi çağdaş Türkiye'nin yargısının bu hakkını daima görevlerinin fazilet ve tarafsızlığını ve yargı bağımsızlığını muhafaza edecek şekilde davranarak kesinlikle kullanacağında kuşku olmamalıdır. Bu hakkın kullanımında geç kalındığı bile söylenebilir'' diye konuştu.

'SORUMLULUK ANLAYIŞINDA DEĞİŞİKLİK OLAMAZ'

Nuri Ok, insan ve toplum için ''adaletin'' en önde gelen saygın ve yüce bir değer olduğunu ifade ederek, ''Devlet için de aynı saygınlık ve yücelikte olmadığı söylenemez'' dedi.

Hakimin; kişi, toplum ve devlet için üstün statüsü ve yaşamsal özgörevinin öneminin farkında olduğunu belirten Ok, bu nedenle, kıt ve sınırlı imkanlara, umursamazlıklara, hafife almalara, hatta hasmane tavırlara rağmen devletin temeli olan adaleti yüceltmek, hukuka sahip çıkmak, hizmet kalitesini yükseltmek için tüm gücü ve örnek özverisiyle çalışmaya devam ettiğini söyledi.

''Beklediği ve hak ettiği ilgi ve destek karşılanmasa da örnek sorumluluk anlayışını gerektirdiği bu yaklaşımında hiçbir değişiklik olmayacaktır; olması da düşünülemez'' diyen Ok, adalet hizmetlerinde kalitenin yükseltilmesi tedbirlerinin alınması ve girişimlerin başlatılması isteklerinin yanında hakimlerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi taleplerine yeterli duyarlılıkla yaklaşılmadığını kaydetti.

Yaşam kalitesinin yükseltilmesinin sadece belli meslek gruplarıyla sınırlı olmayıp tüm halk için de geçerli olduğunu ifade eden Ok, devletin mali imkanlarında yetersizlik olsa da, yargının da dahil bulunduğu bazı meslek gruplarında iyileştirme yapılması gerektiğini dile getirdi.

Hakimlerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi bir yana emeklileri de dahil olmak üzere kazanılmışın altına düşürücü projelerin hazırlıklarının yapıldığını belirten Ok, ''Bu, geriye götürme düşünce ve tutumu, politik gücün hukuka, adalete ve yargıya bakışındaki olumsuzluğu açıkça ortaya koymaktadır'' dedi.

Nuri Ok, hakimlerin, politik güç dahil her kesime karşı bağımsızlıklarını, yansızlıklarını, güvencelerini sağlayacak, üstlendikleri görevin önemi ve üstün statülerine uygun yaşam kalitesine yükseltecek özlük haklarının teslimini ve bu ölçülere uygun bir sistemin Anayasa'da ayrıntılı olarak düzenlenmesini ısrarla beklediklerini söyledi.

'ÖZEL SORUŞTURMA USULÜ SINIRLANDIRILMALI'

Özel soruşturma usulünün, soruşturma birliğini bozduğunu, yargının hesap sorma alanını daralttığını, eşitliğe aykırı bağışıklık yarattığını ve devlete güven sorununu beraberinde getirdiğini belirten Ok, şöyle konuştu:

''O nedenledir ki, özel soruşturma usullerine tabi olanlar ve alanları tek tek değerlendirilip gereksiz olanlar soruşturma birliğine dahil edilmeli ve özellikle bunların kaynağını oluşturan Anayasa'nın 129. maddesinin son fıkrası kaldırılmalıdır.

Özel soruşturma usullerinde en önemli sakınca teminatlı cumhuriyet savcısının soruşturmayı yürütememesinde görülmektedir. Bunun kayırma, himaye, örtme, görmezlikten gelme, kimi zaman rahatsız etme gibi hukukta ve adalette olmaması gereken zaaflara yol açtığını da görmekteyiz. Bu nedenledir ki, özel soruşturma usullerine sahip olanlar mutlaka sınırlandırılmalı, gerekli görülenlerde de kötüye kullanılmasını önleyici mekanizmalar getirilmeli ve geliştirilmelidir.''

Dokunulmazlık olarak nitelenmesi imkansız özel soruşturma usulünde yasama dokunulmazlığında var olan tutulma, sorguya çekilme, tutuklama ve yargılama yasağının olmadığını anlatan Ok, ''Gerçekten yasama dokunulmazlığı suçların takibine engel, serbest alan yaratmaktadır. Dünyadaki eğilime ve insanımızın talebine uygun olarak ya tamamen kaldırılmalı ya da kabul edilebilir sınırlamaya tabii tutulmalıdır" diye konuştu.

MECLİS SORUŞTURMALARI

Meclis soruşturmasının da geçmişteki olaylar, uygulama ve deneyler ışığında mutlaka dikkatlice sorgulanması ve değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Ok, şunları kaydetti:

''Gerçekte Meclis'in hükümeti denetleme araçlarından biri olan bu yolun işletilmesi sonucunda Başbakan veya bakanların cezai sorumluluğunun doğması söz konusu olabileceğinden Meclis Soruşturması öğretide ve uygulamada 'yargısal nitelikli bir faaliyet' olarak kabul edildiğinden sürecin yargı ağırlıklı düzenlenmesi ve yürütülmesi, Yüce Meclis'i gereksiz ve yersiz suçlamalardan arındıracak, sistemin işletilmesindeki olası siyasi zorluklar yanında iddiaların anında araştırılamamasının yol açtığı delil toplama zafiyeti giderilmiş olacaktır.''

'GÜVENSİZLİK ORTAMI SÜRDÜRÜLMEKTEDİR'

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, ülkenin ve insanların sorunlarına eleştirel akıl yerine, ideolojik, katı ve kalıp fikir saplantılarıyla yaklaşılmasının toplumda zihniyet ayrışmasının temel nedenini oluşturduğunu anlattı.

Kişisel, grupsal ve politik yararlanma ve sömürü düşüncesi ve pratiğinin, bunların doğal sonucu olarak verilen desteğin tehlikeli kamplaşma olgusunu ortaya çıkardığını anlatan Ok, ayrıca vatandaşlar arasında etnik ayrılıkçı ve bölücü düşünce yaratılması hedefinde de kısmen başarı sağlandığını söyledi. Ok, şu görüşleri dile getirdi:

''Böylece, toplumumuzda kişiler ve kesimler arasında gerginlik ve güvensizlik ortamı oluşturulmuş ve sürdürülmektedir. Özel amaç taşınmasa bile farklı kültür, inanç ve etnik grupların hakları savunulurken ayrımcılık, düşmanlık ve milliyetçilik kışkırtılmamalı;laik, demokratik rejim, üniter devlet, ulus birliği, ülke bütünlüğü geri plana itilmemeli, hele tehlikeye hiç atılmamalıdır. Anadolumuzun tamamında köklü Türk ulusunun varlığı, tarih ve kültürünün dışlandığı izlenimini yaratan, ayrışma ve bölünme düşüncelerini çağrıştıran, üniter devlet yapısını sorgulatmaya yol açacak örneğin 'Türkiyelilik', 'federasyon' gibi söylemlere hep birlikte ve güçlüce karşı çıkmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti ırkçılığı reddeden, yurttaşlığı temel alan, birleştirici ve kaynaştırıcı Atatürk Milliyetçiliği anlayışına bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Örtülü ve gizlenmiş ayrılıkçı ve bölücü hareketler ile hangi tutumun ve talebin laikliğe aykırı olduğunun ayırtına varılması ve kamuoyunda sergilenmesi beraberinde etkili önlemleri getirecek, tehlikeleri azaltacaktır. Laik demokratik toplum idealinde birleşmek, çağdaşlık, genel kabul görmüş evrensel değerleri uygulamaya geçirmek, bu yönde eğitim ve öğretime önem vermek gerginlik ve sıkıntıların aşılmasında temel çözüm olacaktır. İnsanlık ve demokratik değerlerin paylaşılması kısa zamanda yumuşama ortamını sağlayacaktır. Bu yolda vatandaşlarımıza, sivil toplum örgütlerine, meslek kuruluşlarına ve özellikle siyasi partilere ve politik güce çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Siyasi iktidarların halka ve her kesime güven vermesi, birleştirici ve toparlayıcı olması zorunludur.''

'TÜRK İNSANININ HEDEFİ...'

Türk insanının hedefinin evrensel ortak değerler ve özgürlüklerin yaşandığı, sorumlulukların duyumsandığı, siyasal, sosyal ve ekonomik ortam içinde çağdaş uygarlık olduğunu belirten Ok, ''Ancak bu hedefe ulaşıldığında insanımız mutlu olabilir. Çağdışı düşünce ve hedeflerin takipçisi olmak, kısır çekişmelerle vakit yitirmek, gerginlikleri sürdürmek, ilkellik, bağnazlık ve öfkenin, çağdaş, uygar, demokratik ve laik topluma, dolayısıyla refaha ve huzura ulaşmada çetin engeller oluşturduğunu görmeliyiz'' diye konuştu.

Ok, tüm kesimlerin uygar, çağdaş, demokratik ve laik toplum, üniter devlet çizgisinde uzlaşmaya hazır olduğunu söz, eylem ve tutumlarıyla kanıtlaması gerektiğini vurguladı. Konuşmanın ardından emekli olan Yargıtay üyelerine plaket verildi.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Erdoğan İsrail'e gidiyor
 Yargı kararları eleştirilmesine rağmen uygulanıyorsa hukuk...
 Gelir İdaresi iade edildi
 Hazine yardımı aynen kabul edildi
 Erdoğan "Kipa giymem" diyor İsrail bastırıyor
 Başbakanlık 'Turkuaz Devrimi' iddiasını yalanladı
 Erdoğan'ın dava açtığı Musa Kart'a Cesaret Ödülü
 Erivan'la yeni dönem
 Hükümetten Genelkurmay'a İncirlik talimatı
 İnisiyatifi Özkök'ten almaya çalışıyor
MAHMUT ÖVÜR
Doğru Yol 14 Mayıs'a güçlü gidiyor
Türkiye, son 50...
MUHARREM SARIKAYA
Org.Özkök: Danışıklı değil...
Uluslararası Denizcilik...
YAVUZ DONAT
Hüseyin Gazi'de bir gün
Sabah yola çıktık... Kızılay,...
Ömür törpüleyen 'şifa' kuyruğu
SSK hastanelerinde doktor yüzü görebilmek için ilk şart gün ağarmadan...
Engellilerin umut türküsü başladı
Tunceli'de engelliler için "Umudun Türküsü" projesi kapsamında...
DİSK'in sloganları sevgi bahçesi gibi
DİSK'in sloganları sevgi bahçesi gibi
DİSK, 1 Mayıs mitinglerine bu yıl "fabrikamı, işimi, bağımsızlığı ve...
'Kara' göründü
'Kara' göründü
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, subaylarını yetirdiği Kara Harp...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu