kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
40'ından sonra gebelik çok zor
40'ından sonra gebelik çok zor
Prof. Dr. Bülent Baysal kimdir?

40'ında doğum sağlıksız

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Baysal tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemiyle gebeliği anlattı: "Günümüzde kadınlar geç doğum yapmak istiyor. Oysa anne olmak için en ideal yaş 20-30 arası. 40'ımda doğurayım, diye bir lüks yok."


40'ından sonra gebelik çok zor

Tüp bebek yöntemiyle çok sayıda çift çocuk sahibi oluyor. Devletin getirdiği yeni parasal yardım ise herkes için bir umut. Ülkemizde 10 yıldır uygulanan yöntemi ve gebeliğin koşullarını Prof. Dr. Bülent Baysal anlattı.

Bugün olmasa da, günün birinde bir tüp bebek uzmanının kapısını çalmayacağınızı kimse söyleyemez. Çünkü tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin, çocuk sahibi olmak için doğanın bize verdiği süre ne yazık ki kısıtlı. Ayrıca gebe kalmak için çok sağlıklı bir bedene sahip olma gerekliliği de cabası... Milyonlarca insanı ilgilendiren tüp bebek ve mikro-enjeksiyon yöntemini Prof. Dr. Bülent Baysal'a sorduk. Hamileliği ileri yaşlara ertelememek gerektiğini vurgulayan Baysal, tüp bebek uygulamasının da sabırla yürünmesi gereken bir yol olduğunu söylüyor...

Tüp bebek tedavisine kimler gelmeli? Evli çiftler 1 yıl süreyle korunmaksızın cinsel ilişkiye girmiş ve hala gebelik olmamışsa, bir doktora başvurmalılar. Tabii ille 12 ay beklenecek diye bir kural da yok. Burada kadının yaşı çok önemli. Örneğin 40 yaşında bir kadın çocuk istiyorsa artık üreme çağının sonlarına yaklaşmış olabilir. O yüzden özellikle 35 yaş ve üzeri kadınlar çocuk yapma kararı alır almaz bir jinekolağa gelmeli. Ama bir çiftin kısırlık sorunu var demek için, bu bir yıllık kural bizim için önemli.

Diyelim herhangi bir yaş problemi yok ve bir yıl sonunda hamilelik söz konusu olmadı. Siz ne yapıyorsunuz gebelik için? Üç ana konuyu araştırıyoruz önce. Bir; erkeğin sperm hücresi var mı, varsa yeterli mi? İki; kadının yumurtalık kanalları ve rahimi normal yapıda mı? Üç; kadının hormonal durumu düzenli mi, yani adetleri vesaire. Diğer detaylı testleri gerekirse yapıyoruz ama temelde araştırdıklarımız bunlar.

Kadının hormonal bir problemi var ve düzenli adet görmüyorsa... Yumurtlama ve adet düzensizliğini altında yatan hormonal problemi araştırıyoruz önce. Sonra da tedavi ediyoruz. Rahim filminde kanallardan biri tıkalı çıktığında ise endoskopik cerrahi ile göbekten girip, yumurtalıkların sorunlarına bakıyoruz. Kistler varsa bazıları toksik etkisi olduğundan, hem sperm hem de yumurtayı öldürebilir. Dolayısıyla kadının hamile kalmasında önemli rol oynar. Kadının yumurtalık kanalları tamamen tıkalıysa da, işte o zaman yumurtayla spermi alıp tüpte döllendiriyoruz. Buna da "tüp bebek" işlemi deniyor zaten.

Yani "kısırlık" kadının yumurtalık kanallarının tamamen tıkalı olması mı? Hayır, sadece neden bu değil. Bazı hasta grubu var ki, biz onlara "açıklanamayan kısırlık hastaları" diyoruz. Örneğin; kadının kanalları açık, erkeğin de yeterince spermi var ama yine de gebelik gerçekleşmiyor.

Araştırıldığında sorunun neden kaynaklandığını görülüyor genelde? Yumurtanın şeklinde veya hücre kalitesinde bir problem çıkıyor. O zaman tüpte spermi yumurtanın içine mikro-enjeksiyon yaparak döllenmesini sağlamaya çalışıyoruz. Çiftlerin yüzde 10'unda görülebiliyor bu.

30 YAŞI FAZLA GEÇİRMEYİN
Bir çift çocuk sahibi olamadığında bizim toplumumuzda daha çok kadında kusur aranır. Böyle bir gerçek var mı? Erkekte de, kadın da sorun çıkma olasılığı eşit. Yani çocuk sahibi olamayan çiftlerde yüzde 40 erkekte, yüzde 40 kadında ve yüzde 20 de her ikisinde ortak bir sorun görüyoruz.

Tedavi aşamaları nelerdir peki? Tüp bebekten önce yapılabilecek bir şey yok mu? Elbette var, 6 ay ya da 1 yıl boyunca bu tedavileri uyguluyoruz zaten. Öncelikle yumurtalıkları uyararak yumurta hücresinin sayısını ve kalitesini artırmaya çalışıyoruz. Böylece ay başına yüzde 1-2 olan gebelik şansı, yüzde 3-4'e çıkıyor. Buna "aşılama"yı eklerseniz, şansınız yüzde 10-15'e çıkıyor. Üç-dört defa aşılama yaptıktan sonra, yine sonuç alınamıyorsa, bu kez tüp bebek ya da mikro enjeksiyona başvuruyoruz.

Tüp bebek ve mikro-enjeksiyonun farkı nedir?
Erkeğin spermlerinde bir problem yoksa, tüpte bir yumurtanın yanına 50-100 bin tane sperm koyuyoruz ve onların kendi kendine döllenmesini bekliyoruz. Ama spermlerde sorun varsa, erkeğin testislerinden kaliteli sperm hücrelerini seçip kadının yumurtasına direkt enjekte ediyoruz. Buna da "mikro-enjeksiyon" deniliyor. Ne var ki spermde bir problem olmadığı halde Türkiye'de hemen mikro-enjeksiyon yapılıyor. Ama dünyada geçerli olan, sperm sağlıklıysa klasik tüp bebek işlemi yapmak. Çünkü mikro-enjeksiyon yaptığınızda ortaya çıkacak bebekteki kromozom anormalliği görülme ihtimali biraz daha fazla. Tüp bebekte ise normal yolla hamile kalma oranıyla aynı.

Klasik tüp bebek yapıldığında çocuk sahibi olma şansı nedir? Bu problemin büyüklüğüne ve kadının yaşına göre değişiyor. Ama bütün dünyada verilen klinik oranları da yüzde 40-50'si gebe kalabiliyor. Bunun yüzde 10-15'i düşükle sonuçlanıyor. Kucağına çocuk alma oranı dediğimiz zaman yüzde 25'lere düşüyor bu. Yani her tüp bebek yapılan çocuk sahibi olamıyor. Genelde yumurta kapıya dayandığında bize geliyorlar. Örneğin kadın 38 yaşına gelmiş "Çocuk istiyorum" diyor...

Yaş konusunu önemle vurguluyorsunuz... Peki hamile kalmak için en uygun yaş nedir? 20-30 yaş arası, yani 20'li yaşlar. Bunun üstü de riskli, altı da.

Hani tıp ilerlemişti, 45'inde bile doğurabiliyordu kadınlar? Evet ama çok güç. Anne olmayı çok geç yaşlara bırakmamak gerek. İstisnaları gözönünde bulundurmayın. Biz normal bir kadını ele alarak bir kanıya varıyoruz. Bir kere hücre yaşlanması diye bir süreç var. Cildimiz neden kırışıyor? Çünkü yaşlanıyoruz. Kadın her ay yumurta yumurtluyor ama 20 yaşındaki kadar kaliteli değil. Yumurta hücresi yaşlandığı için döllenebilme, kromozomlarını sağlıklı geliştirme yeteneği azalıyor, düşük yapma ihtimali artıyor... 40 yaşındaki bir kadın damar, tansiyon ya da şeker problemleriyle karşınıza çıkabiliyor. Ay başına gebe kalma oranı 25 yaşında bir kadında yüzde 25 civarındaysa, 40 yaşında bir kadında yüzde 1-2'lere düşüyor.

SİGARA GEBELİĞİ ENGELLER
Doğurganlığı artırabilmek için yapılabilecek şeyler var mı? En kalın harflerle yazılması gereken şey; sigara içmemek. Sigara bütün hücereleri etkilediği gibi yumurta hücrelerini ve yumurtalığa giden damarları da etkiliyor. Böylece yumurta rezervinin azalmasına neden oluyor. Onun dışında sağlıklı beslenmek, kiloya dikkat etmek önemli. Çünkü şişmanlık ve obezite şeker insülin oranını, yumurtlama düzenini bozuyor. Örneğin şişman bir kadının tüp bebekle bile gebe kalma olasılığı normal kiloda bir kadına oranla daha düşüktür. Ayrıca düşük yapma ihtimali de iki katına çıkar.

Kısırlık ya da erken menopoz genetik olabilir mi? Yani annesi erken yaşta menopoza giren bir kadının da erken menopoza girmesi olası mı? Yüzde yüz diyemeyiz ama böyle bir ihtimal var. En azından risk yüksektir, diyebiliriz.

Peki bir kadın ne zaman menopoza gireceğini öğrenebilir mi? Yumurtalıkların içinde yumurta taslakları vardır. İyi bir ultrasonla kadının yumurtalık rezervinin iyi olup olmadığın tespit edebiliyoruz. Adetin ikinci üçüncü gününde yapılan hormon testleriyle de, menopoza gidiş var mı bunu öğrenebiliyoruz. Örneğin, 33 yaşında bir kadın geliyor ve "Ben 3 yıl daha korunacağım" diyor. Biz yumurtalık rezervine bakıp, "Aman erteleme 2-3 yıl sonra ne olacağı belli değil" diyoruz. Bize sürekli bu problemlerle gelindiği için özellikle uyarmak istiyorum. 30'umda değil de, 40'ımda doğurayım diye bir lüksünüz yok.

Kaç kez tüp bebek deneme şansı var bir çiftin? Aslında kadında yumurta ve erkekte sperm olduğu sürece sayı sınırı yok. Ama hem maddi hem de manevi bakımdan yıpratıcı bir olay. Her defasındaki hayal kırıklığını düşünürseniz kolay değil. Tabii 5-6 defa denemiş hastalarımız da var. Beşincide değil, altıncıda olabiliyor. Bu biraz da şans, sağlıklı hücreye altıncı da rastlayabilirsiniz.

Burada iş doktora mı düşüyor? Elbette ki doktorun ve bu işlem için çalışan tüm ekibin tecrübesi çok önemli. Düşünün; laboratuardakiler gözle görülmeyen bir hücreyi yakalayıp, diğer bir gözle görülmeyen hücrenin içine enjekte ediyorlar. Ama o sağlıklı hücreye ilk denemede ulaşmak doktorun elinde değil.

Yaş sınırı nedir? Yani kaç yaşından sonra bir kadına "Denemeye değmez" diyorsunuz? Kadın 45 yaşına gelmişse bu tür denemelerin bir sonuç verme olasılığı hemen hemen yok. Yumurtlama olsa bile kalitesi çok düşüktür. Tabii dünyada 50 yaş ve üzerinde doğum yapan bir iki kadın örneği var ama onlar istisna.

Erkekler için bir yaş sınırı yok mu? Erkekte sperm olduğu sürece yaş pek etki etmiyor. Ancak kromozom anormalliği ya da spermde şekil bozukluğu önemli. Şekil bozukluğu varsa, yumurta döllenemiyor çünkü.

TÜP BEBEĞE DEVLET YARDIMI
Tüp bebek veya mikro-enjeksiyonla gebelikte genelde hep üçüz, dördüz çocuk oluyor, neden? Gebe kalma şansını artırmak için birden fazla yumurtaya sperm enjekte ediliyor. Ancak bütün dünyada bu şiddetle eleştirilen ve tedavi başarısızlığı olarak kabul edilen bir şey. Örneğin Kuzey Avrupa ülkelerinde iki tane embriyo transferi sınırı vardır, ancak çok özel koşullarda sayı artırılıyor.

Türkiye'de nasıl bu ortalama? Genelde üç transfer yapılıyor. Ancak çok sıkı bir denetleme olmadığı için dört veya beşe çıkabiliyor. Bunların hepsi tuttuğu zaman da çoğul gebelikler ortaya çıkıyor. Bu sağlıksız bir durum çünkü hepsinin yaşama şansı çok az. Anne karnında bir ikisinin yaşamına son verdiğiniz zaman, içerde oluşacak kanamadan dolayı diğerlerini de kaybetme riskiniz var. Ama tüp bebeklerde çoğul gebelik oranı yüzde 40. İkizlerde erken doğum oranı da yüzde 80. Amerika'da 24 haftalık bir bebek yaşatılabilir ama Türkiye'de birkaç hastane dışında böyle bir şansınız yok. Erken doğum ve çoğul gebelik biz doktorların en korktuğu şeydir.

Devlet şimdi tüp bebek yardımı da yapıyor öyle değil mi? Şartları neler? Evet kontrolsüz ilaç kullanımını azaltmak için başlatıldı bu uygulama. Ayrıca doğuramamak artık bir hastalık olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 1 milyar lira tüp bebek uygulama yardımı veriliyor. Ama bu üç defa ile sınırlı. Ayrıca kadında da 40 yaş üzerine yardım yapılmıyor.

Her hastaneye gidilebiliyor mu peki? Bir eğitim hastanesinden rapor almak kaydıyla her hastanede bu uygulamayı yaptırabiliyorsunuz. Yaklaşık 2,5 milyarlık bu uygulamanın üzerini ise çift kendi ödüyor. Ama Bağkur ve Emekli Sandığı'na bağlı olanlar için geçerli bu yardım. SSK'lılar için durum henüz belirsiz.
DİĞER İYİ YAŞA HABERLERİ
 Evde kendinizi tedavi edin
 Prostat sorunu sekse engel değil
 Sünnet olmak kanseri önlüyor
 Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
 Kolesterol ve şekeri ihmal etmeyin
 Budist Türkler'in tuzlu çayı
 Bu salondan çok zinde çıkacaksınız
 50'sinden sonra kuğu oldular
 Kuru ciltlere ballı, yağlı ciltlere naneli
 Güzel hayaller beyni rahatlatır
 Deterjan kısırlık yapabiliyor
 Şeker bir salgın gibi yayılıyor
 Şeker hastalığına ilişkin doğru bilinen yanlışlar
 Tiroid vücudun orkestra şefi
 İhmal edilirse kansere yol açar
 Kazanova günde 40 istiridye yiyordu
 Kirli siyasette fazilet mücadelesi
 Erken yaşlanmanın önüne vitaminle geçin
 Akciğer kanserinde yeni umut
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
  » İyi Yaşa
Kaptanın seyir dışı defteri
Kaptanın seyir dışı defteri
Şu sıralar dura-kalka dünya turu yapmakta olan Nazenin 4'ün seyir...
Cüneyt'le aşkımızı tiyatrodaki kadınlara rağmen kazandık
Cüneyt'le aşkımızı tiyatrodaki kadınlara rağmen kazandık
Ayten Gökçer, eşiyle büyük aşkını anlatıyor: "Ona aşık pek çok kadın...
Demokrasiyi yaymanın ABD'nin görevi olduğunu savunuyorum
Robert Kagan Washington Post'un köşe yazarı. Bir dönem ABD Dışişleri...
Sadri Alışık'ı anmak... Ama nasıl?
Belki bu yıl 10. ölüm yıldönümü olduğu için olay biraz abartıldı.
Buyurun Japon sofrasına
Japonya'nın İstanbul Başkonsolosu Yoshikawa'nın öğle yemeği davetinde menüde ev...
Kardinal'in devrimci aşçısından mutfak duaları
Maestro Martino, Kardinal'in dillere destan San Lorenzo Sarayı'nda aşçı oldu.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.